İlktoprak adındaki bir gezegen ile onun uydusu Çelenk arasında ne zaman başladığı bilinmeyen bir galaktik savaş vardır.Herkes nedeni bilinmese de düşmana karşı nefretle büyütülüyor fakat ana karakterlerimiz Marco ve Alana düşman tarafta olan askerler olsalar da savaşı desteklemeyen iki kişidir ve birbirlerine aşık olmalarıyla bir melez bebeğin ebeveynleri olurlar.Hikayemiz de işte bu melez bebeğin doğumuyla başlıyor.
Yazar bazı yarattığı karakterlerdr günümüz insanlığına atıfta bulunmuş ve buna bayıldım.Doğan bebeğin bir umut simgesi olmasını,savaş içinde hayati değerlere değinilmesini sevdim.Ama en önemlisi çizimler... Bu çizgi roman çizimleri için bile okunur.Tek kelimeyle mükemmel.Bir an önce devamını almak istiyorum
Kurgu yaşayanların ak cadı,kara cadı ve fersiz olarak sınıflandırıldıkları bir evrende,İngiltere'de geçiyor.Ana karakterimiz Nathan safkan bir ak cadı annenin ve bilinen en kötü kara cadı olan Marcus'un oğlu,yani bir yarı kod.Herkes doğum günlerinde bir teste tabii tutularak tarafını öğreniyor.Kara cadıların avlandığı bu yerde ise Nathan'ın kara cadı olup olmadığını göstermeye hiç niyeti yok,bu yüzden her testte tarafını gizlemeye çalışıyor.Serinin ilk kitabında Nathan'ın kendi kimliğini ve on yedinci yaş gününde ataları tarafından verilmesi gereken üç armağanı alması için herkesin peşinde olduğu babası,Marcus'u bulmaya çalışmasını okuyoruz.
Çok uzun zamandır kitaplığımda okunmayı bekleyen bir seriydi,sonunda fırsat yakalayabildim.İyi ki de okumuştum çünkü vampir,kurtadam,cadı konulu kitaplar artık ilk okuduklarım kadar heyecan vermese de Bela bir başkaydı.Yazar bilimkurgunun dışında aile sevgisi,tatlı bir romantizm gibi minik minik işlemeler de yapmış kitaba.Kolay bir dili var ki bu da sizi kitabın başından kaldırmıyor.Özellikle kitabın bir noktada başlayıp sonra olayların oraya nasıl geldiğini anlatmasını,geri sarmasını çok sevdim.Sonunu da çok güzel yazmış Green.Serinin diğer kitapları elimde olmasaydı mutlaka alırdım.Akıcı ve fantastik bir roman arıyorsanız seriye başlayın dostlar
