Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
352 syf.
·
Puan vermedi
Bir zamanlar… Bizler…
Bozkır-göçebe toplulukları daha iyi anlamama bu kitap yardımcı oldu. Bu toplulukların günümüzde hangi etnisitelere karşılık geldiklerini kesin olarak tespit etmek zor ve hassas bir konu olsa da, bu gibi hususlar, bilimsel çalışmalarla ele alınmaya elbette müsait. Bozkır-göçebe topluluklar (örneğin Orta Asya’daki Türkler), yerleşik medeniyetler
Kök Tengri'nin Çocukları
Kök Tengri'nin ÇocuklarıAhmet Taşağıl · Bilge Kültür Sanat · 2020865 okunma
Ekonomik Çıkar
Cenevizlilerîn ahlak anlayışı başkacaydı. Onlara göre hayatın asıl amacı ekonomik çıkarlardı; Moğollar ve Türkler ise neredeyse insan degil, sadece ticari operasyon objeleriydiler. Güçlüyken onlardan aydalanmak, zayıflayınca da terketmek gerekirdi. Esasen kapitalizmi doğuran psikolojinin temeli de bu idi.
Sayfa 241 - Selenge Yayınevi
Reklam
Eski Ortadoğu'nun halklarından Medlerin rahipler sınıfına, büyük adam anlamında Mag deniyordu. Maglerle başları belada olan Yahudiler, kötü kavimlere onların ismini verdiler: Gog ve Magog. Macarlar Mag eri, Moğollar ise Mog oğul olarak adlanıyordu. Ataları Ortadoğu'da yaşayan Türkler, Bu kelimeyi bag olarak korudular. Din adamlarına bakçı, yöneticilerine bag/beg zenginlerine ise bay dediler. Türk din adamı daha sonra bağıcı/büyücü haline geldi. Yunanlılar da Medlerden duydukları Mag kelimesini büyücü olarak Batı'ya götürdüler ve şimdiki Magic kelimesi ortaya çıktı. Türkler bu sözcük ile büyüklüğü ifade ediyorlardı ve büg dediler. İngilizlerin ataları bunu big diye aldılar. Türklerin büyüsü İskoçya'da bug haline geldi. Acaba insanlar eskiden tek bir dilde mi konuşuyorlardı? Ya da sahi, Türklerin aslı nedir, nerededir?..
Bu arada, suçlama oyunu - Türkler, Moğollar, emperyalistler, Yahudiler, Amerikalılar - devam ediyor ve pek hafifleyeceğe de benzemiyor. Ortadoğu'nun çoğunu yöneten, baskıcı ve etkisiz devletler için, bu oyun, gerçekten de temel bir amaca hizmet ediyor: Hafifletemedikleri yoksulluğu açıklamaya ve yoğunlaştırdıkları zulmü haklı çıkarmaya yarıyor. Bu şekilde, mutsuz halkların artan öfkesini başka, dış hedeflere karşı saptırmaya çalışırlar.
Sayfa 184 - Kronik KitapKitabı okudu
Yafes: Nuh peygamberin oğullarındandır. Künyesi "Ebül-türk"dür. Türkler, Moğollar, İranlılar ve Rumlar onun soyundan gelmişlerdir.
Sayfa 484 - Milli Eğitim Yayınları 1952 BaskısıKitabı okudu
"Büyük İskender'den çok önce, Asya'yı defalarca soyguna uğratan Avrupa'mızda adım adım tozu dumana katan onlardır. Moğollar adı altında Asya'yı, Hunlar ve Türkmenler adı ile de Arabistan, Suriye ve Avrupa'nın büyük bir kesimini sindirip, ta Roma'ya kadar gelen yine onlardır."
Reklam
215 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Ortaasya'dan Ortadoğu'ya...
“Biz Türkler bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz.” Türkler ve Tatarlar arasında tarih boyunca birkaç savaş yaşanmıştır. Bu savaşların sayısı net olarak belirlenmemiştir, çünkü tarih boyunca birçok farklı çatışma yaşanmıştır ve bazıları belgelendirilmemiştir. Ancak, Moğol-Türk döneminde Tataristan, Türk-Moğol
Türkler ve Tatarlar Arasında 1394-1427
Türkler ve Tatarlar Arasında 1394-1427Johannes Schiltberger · İletişim Yayınevi · 199744 okunma
Tatar ismine gelince bu son asırlarda ve zamanımızda Şarkî Avrupa ve Sibirya'da yaşıyan birçok Türk kavimlerine itlak olunduğundan bu kavimlerin Çingiz ve Moğolların ahfadı olduğu zannolunuyor, halbuki bugün Tatar tesmiye olunan eski Bulgar ve Hazarların, Kıpçak, Yemek ve Tülengütlerin ahfadı bu ismi ancak vaktile Moğollarla beraber bu ülkelerde hâkim milleti teşkil etmiş olduklarından, bilhassa Ruslar tarafından öyle adlandırılmışlardır; yani etnik itibarla bunlar, Moğolluk ve Tatarlıkla aslâ münasebeti olmıyan Türk kabilelerinden ibarettirler.
Bugün Moğol ismi Moğolca konuşan ve esas kütleleri Moğolistan'da yaşıyan kavimlerin ismi olduğundan bu ülkenin etnik vaziyeti Çingiz ve babaları zamanında da aynı şekilde olduğu zannediliyordu.
Türklerin kanlı kurbanlarını bile, kan tabusu göz önüne getirilince, kansız kurban saymak gerekmektedir. Gerçekten, Türkler ve Moğollar, kurban hayvanlarını, kan akıtmadan, keserek değil, öldürerek kurban ederlerdi. İbn Fazlan, bunu şöyle açıklar: "Türkler hayvanları kesmezler. Koyunları başlarına vurmak suretiyle öldürürler." Subaşı el-Katağan oğlu Etrak, "ailesinden ve yakınlarından büyük bir kalabalığı davet ederek onların yemeleri için pek çok koyun öldürttü". Kurban (at veya koyun), tek damla kanı yere, toprağa damlamayacak ve kurbancıların üstüne gelmeyecek şekilde, öldürülür. Yakowlev'e göre, Güney Yenisey Vâdisindeki Türkler, koyun kurban ederken, hayvanın kanı dökülmeyecek tarzda öldürürler Kurbanın kanının dökülmemesi konusunda, Cengiz Yasası'nda şu yargı ve yasak vardı: "Bir hayvan yemek için öldürülürse, ayaklarını bağlamak, karnını açmak ve kalbini elle hayvan ölünceye kadar sıkmak lâzımdır. Ancak bu takdirde eti yenir. Eğer bir kimse hayvanı Müslümanların kestikleri vechiyle keserse, idam edilmelidir Radloff'un verdiği bilgiye göre, Altaylılar ve Teleüt'ler, kurban edilen atın bir damla kanını akıtmaksızın, öldürme işini bitirirler. Sonra de isini bütün olarak çıkarırlar. Buna, "Baydara" denir. Bu deriyi, "Tükölö" veya "Taskak" denilen, kurban sırığının üzerine asarlar. Sonra, etini parçalara ayırırlar.
Sayfa 43 - Türk Dünyası Araştırmaları VakfıKitabı okudu
Reklam
"Kurbanın kanını yere damlatmamak" âdeti, Türkler ve Moğollar arasında yaygındır. Bu âdete uyularak, Türkler ve Moğollar, hükümdar ailelerinin kanını dökmezler, onları idam ederek veya keçe içinde boğarak öldürürlerdi.
Sayfa 42 - Türk Dünyası Araştırmaları VakfıKitabı okudu
266 syf.
7/10 puan verdi
#araplarıngözündenhaçlıseferleri #tarih İlk haçlı seferi 1097 yılında düzenlenmiş ve karşılayan Selçuklu olmuş. Zaten Arap ordusu dedikleri orduların hepsinde fazlasıyla Türkler yer almış.. Yazar yüz yıllık süreçte olanları haçlı seferi olarak kabul etmiş. Moğol istilasına da değinmiş. Hasan Sabbah bir bölümde anlatılmış. (Haşhaşiler bir çok devlet büyüğü ve komutana suikast düzenlemiş. Moğol istilası ile tarih sahnesinden silinmiş. Kötü yanı Moğollar arşivleri de yok ettiklerinden pek yazılı bir kaynak günümüze kalmamış.) " Komutanını Tanrı'sının evinde öldüren bir millet, yok edilmeyi hak eder." Kitabın sonunda yazarın genel bir değerlendirmesi var. Genel bakış ta bu yönde.
Arapların Gözünden Haçlı Seferleri
Arapların Gözünden Haçlı SeferleriAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20221,774 okunma
"Bu arada , suçlama oyunu, -Türkler, Moğollar, emperyalistler, Yahudiler, Amerikalılar- devam ediyor ve pek hafifleyeceğe de benzemiyor. Ortadoğu'nun çoğunu yöneten , baskıcı ve etkisiz devletler için bu oyun, gerçekten de temel bir amaca hizmet ediyor: Hafifletemedikleri yoksulluğu açıklamaya ve yoğunlaştırdıkları zulmü haklı çıkarmaya yarıyor. Bu şekilde, mutsuz halklarının artan öfkesini başka, dış hedeflere karşı saptırmaya çalışırlar."
Türk ulusçuluğu, toplumsal geriliklerin nedenlerini daha çok içerde bulmuş, gelenekler karşısında eleştirici ve değiştirici olabilmiştir. Bunda, ümmetçi ideoloji ve Osmanlı ile kavgalı olması kadar, Batı'ya karşı bir eziklik duygusu duymamasının da payı vardır. Arap dünyasında ise geriliklerin nedeni daha çok dışarıda aranmıştır: Yahudilik, Hıristiyanlık, Moğollar, İran, Türkler, kapitalizm, sömürgecilik, emperyalizmine vb.
544 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.