Said Nursi'nin her suale cevabı varmış(mış).
HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorardı. Atasözü "Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1) "Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
Sayfa 56 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Margrete’nin oturma odasında ne bir mucize ne de bir gizem vardı, sadece pazar uyuşukluğu. Bütün mobilyalar yeni, her şey yeni ve moderndi ama yine de solgun, renksizdi, masadaki çiçekler havasızlıktan solmak üzereydi, boğucu atmosferden ben sararıp solmuştum, odaların kapıları dünyaya kapalıydı, dışarıdaki her şeye kapalı, tıpkı ben büyürken olduğu gibi, sanki evin dört duvarı dışında önemli bir şey yokmuş gibiydi, gökyüzü yoktu da seri üretim bir ufuk vardı, ne uçurum ne savaş, sadece terbiyeni takınman isteniyordu burada, sanki hayatta tek derdin miş gibi yapmak ve yakınından geçtiğin kuralların hepsine anında uymaktan ibaretmiş gibi.Margrete’nin oturma odasını gördüm, boğazım daraldı.
Sayfa 139 - SirenKitabı okudu
Bu ülkede yaşayan herkesin yaşamında kişisel bütünlük bir değer olarak yer almadıkça, toplum uygar bir toplum haline gelemez. ''Peki toplumun uygar bir toplum haline geldigini nasil ölçeceksiniz?" "Cok basit!" "Nasıl?" "Ülkede rüşvet kalkar. Tanıdık, bildik yoluyla işe alınma ve terfi etme kalkar. Trafik, kuralların ve yasaların biçimlediği gibi gerçekleşir. Ve bütün bunlardan daha da basiti, sıraya girilmesi gereken yerlerde insanlar, başkası sopayla zorlamadan, korkutmadan, kendi istekleriyle sıraya girerler ve sıraya girmeyenlere de halkın kendisi öyle bir müdahale eder ki sıraya girmemeyi aklından geçirenler, bunu yapmaya cesaret edemezler. "Kısacası , 'mış gibi yaşam' kalkar, insan gibi yaşamaya başlarız. 'Mış gibi' kaldırımlar yerine hakikaten kaldırımlarımız olur; 'Mış gibi' anababalarımız yerine gerçekten ana ve babalığı bilinçli olarak yapmak isteyenler çocuk sahibi olur, 'mış gibi' politikacıların devri geçer, gerçekten hizmete kendini adamış, sözüne önem veren liderleri seçeriz. Kişisel bütünlük olunca bütün bunlar doğal olarak bir toplumun yaşamında gerçekleşir."
Şehir planlamacılarına sormak istiyorum örneğin: "Neden kaldırımları bu kadar dar planlıyorsunuz? İki kişi karşılaştığı zaman yürüyemiyor. '-Mış gibi' kaldırım yapmak yerine neden doğru dürüst bir kaldırım yapmıyorsunuz?"
Okul denen şey, aynı şeyleri tekrarlamak, çizmek, birleştirmek mi yani? Okul durmadan -miş gibi yapmaktı, komikmiş, ilginçmiş, iyiymiş gibi yapmak.
Düşünme!
pyknkaya.blogspot.com/2024/04/dusunme... İnsanların düşünüyor gibi yapıp aslında düşünmemeleri gibi bir durum vardır. İşte o insanlara özel bir yazım bu ve buradan onlara düşünmemelerini söylüyorum. Mış gibi yapmak yerine hiç yapmamak daha sağlıklı emin olabilirsiniz. Bu konuda karşınızdaki insandan önce kendinize dürüst olun.
Aromatik Adam
Hoca devam etti:"Müsamere kültürü demek gösteriş demektir,içi boş insan olmak demektir,bir işi mış gibi yapmak demektir.Olaylara yüzeysel ve silik bakmak demektir.Niye bir toplumda Müsamere kültürü olur?Eğer toplum rahatına düşkün ise rahatını bozmak istemez,korkar.Ama o korkunun arkasında gelişmenin olduğunu bilmez.Toplum bir adım atsa,rahatını bozsa,korkusunu yense,çok güzel şeyler olacak.Bu yüzden toplumun bu zaafını bilenler her fırsatta toplumu sömürüyor ve inan bu tipler asla toplumun aydınlanmasını istemez.
İnsanlarımız, bu kötü yaşantıyı dile getirmenin, muhalefet yapmak olduğunu sanıyorlar. Yapanlar bile, 'muhalefet yaptıklarını' sanıyor bir bakıma. Aslında bir yanlış anlama olduğu halde, anlaşıp gidiyorlar. Bir 'mış gibi yapmak tutturmuşlar, arabalar yürüyor ya, ekmek yapılıyor ya, iyi kötü suyumuz geliyor ya... mesele yok.
İsrail Mescid-i Aksa'ya şah çekecek. Umarım mat olmaz Aksa.
İsrail ve Büyük Satrançta Son Hamleler Şah / Mat mı? Satranç en sevdiğim oyun ve yedi yaşından bu yana oynarım. Oyunu bana öğreten babam dışında birçok iddialı ismi yendim. Bazen de kaybettiğim oldu doğal olarak. Fakat genel olarak fena bir oyuncu sayılmam. Satrançta meşhur açılışlar vardır; İspanyol açılışı, Hint açılışı gibi. Aynı zamanda
“Sanki hayattaki tek derdin miş gibi yapmak ve yakınından geçtiğin kuralların hepsine anında uymaktan ibaretmiş gibi.”
Siren YayınlarıKitabı okudu
384 syf.
5/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Hiç hoşuma gitmedi
5 puanı da seriye olan saygımdan veriyorum yoksa 3-4 arası gidip geliyodum ki ben genelde bol keseden her şeye puan veririm ama bu kitap beni çok zorladı malesef. Biraz doldum o yüzden taraflı bi inceleme olabilir ama eğer şimdi yazmazsam yarın unutabilirim. Yine üçleme hakkındaki genel fikrimden bahsedicem.(Spoiler içerebilir) Seri distopik
Labirent: Son İsyan
Labirent: Son İsyanJames Dashner · Pegasus Yayınları · 20166,8bin okunma
...sanki hayatta tek derdin miş gibi yapmak ve yakınından geçtiğin kuralların hepsine anında uymaktan ibaretmiş gibi.
Sayfa 139Kitabı okudu
Son söz
Çok sayıda saygısızca etiketleme, çirkin üslubun tanığı oluyorum şu sıra. Siyaseti, siyaset konuşulan ortamda bırakamayıp sosyal ilişkileriniz ve iletişiminizden ayıramıyorsunuz madem ben de kanaatimi sizin nahoş yaftalarınıza daha fazla maruz kalmadan yazıp bu bahsi bitireyim: Bundan böyle cumhuriyetin ayak seslerinin duyulacağı ve cumhuriyetin tam anlamıyla yaşanacağı söyleniyor. Cumhuriyetin ayak seslerinin teröristle iş birliği yapılarak elebaşlarını hapisten çıkarma vaatleriyle duyulacağını düşünmüyorum. Atatürk'ün ve cumhuriyetin kalkan olarak kullanılıp her türlü kirli niyet, söz ve davranışa alet edilmesinin öne sürülecek sebep bulunamadığından yalnızca "-mış gibi" yapmak için olduğunu düşünüyorum. Diğer partilerin Allah'ı, dini kullanarak ahlâka aykırı siyaset izlemesi de aynı yolun yolculuğu. Sözün özü; politikada etik ve ahlâk aramayın ama politikayı konuşurken ahlâk kurallarını kılavuz edinmeyi farz bilin.
176 syf.
·
Puan vermedi
Bastan sona doğru ilerleyen bir metin Kireç Ocağı. Kitabı okumaya başladığınızda kitabın sonunu da çözmüş oluyorsunuz . Karakterimiz Konrad, doğa bilimlerini seven, işitme deneylerine özel ilgisi olan, takıntılı, mükemmeliyetçi, öfke ve delilik eşiğinde gidip gelen bir adam. Konrad işitme deneylerini yapmak ve bu konuda bir başyapıt yazmak icin beş yıl boyunca kendini ve yürüme engelli eşini toplumdan yalıtılmış Kireç Ocagi'na hapseder. Kireç Ocagi'nda bu başyapıtını yazmaya çalışır ve başarılı olamaz. Bu yazma daha doğrusu yazamama süresi boyunca okuyucu Konrad'nin buhranlarına da tanık olur. Bu buhranlar ayni zamanda Thomas Bernhard 'ın öfkesinin yansımasıdır. Yazarın otobiyografisini okuyanlar bunu net bir şekilde görebilir. Kahramanımızın, Kropotkin'e olan hayranlığı da, Thomas Bernhard'in dedesinin dünya görüşünün etkisidir. Metin değişik bir anlatıma sahip ve anlatıcı icinde anlatıcı var. Mis'li gecmis zaman metne hakim. Paragrafın olmadığı ve cümlelerin tekrar edildiği dikkat isteyen bir kitap Kireç Ocağı. Beni zorlayan Bernhard metinlerinden biri olduğunu söyleyebilirim. Kitabın icinde varlığa , topluma, yaşama dair sert eleştiriler var. Vurucu cümleler okuyucuyu düşünmeye sevk ediyor. Herkesin sevebileceği bir metin mi bilemem. Ama benim gibi Thomas Bernhard hayranları kesin sever:) "Insan insanlarla sadece kirlenir " cümlesi icin bile okunur Kireç Ocağı. Okuyun tavsiye ederim.
Kireç Ocağı
Kireç OcağıThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 2021308 okunma
Okul denen şey, aynı şeyleri tekrarlamak, çizmek, birleştirmek mi yani? Kafe-bakkal çok daha gerçek! Okul durmadan -miş gibi yapmaktı, komikmiş, ilginçmiş, iyiymiş gibi yapmak.
Sayfa 49 - Can YayınlarıKitabı okudu
Resim