Güçlü, uyduruk kayıtlarla güçsüzün hakkını yer, güçsüzün eli adalete çatmaz.
Sayfa 167Kitabı okuyor
Bir ülkede insanlar doğru değilse adalet de doğru olmaz, adalet doğru olmayınca hep güçlüden yana olur.
Sayfa 167Kitabı okuyor
Ve yine tüm dünya bilsin ki adaletin şakası olmaz, adalet dünyanın en hassas terazisi olarak korunmalıdır.
Sayfa 161Kitabı okuyor
Zeynep, insanları çevresindekilerin ve yaşadıkları coğrafyanın bir heykeltıraş gibi şekillendirdiğini öğrenmişti.
Sayfa 155Kitabı okuyor
Çokbilmiş kibiriyle insanlara tepeden bakanların ne kadar büyük cahiller olduğunun artık farkına varmıştı.
Sayfa 155Kitabı okuyor
Hayatta problemler hep pusudadır. Bazı problemler zayıf düştüğümüzde domino taşı gibi ardı ardına üzerimize çökerler.
Sayfa 154Kitabı okuyor
Alışmak kimi zaman insanın kaçamadığı şeylere koyduğu isimdi, mecbur kaldığı şeyin adıydı.
Sayfa 140Kitabı okuyor
Ahmet Hoca ve onun gibiler dini her zaman cahil insanlar üzerinde kullanarak maddi ve manevi kazanç sağlardı.
Sayfa 123Kitabı okuyor
Tehlike bazen en yakınımızdan, ummadığımız bir zamanda gelebilirdi.
Sayfa 118Kitabı okuyor
“Karşındaki insanı bulunduğu bilinç düzeyine ve şartlarına göre değerlendirip anlayabilirsek ona kızamayız.”
Sayfa 116Kitabı okuyor
Allah kimseye kaldıramayacağı yükten fazlasını yüklemezmiş.
Sayfa 114Kitabı okuyor
İnsan acılıyken her türlü şey konuşur.
Sayfa 108Kitabı okuyor
Alın yazısı gerçek miydi, yoksa güçsüz anlarımızda biz mi tevekküle sığınıp bir alın yazısı icat etmiştik?
Sayfa 107Kitabı okuyor
Aslında yoksulluk dünyada var olan bir şey değil, paylaşımı reddettiğimiz için türemiş bir şeydir.
Sayfa 99Kitabı okuyor
Aşk güzel bir şey, şayet bulabilecek kadar şanslıysan.
Sayfa 93Kitabı okuyor