Kelimelerin yetmediği, cümlelerin anlatmak için eksik kaldığı bir kahramanlık savaşıdır Çanakkale Savaşı. Yazar Çanakkale Savaşına milli duyguların dışında farklı bir gözle bakmamızı sağlamış bu kitapta.
Kitap dedesini arayan genç bir bayanın Gelibolu'ya gelmesiyle başlıyor. Sizi savaşın iki farklı cephesindeki askerlerin gözünden Çanakkale Savaşına, onların cephe öncesi ve cephedeki yaşam hikayesine katıyor. Bitip giden umutları,kayıp giden yaşamları,niçin savaştıklarını bilmeyen Anzak askerlerini,vatan ve onurlarını korumak için savaşan Türk askerlerini, yaşam mücadelesini,savaşa rağmen galip gelen insani duyguları,yardımseverliklerini,yiğitliklerini anlatıyor.
Bazen özgürlüğü,vatanı,onuru için savaşan Türk askeri, bazen nerede olduğunu ,niçin savaştığını bilmeyen Anzak askeri oluyorsunuz.
Sonra şöyle düşünüyorsunuz; Savaşın kazanı olduğu zannedilse bile aslında kazananı yok, kaybedeni var. İnsanlık kaybediyor. Dünyadaki her insanın kanı aynı ve her insanın yaşam hakkı var.Bu hakkı kimse elinden almamalı. Yaşam hakkı kutsaldır.Savaşın verdiği ağır kayıpları ödeyecek bedel yok.....
Lafla vatan sevilmez, milliyetçilik yapılmaz. Yaşadığı ülke için faydalı olan, ülkesi için iyi şeyler yapan herkes iyi bir milliyetçidir aslında...
Tabii ki bu kitap Çanakkale Destanını anlatmıyor.Bu kitap Çanakkale Destanının içinde bir cümle sadece...duygusal etkileyici muhteşem bir kitap...
