Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
'Hayır arkadaş, her iktidar bir çarlıktır, aynı synkletos ve monarşi, çok şeyler düşündüm ben.’ ‘Ya ne gerekiyor peki?’ dedi kafası karışan muhattabı. ‘Mülkiyeti aşağılamak, insanları da başıboş bırakmak. Daha iyi olur öyle, tanrı biliyor ya gerçek bu!’ ‘İyi de bu dediğin anarşi!’ ‘Ne anarşisi yahu, bireysel hayat sadece…
Sussan gönlüm razı değil. Konuşsam bir şey değişmeyecek. Ama bunu söylemeden geçemeyeceğim. Türkiye'deki bütün bireylerin elleri kanlı bunu bilin istedim. Çözüm basit ama uygulaması karışık olduğu için; medeniyet seviyesi yeterli seviyede olamadı ve çakalların manipüle etmeye müsait olduğundan dolayı fikrimi açıklamayacağım. Sadece küçük bir ipucu, adalet ve adil olunmayan yerde kin ve nefret vardır. Adalet ise yasamadan başlar. Yasamada monarşi varsa her şey mono'dan geçer. Mono ne kadar iyi niyetli olursa olsun(Bence en başında Atatürk gelir.) mono olmanın verdiği güç ile megalomanlaşır her zaman doğru karar vermeyebilir. Partiler iç tüzüğü değişmediği sürecede kimi seçilirse seçilsin güç birinin elinde olduğu sürece bu olay değişmez. Birde 1460 gün(4 yılda) de bir oy kullanmayla sadece elinden bu gelir düşünceyle demokrasi olmaz. Monarşilerde ise mono iyiyse yükselirsin, mono kötüyse çakılırsın. Kapitalist sistemde başkası olmaz. Eğer çakılmaya doğru gidersen insan denilen varlık artık bir et parçasına döner. Kim emelleri için kesileceği ise pek az kişi tarafından doğru olarak bilinir. Bende bu kadar. Birkaç gün sonra rutin hayata dönünceye kadar rahatsız edeyim dedim.
Reklam
Yaşamları, geçim araçlarını ellerinde tutan küçük bir sınıfın lütuf ve merhametine bağlı kaldıkça, ne anayasa, ne insan hakları, ne cumhuriyet, ne anayasal monarşi, insanları özgür kılabilir.
Sayfa 79
378 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
"Yelena, beni çileden çıkardığın oldu. Başıma dert açtın ve seni tanıdığımdan bu yana iki kez canını almayı düşündüm." Valek'in kulağımın dibinde hissettiğim sıcak nefesi içimi ürpertiyordu. "Fakat derimin altına girdin ve kanıma karışıp kalbimi ele geçirdin." Tek söyleyebildiğim "Bir insandan değil, zehirden bahsediyormuş
Zehir Ustası
Zehir UstasıMaria V. Snyder · DEX Yayınları · 2012230 okunma
Bakunin, sermayeyi yaratanın devlet olduğunu, kapitalistin kendi sermayesine ancak devletin bir lütfu olarak sahip olduğunu iddia ediyor. Dolayısıyla baş kötülük devlettir, ortadan kaldırılması gereken şey, her şeyden çok devlettir ve o zaman kapitalizm kendiliğinden cehennem olup gidecektir. Biz ise, tersine, şunu diyoruz: sermayeye, her türlü
Sayfa 65
Din
FELSEFE KAPİTALİZM VE DİN Düşünce tarihine bakıldığında filozofların gündemini işgal eden konulardan birinin de din olduğu gözlerden kaçmıyor. Birçok filozofun düşünüş tarzı dine karşı aldığı tutuma göre değişiklik gösteriyor. Felsefeyi dinin hizmetine sunan filozofların tüm ortaçağ boyunca etkili olduğu görünürken, Rönesansla birlikte
Reklam
sefiller cilt 4
Ilkelerin çarpışması elementlerin çarpışmasına benzer. okyanus suyu , kasırga havayı kral krallığı, demokrasi halkı savunur; göreceli olan ,yani monarşi, mutlak olana ,yani cumhuriyete direnir; toplum bu çatışmada kan kaybeder? Ama bugün çektiği acı gelecekte kurtuluşu olacaktır.
Sayfa 21 - Türkiye iş bankası kültür yayınları
Gelecek hiçbirine ait değil. Tanrı'ya şükürler olsun! Ve monarşi, son dişini geçirmeden önce diktatörlüğün son pençesini de kaybetmesini bekliyor.
Devletin en baştaki belirlenimi yönetenlerle yönetilenlerin ayrımıdır. Anayasaların da genel olarak monarşiye, aristokrasiye ve demokrasiye göre sınıflandırılması yerindedir. Ancak bu arada şuna dikkat edilmelidir: ilkin, monarşi, despotizm ve asıl anlamında monarşi olarak ikiye ayrılmalıdır. İkinci olarak kavrama dayalı bütün bölünmelerde vurgu ana-belirlenim üzerindedir, ama bu da bu ana-belirlenimin kendi biçim, tür ve cinslerinde somut bir içerik kazanacağı anlamına gelmez. Üçüncü olarak ve özellikle unutmamak gerekir ki, kavram bir sürü tikel kipi (Modifikation) yalnızca belirtilen genel devlet düzenlerinde değil, bu düzenlerin bir çoğunun karışımlarında da onaylamaktadır. Ancak bu karışımlar da bu düzenlerin birkaçını bir araya getirerek hiçbir tutulur yanı olmayan, tutarsız oluşumlara yol açmaktadır. Öyleyse ilk belirlenim yönetenlerle yönetilenlerin ayrımı oluyor, bu da düzenlenişteki anlam ve amaca göre anlaşılıyor. Bu nedenle tartışılması gereken konu. hangi anayasanın en iyi anayasa olduğu, yani devlet gücünün yani hangi düzenlenme, örgütleniş ve işleyişle devletin ereğine en güvenilir yoldan varacağıdır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.