Asla anlamadığı, bana yanımda olmasının yettiğiydi. Gerisinin önemi yoktu. Bir şey yapmak gerekmiyordu. Onun yanımda olmasını istiyordum, o kadar, bir de kendimi güvende hissetmek.
Bütün bunlar bir daha tekrarlanmadı ama olan olmuştu. Bir anlamda, asla anlaşamayacağımızın, beni asla anlayamayacağın kanıtıydı; ama ona kalsa benim onu asla anlayamayacağımı, elimden gelse bile anlamayı deneyeceğimi söylerdi.