Uğurlamak istiyorum !
Geçmişten arta kalan ne varsa
Mısra mısra yeniden yazmak
Kaderi yeniden yaşamak
Doyumsuz bir ilkbahar sabahında
Yeniden uyanmak ..!
Yeniden başlamadan bir şeye
Nem varsa içimde ateşe yakmak
Dokunmadan ..!
Hiç bir şeyine acıların
Görmeden sızlanmalarını .!
Boğazın derin sularına
Hiç düşünmeden anıları atmak istiyorum
Kine ,nefrete dair ne varsa kaderin zulasında uslanmadan
Ve öldürmeden içimdeki binlerce heceyi
Seni sana vermeden
Yeniden yaşamak istiyorum.
Şimdi tamda zamanı iken
Dallarda yeşerirken umutlar
Ve nisan yağmurları ile ıslanırken gönüller
Neyzenle Aşk'a gelip
Yeniden aşkla ,Aşıkça sarhoş olmak istiyorum...
Nehir EVREN
Rüya, bütün çektigimiz.
Rüya kahrım, rüya zindan.
Nasıl da yılları buldu,
Bir mısra boyu maceram...
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik,
İki yitik hasret,
İki parça can.
Çatladı yüreği çakmaktaşının,
Ağıyor gök kuşaklarının serinliğinde
Çağlardır boğulmuş bir su...
Ağıyor yeşil.
Sus, kimseler duymasın,
Duymasın, ölürüm ha.
Aymışam yarı gece,
Seni bulmuşam sonra.
Seni, kaburgamın altın parçası.
Seni, dişlerinde elma kokusu.
Bir daha hangi ana doğurur bizi?
Ahmet Arif / Suskun
"Ne düşünüyorsunuz?" diye sordu Şirin.
Nazımdan bir mısra diye yanıtladı Füreya, "Ne ölümden korkmak ayıp, ne de düşünmek ölümü."
Denizin üzerindeki kızıl yansıma giderek griye dönüşüyordu.