Din, kendi hakikatlerini gündelik deneyime aktarmak için her zaman imge, ayin ve anlatı kaynaklarını kullanmıştır. Artık Akıl da aynısını yapmaya çalışmak zorundadır; ister yeni bir mitoloji, isterse tohumları on sekizinci yüzyılda Almanyada atılan ve estetik olarak bilinen o tuhaf yeni söylem aracılığıyla.