Mukaddes toprakları müslümanlardan almak için ilk haçlı seferi Gazali zamanında yapılmıştı. 40 yaşında iken Antakya ve bir yıl sonra da Kudüs, haçlılar tarafından zaptedilmişti. İslâmiyetin birliğini doğrudan doğruya kuvvetle yıkamayan iç ve dış düşmanlar, zehirlerini halk arasında bâtıl fikirler yaymak suretiyle aktyorlardı.
Sayfa 7 - Bedir Yayınevi
Gazali ,aklın insanı hidayet ve saadete götüremiyeceğini anladı. Gazalî'ye göre gerçek bilginin kaynağı ancak ilâhi âlemden parlayan bir nurdur.
Sayfa 11 - Bedir Yayınevi
Reklam
Evvellerin ve âhirlerin efendisi Peygamber Efendimiz «Öyle ilim vardır ki gizlenmiş inci gibidir. Onu ancak Allah'ı bilen âlimler bilir.» buyurmuştur.
Sayfa 14 - Bedir Yayınevi
Kalblerin anahtarları ise Allah'ın elindedir. Onu dilediğine verir, dilediği gibi, dilediği şeyle açar.
Sayfa 15 - Bedir Yayınevi
akıl, vehim ve hayal perdesinden ayrıldığı zaman yanılmaz. Eşyayı olduğu gibi görür. Ama aklın vehim ve hayalden ayrılması da güçtür. Bunlardan tam kurtulmak ancak ölümle mümkün olur. İşte o zaman perde kalkar, sırlar açılır ve herkes gönderdiği hayır ve şerri hazır bulur. Yaptığı küçük ve büyük şeylerin hepsini tamamen sayıp döken kitabını görür. O zaman kendisine şöyle denilir: «Senden perdeni kaldırdık, bugün artık gözün keskindir.» (Kaf sûresi: 22) Perdeden maksat hayal ve vehim perdesidir. Ve o zaman vehimlerine, bozuk inançlarına aldanmış olan kimse der ki: «Rabbimiz, gördük, işittik, bizi tekrar dünyaya döndür ki iyi amel yapalım; artık biz yakînen inandık.» (Secde sûresi: 32).'
Sayfa 22 - Bedir Yayınevi
Hikmetin en büyüğü, Allah Teâlâ'nın sözüdür. Ve sözleri arasında da bilhassa Kur'an- Kerîm'dir. Binaenaleyh zahir göze göre Güne ne derece bir nûr ise, akıl gözüne göre de Kur'an aynı derecede bir nurdur. Zira görüler ancak onunla tamamlanır. O halde nasıl Güne nuruna nur deniyorsa Kuran'a da nûr denir ve ona nûr demek daha uygundur. Kur anın misâli, Güneşin nurudur; aklın misâli de gözün nurudur. Bu suretle Allah'ın şu sözlerinin mânası daha iyi anlaşılır. «Allah'a, Resûllerine ve indirdiğimiz bir nûr (Kur'an) a inanın.» (Teğabun sûresi: 84), «Size Rabbinizden bir bürhan (delil) geldi, size apaçık bir nûr indirdik.» (Nisa sûresi: 174
Sayfa 23 - Bedir Yayınevi
Reklam
Bir ey zıddını tecavüz ederse, zıddına döner.
Sayfa 38 - Bedir Yayınevi
Herkes kabiliyeti olan şeyde başarıya ulaşabilir.
Sayfa 40 - Bedir Yayınevi
Kâmil insan odur ki bilgisinin nuru, takvasının nûrunu söndürmez»
Sayfa 51 - Bedir Yayınevi
«Allah sizden îman edenleri ve kendilerine ilim verilenleri derece derece üstün yapar.» (el-Mücâdele Sûresi: 11)
Sayfa 56 - Bedir Yayınevi
Reklam
İlim îmanın üstündedir, zevk de ilmin üstündedir. Zevk vicdan (bulma, yaşama), ilim kıyastr. İman ise sırf taklid ile kabul etmek; vicdan, yahut irfan erbabına güzel zan beslemektir.
Sayfa 56 - Bedir Yayınevi
Başarıya ulaştıran Allah'tır.
Sayfa 60 - Bedir Yayınevi
Bir şeyi sevmek, seveni kör ve sağır yapar.
Sayfa 60 - Bedir Yayınevi
Gadap,öfke aklın katilidir
Sayfa 61 - Bedir Yayınevi
Halk arasında mahcub olanlar da üç kısımdır: 1) Bir kısmı sırf zulmetle perdelenir.Bunlar Allah'a ve âhiret gününe inanmayan, âhirete hiç inanmadıkları için dünya hayatın âhiret hayatına tercih eden mülhidlerdir. Bunlar da sınıflara ayrılır: a)Birinci sınıf bu âleme bir sebep aramaya kalktı. Tabiat karsına çıktı. Tab'ı cisimlere mahsus bir sıfat, onlara has bir haldir.Karanlıktır. Çünkü ilim ve idrâki yoktur. Kendinden haberi yoktur, düşüncesi yoktur. Zahir gözle idrâk edecek bir gözü de yoktur. b)Kendileri bizzat uğraşıp sebep aramaya vakit bulamayan kimselerdir. Hayvanlar gibi yaşarlar.Bu fırka dünyaya gelmekten maksadın, dünyevî ihtiyaçları, şehvetleri tatmin etmek, kadından, yemekten, içmekten, giymekten olan zevkleri tadmaktır derler. İşte bunlar lezzet kullarıdır. Ona taparlar ve zannedeler ki lezzete kavuşmak, saadetin gayesidir. Hayvan gibi olmaya kendiliklerinden razı olmuşlardır. Belki de insanlar kendilerine hakaret gözüyle bakmasınlar diye müslüman görünürler. Bunlar sayılamayacak kadar çoktur. Hepsi de sırf karanlıkla Allah'tan perdelenmişlerdir ki o perde de kendi nefisleridir.Lisanlaryla LÂ İLÂHE İLLALLAH derler ama bunu sadece müslümanlardan korktukları veya müslümanlara gösteri yapmak,hoş görünmek, ya da mallarından yararlanmak veya babalar mezhebine arka olmak taassubu için söylerler. Eğer bu kelime bu gibi kimseleri salih amele sevk etmezse onlar karanlıklardan aydınlığa çıkarmaz. 2) Bir kısmı sırf nurla perdelenir. 3) Bir kısmı da karanlıkla beraber bulunan bir nurla perdelenir.
Sayfa 64 - Bedir Yayınevi
327 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.