Buffet mektuplarında Kolomb , Mona Lisa ve Manhattanlı Kızılderililer hakkında üç eğlenceli hikaye anlatıyor ve bu hikayeler bölümün sonunda bizim için şu noktaları vurgulamak üzere tekrar eklendi 1)Bileşik yapmak orandaki değişikliklere olduğu kadar zamandaki değişikliklere de duyarlıdır ve 2) görünüşte orandaki önemsiz değişiklikler uzun vadeli bir yatırım göz önüne alındığında gerçekten önemli hale gelmektedir.
Leon 2 sâyesinde tanışmıştım. Katmanlı çizimlerinin tekrar incelenmeyi hak edecek derecede güçlü ve başarılı olduğunu görmüştüm. Ancak îtiraf etmem gerekir ki kitabın postmodern bakış açısından ötürü epey yorulmuştum: İnsanın en nârin hislerinden biri olan umut, Hakk'ın rahmetine kavuşmuş, şâşaalı düzen çürüyüp kurtlanmıştı.
"Ey Mona Lisa'nın kıskandığı el
Bu kaçıncı bekleyiş trenlerin ardında
Bin pâre olduğum kaçıncı bozgun
Bir gün bu esrarlı hikaye biter
Erzurum garında, banklar üstünde."
Bu iki muhteşem eserin Floransa'da aynı dönemde çıktığını biliyor muydunuz? Öneri üzerine uzun süredir okumak aklımdaydı. Ayrıca kurgusal tarihe bayılırım. Kitabın sonunda yazar yönlendirmiş ve internet sitesinde tarihlerin akışını ve kurgusal bölümlerin düzeltmeleri ile paylaşmış. Bu detay çok hoşuma gitti.
Michelangelo ailesinin kendisini engellemesine rağmen kendisini sanatına adayan bir adam. Babası yaptığı işi küçümser ve oğlunun bir taş işçisi olarak anılmasını istemez. Heykeli ön plana çıkarmak ve ismini tarihe yazdırmak isteyen Michelangelo'nun önündeki en büyük engellerden biri resimin dehası Leonardo Da Vinci'dir. Öyle ki David heykeli projesini Da Vinci alacakken son anda yok parasina Michelangelo alır. Bu heykeli yaparken yaşadığı zorluklar, hastalık ve ailesinin baskısının yanı sıra Da Vinci'nin ukala davranışları kendisini hirslandirir. Diğer tarafta Leonardo Da Vinci'nin uçma hayalleri, dönemin popularitesini kaybetmeme çabası ve bir kadının görünmek arzusunu destekleyip Mona Lisa tablosunu yapması anlatılır.
İnanç ve arzunun yetenekle buluşması sonucu başarı kacinilmaz elbette. İstemek ve inanmanin, çabanın büyüsü de okuyucuyu bu kitaba kilitliyor. Sanata ilgi duyan herkesin seveceği bir hikaye.
Yağ ve MermerStephanie Storey · Maya Kitap · 2017254 okunma
Modern Soslu Postmodern Makarna'da gene duyguların ve yaşanmışlıkların tablosunu edebiyat tuvaline aktarmış. Mona Lisa gibi. Bir yanı gülümsüyor, selam çakıyor yaşayan
TDa Vinci Şifresi kitabı, Dan Brown tarafından yazılan bir gerilim romanıdır. Kitap, baş karakter Robert Langdon’ın, bir sanat eseri olan Mona Lisa, kayalıklar bakiresive diğer da Vinci tablolarını çözerek, gizli bir sırrı ortaya çıkarmaya çalışmasını anlatıyor.
Hikaye, Paris’te başlar ve Langdon’ın, Louvre Müzesi’nde işlenen bir cinayetin ardındaki şifreleri çözmek için görevlendirildiği noktada ivme kazanır. Kitap boyunca, esrarengiz semboller, tarihi referanslar ve gizemli olaylarla dolu bir yolculuğa çıkıyoruz.
“Da Vinci Şifresi”, tarih, sanat, dini gizemler ve komplo teorileri gibi konuları ustalıkla harmanlar. Dan Brown, kitapta gerçek ve kurguyu bir araya getirerek okuyucuları merak içinde tutuyor.
"Kaç kuşaktır insanlar nefret ettikleri işlerde çalışıyorlar; neden? Gerçekte ihtiyaç duymadıkları şeyleri satın alabilmek için. Bizim kuşağımız büyük bir savaş görmedi, büyük bir buhran yaşamadı; ama bizim de bir savaşımız var. Büyük bir ruhani savaş bu. Kültüre karşı büyük bir devrim hazırlıyoruz. Büyük buhran bizim hayatlarımız. Biz ruhani
Lev Tolstoy
Henri Troyat, dünyada biyografi yazarlarının büyük ustası. Lev Tolstoy ile ilgili biyografisi. 2010’da ilk baskısı yapılan kitabı, İletişim yayınları yayımladı. Eser Fransız kültür Bakanlığı’nın katkıları ile yayımlanmıştır. Bin sahifelik bu azametli büyük
Bu kaçıncı yalnızlık trenlerin ardında
Bin pare olduğum bu kaçıncı bozgun
Bir gün bu esrarlı hikâye biter
Erzurum garında, banklar üstünde
Kalem bana kızgın, kitaplar kızgın
Hasret katar katar uzayıp gider
Spencer Holst, her şeyden önce gerçek bir hikâye anlatıcısı. Hikâye anlatıcılığına yabancı olanların dahi anlayabileceği bir anlatım farklılığı var öykülerinde. Kedilerin Dili, 20 kısa öyküden oluşuyor. Öyküler genellikle birkaç sayfada sonlanıyor. Bununla birlikte tek paragraftan oluşan öyküler de mevcut. Gündelik bir dille yazılan hikâyeler fantastik denebilecek unsurları çokça barındırıyor. Kişilik bozukluğu yaşayıp kendini aslan zanneden siyam kedisi, Buddha ile buluşan Mona Lisa, üçayaklı insan, dünyayı ele geçirmek isteyen çılgın siyam kedisi ve daha pek çok fantastik karakterle karşılaşmak mümkün.
Erzurumlu Nurullah Genç üniversite yıllarında hem öğrencilik hem de iş hayatını aynı anda yapmaya çalışırken iş saatlerinin geç olması sebebiyle yurda giriş yapamaz. Bir arkadaşının tavsiyesi üzerine Erzurum garına gider. Uzun bir süre orada konaklayan Genç, gardaki Mona Lisa tablosuna bakarak bu şiiri yazar.
Bu kaçıncı yalnızlık trenlerin ardında
Bin pare olduğum kaçıncı bozgun
Bir gün bu esrarlı hikâye biter
Erzurum garında, banklar üstünde
Kalem bana kızgın, kitaplar kızgın
Hasret katar katar uzayıp gider
İçimde bir figân her düdük sesi
Her vagon efkârlı bir uzun hava
Göçmen kuşlar hâlâ dönmedi geri
Kurumuş, evlerin karanfilleri
Ey Mona Lisa’nınkıskandığı el
Sihrine bir defa dokunmak için
Hep aynı şarkıyı söyleyip durdum.