O gül kırmızısı battaniyenin altında neler döndüğünü bilmek istiyorum. Hakkım var mı? Dinsel bir resmine vuruldum. En sevdiğim ağaçların, huş ağaçlarının arasında ayakta duruyordun. Mokasen bağcıklarının ne kadar yukarıda bittiğini Tanrı bilir.
Kırmızıkedi Yayınları
Yılanlara dikkat edin. Bizimkileri uyarmamız gerekti. İçlerinden birini bir mokasen yılanı soktu zaten. Onun için,bir şey görürseniz bağırın...
Reklam
yargılamak üzerine dogru bir anlatim *mokasen: bir tür ayakkabı
Amerikan Kızılderililerinin şöyle bir deyişi varmış: “Bir insanı yargılamadan önce gökte üç ay eskiyinceye dek onun mokasenlerinde yürü.” Dışarıdan bakınca pek çok yaşam yanlış, mantıksız, delice görünebilir. Dışarıda kaldığın sürece insanları ve ilişkilerini yanlış yargılayabilirsin. Yalnızca içinden, yalnızca gökte üç ay değişene dek onun mokasenleri içinde yürüyerek, dürtüler, duygular, insanı şöyle değil de böyle davranmaya yönelten nedenler anlaşılabilir. Anlayış, bilgiçliğin kibriyle değil, alçakgönüllülükle doğar.
Kızıl Veba
Kızıl veba kitabında anlamını bilmediğim o kelimeyi sizlerle de paylaşmak istedim "mokasen" kuzey amerikada Kızılderililerin giydiği deriden yapılmış tek parça şeklinde olan bir ayakkabıymış.
"Türk olduğu tezleri bile öne sürülen Amerikan Kızılderilileri ne yazık ki bizim gibi düşünmeyip "Bir insanı yargılamadan önce, gökte üç ay eskiyinceye dek, onun mokasenleriyle yürü." demişler. Bizim bırakın üç ay başka birinin ayakkabılarıyla yürümemizi, mokasen görmemiz atıp tutmamız için yetiyor da artıyor bile."
Sayfa 209 - Elma Yayınevi, Eğitim SerisiKitabı okudu
Mart sonu gelip günler uzamaya başlayınca, soba eski önemini seneye sarkıtınca beni bir yaz sıkıntısı alıyordu. Okulun kapanmasına seviniyordum ama açabileceğim baş­ka bir şeyim yoktu. Beni en korkutan şeylerden biri de ya­zın hep plan mevsimi olmasıydı. Hep bir sorusu vardı, ne­reye, ne yapılacak, kimle, gidilmiyor mu, neden, kayık, va­pur, ada, deniz, piknik, şişme bot, bermuda, şapka, bugün nereye, yarın nereye, dün nereden, pe­ki haftaya, olmaz yaz geçiyor ama. Yoksa yaz okuldan iyiydi elbet, mokasen ayakkabının sesi de lastiğiyle değiştiğinden yumuşamış sokaklar nihayet rahat bir nefes almıştı. Kediler bahçelerde ortancaların altında yatıyor, akşamüzerleri geri­nerek ve acele ile yürüyerek günün açığını kapıyorlardı. Gö­rülmeden çiçekler sulanmaya kalkıldığında fırlayıp kaçışları bütün günün sefasına zehir saçıyordu. Hanımelileri, yıldız çiçekleri, patlamış ortacalar, narin akşamsefaları, çit gülleri, yolun öbür tarafındaki tepede sapsarı katırtırnakları, bir sü­rü yabani ot ve şuursuz çalı sabahın kızgın ama bunaltma­yan sıcağında öyle durur, sabreder ve kendi kendilerini resmederlerdi.
Reklam
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.