Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Gizem
Gizem
@morduslerkitapligi
76 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
YAĞMUR'UN SESİ | #KitapYorumu
Tanıtım bülteninde yazdığı gibi "Kamuflajlarınızı hazırlayın 1998 yılına geri dönüyoruz."
Kitabın adına yaraşır şekilde ana karakterimiz Yağmur'dan dinliyoruz hikayeyi. Ailesiyle yaşadığı zorluklara rağmen üniversitede tıp fakültesini kazanmayı başaran azimli bir kız Yağmur. Ama gelin görün ki dönem şartları
Sutton, bir gün bilmediği bir yerde uyanır ve karşısında kendisine tıpa tıp benzeyen biriyle yani Emma ile karşılaşır. Konuşup bu durumu anlamak için ona seslenir ama asla sesini duyuramaz. Çünkü o ölmüştür ve ruhu dünyada kalmıştır.
Emma ise Sutton'dan habersiz koruyucu ailesi ile günlük rutinlerine devam ederken üvey kardeşinin izlettiği video
Natalie Knight, öğretmenlik mezunu ama bu mesleği yapmak istemediği için işsiz kalmış, yemeklere özellikle tatlılara hayır diyemeyen, az biraz sakar ve eğlenceli bir karakter. İşsizlik canına tak etmişken karşısına çıkan bir yazı ile yeni mesleğini bulur. Bu meslek ne derseniz; Çöpçatanlık!
İlk müşterisi ise çok ilginç bir karşılaşma ile tanıştığı yakışıklı milyarder Cameron Black olur. İşkolik, epey kaprisli bu adam Natalie'yi çokça uğraştırıyor. Her randevuda bir bahane bularak kızımızı bolca çalıştıran Cameron'a gıcık olmamak elde değil. Zaman geçip Natalie'nin büyüsüne kapılınca yaşadığı değişim ile de şaşırtıyor.
Natalie karakterini samimiliği ve eğlenceli tavırlarıyla , biraz da kendime yakın hissettiğim için aşırı sevdim. Cameron ile uyumları da çok hoşuma gitti. Bu aralar böyle bir kitaba ihtiyacım varmış ve gerçekten ilaç gibi geldi. Eğlenceli olayları ve yazarın akıcı anlatımı ile film izliyormuş gibi hissettim ve kitabın nasıl bittiğini anlamadım desem yeridir. ️
Okuyamama durumunu (reading slump) yaşıyorsanız ve bundan kurtulmak istiyorsanız bu kitap kesinlikle size göre. Vakit kaybetmeden okuyun derim.
Okur Takip Önerileri
Ermiş kitabında bilge bir insanın kentinden ayrılırken orada yaşayan halk ile vedalaşma anını okuyoruz diyebilirim. Bu vedalaşma sırasında halk ondan aşk, dostluk, din, ölüm gibi çeşitli konular hakkında bilgilerini paylaşmasını ister. Her konuda fikrini paylaşan bilgenin söyledikleri hepimize birer öğüt niteliğinde. Yalın üslubu sayesinde bir çırpıda okunup bitiyor lakin içerisinde yer alan fikirler bir süre daha aklınızı kurcalamaya devam ediyor. Kurgu değilde kişisel gelişim tarzında kitap arayışında iseniz Ermiş'i kesinlikle tavsiye ederim. Benim gibi kişisel gelişim sevmeyen biri bile sevdiyse sizler daha çok seversiniz diye düşünüyorum.
İçerisinde 5 kısa öykü bulunan kendisi de kısacık bir kitap Mutlu Prens. Hepsini severek okusam da kitaba adını veren Mutlu Prens hikayesinden çok etkilendim. Hikayelerin tamamı bencillik üzerine kurgulanmış ve ders verir nitelikteydi. Her birini okurken duygudan duyguya geçtim. Sinirlendim, mutlu oldum, duygulandım...
Oscar Wilde, kendini ve kalemini ispatlamış bir yazar olduğu için benim yorumlamamın gereği olmadığını düşünüyorum. Tek söylemek istediğim kalemiyle tanışmanız gerektiğidir. Mutlu Prens bunun için çok güzel bir seçim olacaktır.
Sayfa sayısının az olmasına karşın dolu dolu bir kitaptı bana göre. Küçükten büyüğe herkesin okumasını canı gönülden isterim.
Arkadya Polisiye'nin en yenisi olan bu kitabın kapağını gördüğümde hem ürkmüş hem de çok merak etmiştim. Hal böyle olunca fazla bekletmeden okudum ve iyi ki de okumuşum. Çünkü gerçekten türünün hakkını veren bir kitaptı.
Yeni yıl kutlamaları yapan Brook ailesi için kabusa döner. Baltalı katil tarafından katledilen aileden kurtulan tek kişi küçük Ben olmuştur. Bu olay ile ilgilenmesi için gönderilen Dedektif Buddy Lock, Ben'i katilden koruyabilmek için sevgilisi ile yaşadığı eve götürür. Ama eli baltalı katil elbette boş durmayacaktır. Katilin sıradaki hedefi kim, Ben kurtulabilecek mi, Dedektif Lock bu olayı çözüp katili yakalayabilecek mi? soruları eşliğinde büyük bir merak içinde okuduğum bir kitap oldu.
Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen kurgu konusunda o kadar başarılıydı ki olayların gidişatını ve katili tahmin etmekte epey zorlandım. Hatta katilin kim olduğunu öğrendiğimde büyük bir şok geçirdim. Kitapta neredeyse herkesten şüphelenmiştim ama gerçek katil olan karakterden hiç şüphe etmemiştim. Birbiri ardına meydana gelen olaylar ve esrarengiz ölümler sebebiyle merak ve heyecanla okuduğum bu kitap sayesinde bu türü biraz daha sevdiğimi fark ettim ve Dedektif Buddy Lock'un yeni maceralarını büyük bir merakla bekliyorum. Polisiye-gerilim türünü seven okurların kaçırmaması gereken bir kitap olduğunu ve bu türe başlamak isteyenler için de güzel bir seçim olacağını düşünüyorum.
