1450'li yıllarda Italyan mimar Leon Battista Alberti rüzgar hızını ölçebilen ilk anemometreyi icat etti.
dış dünya sadece erkeklere ait
Dönemin anlayışına göre kapalı ortamlarda, mümkünse kapalı camlar ardında bulunmaları gereken kadınları da çevreler. Daha sonraları aziz mertebesine yükselen Başpiskopos Floransalı Antoninus görgü kurallarını anlatan bir kitapta kadınları uyarır: "Gelip gideni görmek için cam önlerinde durmanız hoşuma gitmiyor." Evin hanımı, Piazza Meydanı'nda dikilemez ve evin kapısında durup konuşamazdı. Evden sadece kiliseye gitmek için çıkabilirdi, o da yalnız olmamak şartıyla. Hümanist bir yazar ve mimar olan Leon Battista Alberti de erkekleri karılarını dışarıya salmamaları konusunda uyarır; dış dünya sadece erkeklere aittir.
Reklam
Ütopya ya da Başka Bir Dünyanın Olabilirliği Üzerine
İtalya'da özellikle 15. yüzyılın ortalarından başlayarak mimariye ilişkin çalışmalarda, ressamların tablolarında yeni insan tipine uygun ideal sitenin yaratılmasına başlanmış, geometrik, ussal ve işlevsel ögelerle donatılmış o güne dek rastlanmayan kentsel doku çalışmaları gerçekleştirilmiş ve bu çalışmalar Rönesans ütopyalarının kent planlarını esinlenmiştir. Özellikle de zenginliği ve modernliği ile antik siteyi idealize eden Floransa'da mimar ve ressamlar gotik sanata karşıt, matematik oranların, simetri ve perspektifin egemen olduğu yeni bir ideal kent örneği yaratmışlardır. Floransalı mimar Battista Alberti Mimarlık Üzerine adlı yapıtında çizgisel perspektif ve planimetriye dayanan Rönesans şehircilik biliminin ilkelerini açıklamıştır. Antikitenin polis örneğinden yola çıkılarak oluşturulan bu kentlerde kutsal daire anlayışı geometrik formun ana ögesi olmuş ve Rönesans düşüncesine uygun olarak bu kentler mikrokozmos ile makrokozmosu, kenti, doğayı ve evreni birbirine bağlama amacı güden yaşam merkezleri konumuna gelmiştir. Gİttikçe laik bir dünya görüşüne göre biçimlenen kent dokusunda feodal ve dinsel güç odaklarını yansıtan yapıların yerlerini siyasal ve hukuksal güçlerin egemenliğini simgeleyen yapılar almıştır. Aslında mitolojik temellere dayalı Antik Çağ kentinin prototip olarak alınarak yeni bir formda yaşama geçirilmesi arka planda insanoğlunun her dönemde düşlerini süslemiş olan bir arzusunu da yansıtır: Ölümsüz olmak, yitirilmeyecek bir gençlik ve sonsuz bir mutluluk. Rönesans'ın yeni kentleri insana bu hayalini gerçeğe dönüştürebilmesinin zeminini sağlama ereğindedir.
Sayfa 14 - Mustafa Hazım Bayka
Della Pittura
İtalyan hümanist, mimar, heykelci ve Rönesans sanat kuramının kurucusu sayılan Leon Battista Alberti (1404-1407), resim üzerine ilk modern inceleme olan Della Pittura isimli eserini, 1436 yılında Latince ve İtalyanca olarak yayımlamıştır.
Palladyanizm
Tamamı Palladio tarafından tasarlanan binaların hepsi Venedik ve Veneto bölgesindedir. Bunlar arasında Vicenza'da rehber kitaplarında Palladio Şehri olarak da geçen yoğun bir palazzo dokusu, villalar ve Venedik'teki Redentore başta olmak üzere kiliseler yer alır. Palladio'nun mimari incelemelerinde Romalı mimar Vitruvius'un ve
ALBERTI
Çeşitli konularda okumayı seven sanatçılar, hele de heykeltraş, ressam ya da mimar iseler, bu okumalarının büyük yararını görür. Kitaplardan öğrenilenler zanaatkarların yaptıkları işlerde daha yaratıcı olmalarını sağlar, hem hiç kuşku yok ki doğuştan gelen yetenekleri hangi yönde olursa olsun, eğer sağlam bilgi ve teori ile donanmış değillerse kararlarında hataya düşebilirler.
Sayfa 177Kitabı okudu
Reklam
Hümanistlerin savunduğu bireyselcilik aynı zamanda bütün insanlığın da evrensel değerini onaylıyordu. Bu görüş açısında hümanist kültür, baskıya baş kaldırmayı simgeliyordu. Kısacası kötü yönetimlerle mücadele etmenin bir şekliydi. Çünkü Mimar Alberti'nin dediği gibi: "İnsan isterse her şeyi yapabilir."di.
Sayfa 9 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
İtalyan mimar ve hümanist, Leon Battista Alberti, büyük gülle atan toplara karşı doğru yöntemi keşfeden ilk kişiydi. 1440'ta yazdığı De reaedificatoria isimli denemesinde, tıpkı bir testerenin dişlerinde olduğu gibi, aynı olmayan hatlarda inşa edildiklerinde, savunma istihkâmlarının daha etkili olacaklarını ve hatta yıldız şeklindeki bir yapının en iyi sonucu verebileceği öngörüsünde bulundu.
Sayfa 38 - Küre Yayınları