Para kadınla, kumarda ya da mimarla yenir. deyişi, paranın kadınla yenebileceğini ileri sürdüğüne göre yalnızca erkekler için düşünülmüş olsa gerek. Yalnızca erkelerin para yeme yollarını dile getiriyor. Ya kadınlar?....
Reklam
Doktorun hatası toprak altında, mimarınki toprak üstünde olurmuş. Bir başkasına göre de doktorların hatasını toprak örtermiş, mimarlarınkini ise ağaçlar....
" Hayatta yapılması gereken en önemli şey giderken vicdanını kirletmeyecek olaylarla dolu bir ömür geçirebilmektir." ~Doğan Kuban~
Sayfa 87 - YEM YayınKitabı okudu
Mimarlık yaşama biçimlerine giydirilen kılıflardır.
Sayfa 87 - Yem yayınKitabı okudu
Hayatta yapılması gereken en önemli şey giderken vicdanını kirletmeyecek olaylarla dolu bir ömür geçirebilmektir.
Sayfa 87 - Yem yayınKitabı okudu
Reklam
Yanılgımız çoğu kez kendimizi, bizden önce yaşamış olanlardan daha akıllı sanmamızdan kaynaklanmıyor mu?
Sayfa 73 - Yem yayınKitabı okudu
Yanılgımız çoğu kez kendimizi, bizden önce yaşamış olanlardan daha akıllı sanmamızdan kaynaklanmıyor mu?
Sayfa 73 - Vedat Dalokay 'Güvercinler'Kitabı okudu
''...Gel de anlat! adamcağız Türkiye'deki yerleşmelerin oldubittilerle değil de şehirciler, mimarlar tarafından yapıldığını düşünecek kadar safmış meğer.'' (!)
Sayfa 175 - Yem YayınKitabı okudu
“İlk kitabım çıktığında 61 yaşındaydım. Kırkıncı çıkıyor bak 63 yaşından sonra. Hesabı yok, hesabı. Bir de her şey çok hesaba gelirse zaten tadı kalmıyor yaşamanın.” -Aydın Boysan
Reklam
Bizde nedense, insanlar koleksiyonlarındaki resimler ve onların ressamlarıyla övünürler ama, evleri ya da binaları beğenildiğinde mimarlarının adının ortaya çıkmasından pek hoşlanmazlar; nedense başarıyı paylaşmakta cimri davranırlar. Çoğu kez, mimarın adının binaya değer katabileceği bilinci daha oluşmamıştır. Mimarın aklını, yeteneğini, emeğini, göz nurunu hiçe sayan böyle bir anlayışı anlamak zordur. Oysa, dış dünyada mal sahipleri, binaları kadar binalarının mimarlarıyla da övünürler. Oralarda binalar çoğu kez mimarlarının adıyla birlikte anılır... Hattâ bazen Paris Operası örneğinde olduğu gibi binaya mimarının adı verilir. Paris'in ünlü operası bugün, mimarı Charles Garnier'nin adını taşır ve "Opéra Garnier" olarak anılır.
Yeşil alanlar gökdelen arsalarına dönüşürken, Dolmabahçe'de sarayın yakınında, caminin sırtına binen bir yarı-kaçak gökdelen bile diktik.
Herkes Mimar Sinan'ı anıyor, ama büyük çoğunluk onun ne yaptığını bilmiyor.
Yazmayı, söylemeyi bile doğru dürüst beceremediğimiz sözcüklerden oluşan bir dil kullandığımız için birbirimizi anlayamıyoruz. Politik, sosyal, ekonomik yaşamımız da bu nedenle karmakarışık. Yaşamımızdaki kargaşayı dile bağlayabileceğimiz gibi, dildeki kargaşayı da kafamızdaki karışıklığa bağlayamaz mıyız?
Sayfa 122Kitabı okudu
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.