Öncelikle diğer Moğol seyyahlarından farkı en erken devirde yazılmış olmasıdır. Marco Polo gibi seyahatnamesini yıllar sonra kaleme almamıştır. Gördüğü ve yaşadığı zamanda kaleme almış. Diğer bir farkı ise devlet raporu olarak kaleme almış olması. Yani mümkün oldukça efsanelere, söylencelere yer vermemeye çalışsa da yine de bazı kısımlarında tarihi gerçekliğe dayanmayan bilgiler mevcut.
Seyahatname okumayan arkadaşlara şunu belirtmek isterim. Seyahatnameler yazarın etnik kökeni, dini ve mensubu olduğu gruba yönelik düşünceler ürettiğinden dolayı %100 tarihi gerçekleri barındırmaz. O dönemi anlamada bize yardımcı olan yan kaynaklardır.
Carpini Karadeniz'den Moğolistan'a kadar uzanan coğrafyanın bir çoğunu gezmiş. Her gittiği bölgede Nesturi Hristiyanlarıyla hasbihal olmuş. Bir Hristiyanın gözünden bazen nefretle, bazende övgü ile kaleme aldığı bilgiler mevcut. Türk ve Moğol kültürüne tam hakim olmadığı için bazı konularda yanlış yorumlar geliştirmiş. Fakat Moğol tarihçileri ve seyyahlarının geneline baktığımızda en objektif yaklaşmaya çalışan seyyahlardan denilebilir. Bazen başına gelenleri anlamakta güçlük çekmiş, öfkelenmiş.
Bu eseri okumadan önce Moğol Tarihi ile ilgili tarihi kitaplar okunmalıdır. Daha sonra o dönemi gözünüzde canlandırmak isterseniz seyahatnamelere başvurmalısınız. Bu minvalde incelendiğinde diğer seyahatnamelere nazaran ilk okunması gerekenlerdendir. Eğer tarihi bilgi altyapınız yoksa bazı yanlışlıkları, doğru olarak kabul edebilirsiniz.
Bir kaç saat içerisinde bitirebileceğiniz şekilde hazırlanmış bir eserdir.