"Acaba insan ne zaman gözükara olur? Yitirecek fazla bir şeyleri olmadığında mı? Kazanacaklarının yitireceklerinden daha fazla olacağını düşündüğünde mı?"
İSTANBUL’LA SAKLAMBAÇ - MİNA TANSEL
-
İstanbul’un sesini duyduğunuzu düşünün bir anlığına!
İstanbul.. kim bilir neler anlatır.. şimdi konuşsa!
Neyse ki bu kitapta İstanbul 2010 yılında konuşuyor(!)
Neyse ki!
Her neyse, söyleyecek çok şey var da.. ben kitabımıza geleyim..
Üç küçük arkadaşımız, İstanbul’un sesini duyuyorlar bir gün ve o günden sonra ‘İstanbul’la Saklambaç’ oynamaya başlıyorlar.
Bir buluşmada çocuklar saklanıyor İstanbul arıyor.. bir buluşmada İstanbul saklanıyor çocuklar arıyor..
Saklandıkları yerlerle ilgili birbirlerine ipuçları vererek birbirlerini bulmaya çalışıyorlar.
Çok tatlı bir kitaptı!
Hem eğlenceli hem bilgi verici hem öğretici, özellikle İstanbul’da yaşayan çocuklar için mükemmel bir eser!
Tam olarak kitabı eline al, okuya okuya İstanbul’u dolaş! ‘lık bir eser.
Ya da okurken tam o saklanılan yere git gez, dolaş, öğren!
İstanbul’un tarihiyle ilgili bilgiler de verdiği için çocuklara derslerinde yardımcı olabilecek bir kitap olduğunu düşündüm okurken.
Harikaydı, çok sevdim kitabı gerçekten
3. sınıflar için çocukların seviyesine göre.. 4. sınıftan itibaren, özellikle ortaokul çocukları için tavsiyemdir.
Bandırma vapuru, 16 Mayıs'ta daha İstanbul Boğazı'ndan Karadeniz' e çıkmadan İngilizlerce durduruldu. Silah araması yapıldıktan sonra yoluna gitmesine izin verildi. : "Silah götürdüğümüzü sanıyorlar, oysa kafa götürüyoruz."
"Galata Kulesi denince benim aklıma Hezarfen Ahmet Çelebi geliyor. Bilimin pek çok dalıyla ilgileniyormuş; uçma konusuna epeyi kafa yormuş. Kuşların kanatlarını incelemiş. Sonunda kendine iki kanat yapıp Galata Kulesi'ne çıkmış. Kanatları takıp Kule'den kendini bırakmış, Anadolu yakasında Üsküdar'a, Doğancılar'a kadar uçmuş. Sultan önce onu altın kesesiyle ödüllendirmiş. Ama, sonra çevresindekiler, "Efendimiz, bu adam çok bilmiş; sizi de tahtınızdan edebilir," gibi sözler söyleyince Hezarfen'i İmparatorluğun en uzak köşesine, Cezayir'e sürmüş!"