Anılar Defterinde Gül Yaprağı
Gibi Unutuldum Kurudum
Başıma Düştü Sevda Ağı
Bir Başıma Tenhalarda Kahroldum.
Sen Kimbilir Rüzgarlı Eteklerinle Kimbilir
Hangi İklimdesin
Ben Sensiz Bu Sessizlikle
Deliler Gibiyim
Sensiz Bu Sessizlikle.
Ayrılıkla Başım Belada
Gözlerini Çevir Gözlerime
Yoksa Ben
Sensiz Bu Sessizlikle
Deli Gibiyim
Sensiz Bu Sensizlikle.
🍃
youtu.be/VDk7JKJSh54
.
Saygı duymayı bilmediğiniz için sevemiyorsunuz.
ístiyorsunuz ki , her şey sadece size göre olsun ... insanların fikir ve düşüncelerini anlamak gibi bir çabanız yok !. Kendinize ayna tutmadığınız için körsünüz , göremiyorsunuz ... kendinizi, yanlışlarınızı görme isteğiniz , , olmadığı için hep yalnızlığınızla kalıyorsunuz ... 🍁
.
Bir adam TEYZESİNDEN ikinci tabak patates kızartması isteyemediğinde annesinin öldüğünü “anladığını” anlatıyordu. Kocaman adam değil küçük bir çocuktu ekranda ağlayan.
O çocuklar yine var; “anneler günü” deyince, altmış yaşında bile olanı “çocukça” incinecek, biliyorum.
Bir de annesi var olduğu halde, olmayan; bir de belki her gün annesinin
Niye mi anlamıyoruz....?anlatayım..
Bir arkadaş anlatmıştı;
"Sabah namazını camide cemaatle kılıp eve dönerken, yolda bir ineği zorla bir arabaya yüklemeye çalışan bir gruba rastladım. İnek binmekte direniyor, bir türlü binmiyordu arabaya.
Ben yaklaştım ve bir elimle ineğin alnını şöyle bir okşadım. İnek sakinleşti ve direnmeyi bıraktı. Adamlar ineği hemen arabaya bindirdiler.
Ben gururlandım ve kendi kendime "Sabah namazının kerameti işte" dedim.
Eve geldiğimde annem ağlıyordu. "Niye ağlıyorsun?" dedim. "İneğimizi çalmışlar!" dedi.
İnek beni tanımıştı, ben ineği tanımamışım."
Farsçadan Çeviri: Hekim Behram