Gelecek on ve yüzyıllar da bu durumu nasıl çözüleceği ve ilerlemenin hangi tarafı yöneteceği belli olacak. İslâm yeniden ve bir kez daha büyük bir rol üstlensin ya da üstlenmesin, milliyetçilik ve sekülerizm hem yeni hem de enerjik ideolojiler olsun ya da olmasın veya her iki taraf arasında bir denge kurulsun ya da kurulmasın, bunların hepsine dönük çağrılar kendilerinden emin bir şekilde var olmaya devam edecekler.
Sayfa 268Kitabı okudu
Milliyetçiliğimizin gerçek temellerini göstermeye çalıştım. Bunu anlamayıp da millet yıkıcılarını milliyetçi sananlar yürüdükleri yolun karanlığa götürdüğünü gördüler. Onların bazısı milliyetçiliği Cengiz ile Timur'un kanlı kılıçlarında aradı. Bazıları da müslüman Türkün bin yıllık varlığının kökünden yıkılmasına millet davası dedi. Hakikatte bir aşiretten bir imparatorluk çıkaran Osmanoğulları, milliyet davamızın mürşidleridir. Daha da evvele inmek lazım. İlk şehitleri ararsak Kılıç Arslanlara ve Alparslanlara kadar inmeliyiz. Hira'dan getirilip bu ülkenin havasına serpilen rahmet bugün onların eseridir. Hiçbir zaman bölünemeyecek olan bu topraklarda onların kalbi çarpıyor. Bu kalbin çarpınışları, onların arkasında tek bir kuvvet halinde birleşmeye bizi davet ediyor. Artık bilelim ki millet davamız, 70-80 yıllık değil, belki bin yıllıktır. Milliyetçiliğimizin mürşidleri Fethi Ali Ahundof, Ahmet Agayef ve Yusuf Akçura gibi Rusyalı müslümanlar değil, Anadolu'nun toprağına ruhunu rahmet yapan mürşidler, kanlarını bayrak, kemiklerini millet abidesi halinde hediye eden Oğuz çocukları Osman Gaziler, Yıldırımlar, Yavuzlar ve Fatihlerdir.
Milliyetçilik ulus devletin dinidir. Belirli bir şekilde tanımlanmış bir millete iftihar, gurur, özgüven pompalar. Bir taraftan da diğer "milletleri aşağılar, ötekileştirir. Ulus devletler particiler tarafından yazılan anayasaları, kanunları, başlatılan gelenekleri yüceltirler. Ama bir yandan da tevâzu adına “halk ne isterse" ona tâbi olduklarını beyan etmekten geri durmazlar.
Sayfa 275Kitabı okudu
Milliyetçilik, tarihin en büyük gerçeğidir, çağımızın en güçlü hareketidir. Milliyetçilerin ıstıraba ve çileye duçar olduğu dönemler»,
devlet ve millet düşmanlarına felâket, dostlarına ise saadet getirmeye vesile olmuştur. 3 Mayıs Türkçüler Bayramı bu demektir.
