Melis

Reklam
Daha güzel nasıl anlatılabilir
Esasen senin ütopyan benim distopyam olmalı... Bir boşluk hayal et ve kendini geniş bir zaman dilimine yerleştir. Tutsak edici geçmişe ve büyük harflerle yazılan hiçbir hakikate bel bağlamadan yalnızca içinde bulunduğun koşulları tarafsızca resmetmeyi dene. Acaba nasıl bir zaman diliminden geçiyoruz? Yalnızca basit bir ayakta kalma güdüsü ile canlıların birbirini ezdiği, bunun da ötesinde savaşın yüceltildiği ve cehaletin övüldüğü bir zemine varıldı. Ütopyaların vadettiği cennet ülkelerini artık unut! Çünkü hâlâ felaket dönemlerinin şarkılarını mırıldanmakla meşgulüz... Büyük bir yıkımın ve yozlaşmanın ürünüyüz bizler! Doğu Batı dergisi 80. sayı -Taşkın Takış
İnsanı rahatsız edip korkutan nesneler değil, onun nesnelere ilişkin sanı ve korkularıdır. -Epiktetos-

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yumurta ve Duvar
Sağlam, yüksek bir duvar ve duvara atılıp kırılan bir yumurta varsa, duvarın ne kadar doğru ya da yumurtanın ne kadar yanlış olduğu fark etmez, ben yumurtanın yanında olacağım. Neden? Çünkü her birimiz bir yumurtayız, kırılgan bir yumurtanın içine kapatılmış eşsiz ruhlarız. Her birimiz yüksek bir duvara karşı koyuyoruz. Bu yüksek duvar, bizi bireyler olarak normalde yapmaya uygun olmadığımız şeyleri yapmaya zorlayan sistem... Bizler hepimiz insanoğluyuz, bireyiz, kırılgan yumurtalarız... Duvara karşı hiç umudumuz yok: duvar çok yüksek, çok karanlık, çok soğuk. Duvarla mücadele etmek için gereken sıcaklık ve güç için ruhlarımızı bir araya getirmeliyiz. Sistemin bizi kontrol etmesine, kim olduğumuzu belirlemesine izin vermemeliyiz. Sistemi yaratan biziz. [Haruki Murakami] - Jerusalem Prize Konuşması, 2009 - If there is a hard, high wall and an egg that breaks against it, no matter how right the wall or how wrong the egg, I will stand on the side of the egg. Why? Because each of us is an egg, a unique soul enclosed in a fragile egg. Each of us is confronting a high wall. The high wall is the system which forces us to do the things we would not ordinarily see fit to do as individuals . . . We are all human beings, individuals, fragile eggs. We have no hope against the wall: it's too high, too dark, too cold. To fight the wall, we must join our souls together for warmth, strength. We must not let the system control us -- create who we are. It is we who created the system. (çeviride hata varsa affola)
Şehir ardından gelir. (Hani Kavafis)
Reklam
Bu dünya bir penceredir Her gelen baktı geçti (Anonim)
Bir yer var İyiliğin ve kötülüğün ötesinde Seninle orada buluşacağız (Mevlana)
Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum... (Anthony Burgess)
Şuracığımda bir yumru "Ağlama adam.." diyorum Erkekler ağlarsa ağlasın Babalar ağlamamalı...
Ömür Hanımla Güz Konuşmaları
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve
Reklam
Yirmi yıl sonra nasıl bir Türkiye'de yaşıyor olacağız sizce? Zihnimi bir distopya düşlemekten alıkoyamıyorum...
Bayram
İstemiyorum! Yüzbinlerce yalnız insan varken bayram falan yapmak istemiyorum. Sadece bayram değil, çocuklar ölürken 23 Nisan kutlamak da istemiyorum. Böylesine saçma bir dünyada bir yılımı daha doldurduğum için doğum günümü kutlamak da kapitalizmin oyuncakları bilmem ne günlerini kutlamak da istemiyorum. Ben gülerken ağlayan insanları hatırladıkça gülmek bile istemiyorum. Kutlu falan olmasın kimsenin bayramı. İstemiyorum!