“Seni ışıltısız seviyorum”
Bu sözü kitapta gördüğüm andan itibaren düşünmeye başladım. Sevgi bu dünyada bize verilen belki de en güzel duygulardan birisi. Ben yokluğunu düşünemiyorum adımlarımı sevgiyle atarım, bu sadece insan sevgisi de değil her şeyi sevmek…
Attığın adımı, yürüdüğün yolu, soluduğun havayı…
Sana hiç bir çaba göstermeden
❝
Birini sevmen için illa yakışıklı ya da güzel olması gerekmez.
Merhametli birini de sevebilirsin.
Ya da mizah anlayışı güçlü birini.
Kültürlü, donanımlı biri de olabilir.
Sadece güzel olması şart değildir. Sen sevdikçe güzelleşir zaten.
Zamanla dünyanın en güzeli olur...
❞
James Joyce dan etkilendiği çok aşikar.Dostoyevski den romanında çok sık bahsederken, Joyce un ise meşhur bilinç akışı tekniği kullandığını görüyoruz.Aynı zamanda kendisi Postmodernist bi yazar.Bunu kısaca sorunsallaştırma, yadsınma olarak 20.yıl ve sonrası için kabul edebiliriz.
Oğuz Atay abimiz sorusunda ne kadar haklı: “Tutunamayanların romanı biter mi?” BİTMEZ! demiştim daha
Kirpinin Zarafeti kitabının incelemesinde. Bu sefer başlık değişti, içerik değişti: “Tutunamayan Aile” romanına geçtik.
“Yersiz yurtsuz yaşadım ömrüm boyunca. Kendim tutunamayınca kimsenin bana tutunmasına da izin vermedim…Birbirimize tutunamadık,
PALTO DA PALTOYMUŞ HA!
Büyük yazar Dostoyevski'nin "Hepimiz Gogol'ün Paltosundan çıktık" dediği o meşhur sözü herkes bilir. Dostoyevski bu sözüyle bence Gogol'ün hakkını fazlasıyla vermiş. Hiçbir övgü yazarın büyüklüğünü bu kadar sağlam anlatamazdı diye düşünüyorum.
Gogol'ün bu güzel kitabı "Bir Delinin Hatıra Defteri"
Viktor E. Frankl dan başlarsak bence doğru olur.Kendisi Holocaust luktan kurtulduktan sonra psikoloji alınanda çok önemli bir yere gelmiş,39 tane kitap yazmıştır, yani 0 dan gelmiş ve pes etmemiş bir adam.92 sene yaşamış.Logoterapi nin fikir babasıdır.Logoterapi, Hümanist ve Varoluşçu bir felsefedir.Motivasyon odaklı bir