Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şu çiçekler ne kadar da zevksiz yapılmış, menekşeye hiç benzemiyor, -dedi duvar kağıtlarını göstererek.- Tanrım, Tanrım! Bu ne zaman bitecek? Bana morfin verin!
Farmakolojik terapinin yerini alacak psikolojik bir terapi keşfetmiş olabilir miyim? Nasıl ki Valeryan gibi zararsız bir ilaç, morfin gibi çok tehlikeli bir ilacın yerini alabilirse, aynı biçimde Lou Salome de Bertha’nın yerini alırdı belki; bu çok sevindirici bir ilerleme olurdu herhalde! Hem bu kadın Bertha’dan daha kültürlü, daha gerçek. Bertha ise, nasıl söylemeli, cinsellik öncesinde, kadın olmamış, bir kadının bedeninde beceriksizce kıvranan bir çocuk.
Sayfa 15 - Ayrıntı Yayınları I
Reklam
Şehvetin morfin, içki ya da tütün alışkanlığından farkı yoktur.
128 syf.
6/10 puan verdi
ŞANSIZLIK DEĞİL “AHMAKLIK” !
Merhabalar kitap incelememe göz gezdirecek olan arkadaşlar öncelikle 26 yaşıma kadar Japon edebiyatından uzak kalmış ve ilk Japon edebiyatı denemem olan bu kitap hakkında görüşlerim genel olarak olumlu olacak.Neden bu kadar geç başladım konusuna değinecek olacaksak tamamı ile Japonlara ve eserlerine duyduğum önyargıdan dolayı,kısacası gerçek bir “
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202334,5bin okunma
İrene ise kocasının endişe duyduğundan tekrar kendisine yaklaşmasından korkuyordu ve hemen iyi geceler diledi. "Yarın görüşürüz", diye cevapladı kocası. İrene odasına çekildi. Yarın, ne kadar yakındı ve bir o kadar da uzaktı! Korkunç uzaklıkta ve karanlık geliyordu ona uykusuz gece! Sokağın sesleri giderek azalmaya başladı, odanın içindeki yansımalardan, sokak lambalarının söndürüldüğünü anlıyordu. Ara sıra diğer odalardaki solukları, çocuklarının yaşamını, kocasınınkini ve hem yakın hem de uzak olan, yitirilmiş o yaşamı hissedebildiğini sanıyordu, fakat aynı zamanda da doğaya ya da çevresine ait olmayan, kendi içindeki, gizemli bir kaynaktan gelen adını koyamadığı bir sessizliği de hissediyordu. Kendisini sanki sonsuz bir sessizlikten oluşan bir tabuta koymuşlardı ve göğsünde de görünmez gökyüzünün karanlığını hissediyordu. Bazen geçen saatler yüksek sesle bir rakamı söylüyordu karanlığa ve sonra gece siyah ve cansızdı, fakat İrene ilk defa bu sonsuz ve boş karanlıkta bir anlam bulduğuna inanıyordu. Artık vedalaşma ve ölüm üzerine düşünmüyordu, daha çok ona nasıl kavuşabileceğini, bunu çocuklarına hissettirmeden ve kendisi de fazla dikkat çekmeden nasıl gerçekleştirebileceğini düşünü- yordu. Kendisini ölüme götürecek tüm yolları düşünüyordu, intiharın bütün yollarını aklından geçiriyordu, sonunda doktorun ona bir ra- hatsızlığı sebebiyle yazdığı morfin aklına geldi.
İnsanı ilgi görmemekten daha çok üzen bir şey vardı dostlarım: geç kalınmış şefkat.
Sayfa 179Kitabı okudu
Reklam
"Sevmek denen kuyunun çeperinde dolaşırken her adımda sana rastlamak benim için bir mucizeydi, Vi"
Sayfa 191Kitabı okudu
Çocuklardan başlayarak ihtiyarlara kadar herkesin aşırı gıda almasının da bir tehlike teşkil ettiğini kimse görmüyordu. Bugün devlet dairelerinden birinde emin ve mesuliyetsiz bir mevki işgal etmek, insanların çoğuna gayet dürüst bir hare- ket olarak görünmektedir. Halbuki böyle bir yaşama tarzı fert için de millet için de morfin tiryakiliği kadar tehlikeli bir şeydir
Sayfa 117Kitabı okudu
Bugünün canileri..!
Öldürmenin birçok çeşidi vardır. Medeniyet bize vahşi atalarımızın ve bugün şehirlerimizi dolduran gangsterlerin kullandıkları cinayet usullerinden çok daha ince bir cinayet tekniği temin etmiştir. Yaşamak için zaruri olan gıda maddelerinin fiyatını artıran fırsat düşkünü, mütevazı kimselerin biriktirdikleri parayı ellerinden alan maliyeci, işçilerini zehirli maddelerin tesirlerine karşı korumayan fabrikatör, çocuğunu aldıran kadın ve kürtaj yapan dok- tor birer canidir. İçki istihlakini artırmak için politikacılarla anlaşan likör fabrikatörü ile bağ sahibi, morfin, kokain yahut esrar satan kimse, arkadaşını içkiye alıştıran adam, işçilerini ruha ve vücuda son derece zararlı şartlar altında çalışmaya bu şartlar altında yaşamaya zorlayan patron da bu kategoriye girerler.
Sayfa 115Kitabı okudu
Bütün nefretler aynı yere dökülürdü: Yarına. Bekleyebilirdi. Bekleyecekti. Ben de onunla bekleyecektim. Ne de olsa gerçek bir korkaktım. Ve nefret, korkakların intikamıydı. Uzmanıydım! İnsanın gözleri kararır, koltuğuna gömülür ve geberene kadar nefret ederdi. Ama önce de kendisi geberirdi. Beyin tümöründen! İntikam tümöründen! Misket kadar bir tümör! Fazla intikam hayali kurmaktan… Havada asılı kalmış intikamlar… Havada kalıp havaya karışmış intikamlar. Hepsini de çekiyorduk içimize! Becerebilsek, gözeneklerimizden bile çekerdik! Arkadan edilen küfürlerden ibaret kalmış intikamlarla dolu bir hava… Biraz da oksijen. Öldürmeyecek kadar. Ölmeden bir işe yara diye… Tabii ki insan hayatı kutsaldı ama sadece herhangi bir işe yaradığı sürece. Dolayısıyla yaradığı işin değeri her neyse, hayatın ki de o kadardı. Yani biri çıkıpta o değeri karşılayabilecek olsa, o hayata da gerek kalmaz ve aradan çıkarılabilirdi. Matematikti her şey. Hatta sadece bir çıkarma işlemi. Nefretimi bu dünyadan çıkarınca geriye ne kaldığını bulabilsem, bitecekti bir hikaye. Çünkü sonrası sadece gündelik hayattı..…belki biraz da morfin sülfat..
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.