Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mortucu Sâlih :)
Çarşı sâkinlerinden bir bölümü Sâlih'i kızdırmaktan büyük zevk alırdı. Çünkü kızdığı zaman Sâlih mâlik olduğu o muazzam küfür hazînesinin kapılarını ardına kadar açar ve hiçbir fânînin ömründe duyamayacağı yakası açılmadık küfürleri peşpeşe sıralardı.
Sayfa 74
Mortucu salih
Sâlih’in karşısında en saygılı olduğu ender şahıslardan biri de Necmeddin Okyay Efendi Hazretleri idi. Uğur’un nakline göre bir keresinde Hoca’nın Toygartepesi’ndeki evine küfeyle çarşıdan alınmış erzakı götürdüğü zaman, hakkı olan ücretin dışında külliyetli bir parayı daha Sâlih’e uzatan Hocaefendi: "Sâlihciğim, sen sadaka alabilmek için benim de ölmemi habire bekler durursun. Al, şimdiden şunu vereyim de ölümümü bekleme e mi!” demiş. Sâlih’in homurdanarak mahcûbiyet izhâr etmesi ise görmelere sezâ imiş!
Sayfa 76 - Kubbealtı NeşriyâtıKitabı okudu
Reklam
112 syf.
10/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Bugün Üsküdar nüfusunun 40.000 civarında olduğu zamanlarda hizmet vermiş ve maalesef ki günümüze kadar varlığını koruyamamış bir attar dükkanına misafir oldum bu kitap sayesinde. Ahmed Yüksel Özemre'nin okuduğum ilk kitabı olan Üsküdar'da Bir Attar Dükkanı bir solukta okunabilecek ince ve akışı hoş bir kitap. Kitapta bahsi geçen dükkan sadece baharatların, çeşit çeşit kokuların, envai çeşit otların, boyaların ve bir attarda bulunabilecek her türlü malzemenin satıldığı basit bir dükkan değil. Aynı zamanda bu dükkan; ilim, irfan ve sanat meclisi olmuş âdeta ve kitabın, okurken o meclisin muhabbet zevkini size de hissettiren bir tarafı var. Ahmed Yüksel Özemre bu küçük ama işlevi büyük olan dükkanın müdavimlerinden "... Her biri yaşadığı devrin, o devrin kültürünün ve sosyal düzeninin âdetâ mücessem birer aynası mesâbesindeki şahsiyetlerdi." Şeklinde bahsediyor. Aktar hocalar (Üsküdar halkının isimlendirmesiyle) Sâim Efendi ve müellifimizin babası Hâfız Bey ile attar dükkanının müdavimleri olan İskele Camii Baş imamından tutun, Üsküdar'ın meşhûr meczûblarından Mortucu Sâlih'e kadar değerli kişilerin hatıralarının yer aldığı kitapta müellifimizin hoş anlatımıyla tarihi bir yolculuğa çıkılmış hissi oluşuyor en azından bende oluştu diyebilirim. :) Benim gibi eskiyi, eskiye ait olanı seviyorsanız okumanızı tavsiye ederim. :) Okuyacaklara da şimdiden keyifli okumalar...
Üsküdar'da Bir Attar Dükkanı
Üsküdar'da Bir Attar DükkanıAhmed Yüksel Özemre · Kubbealtı Neşriyatı · 2020906 okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
Türkiye’nin ilk atom mühendisi olan Ahmet Yüksel Özemre’nin bu eseri kendi deyimiyle 53 sene müdavimi olduğu attar dükkanının içinde barındırdığı çeşitli türden eşyalardan, üç nesil boyunca dostu olduğu dükkan sahiplerinden ve dükkanın müdavimi olan kıymetli şahsiyetlerden bahsetmektedir. Yazarımız öncelikle dükkanın barındırdığı
Üsküdar'da Bir Attar Dükkanı
Üsküdar'da Bir Attar DükkanıAhmed Yüksel Özemre · Kubbealtı Neşriyatı · 2020906 okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
"Ben bu çağa ait değilim." cümlesini söylerken gerçekten haklı olduğumu bir kez da anladım. Anlatılan zamanlara ait olduğum düşüncesinin verdiği hissiyat ile gözyaşlarıma engel olamadığım bölümler okudum. Etkilenmemek elde değildi gerçekten. Bilmiyorum, belki de okurken ruhum ihtiyacını karşılayan kelamlar bu kitapta olduğu için bu kadar etkilendim ama tasavvufa merakınız varsa okumalısınız diye düşünüyorum. Ben genelde bir kitabı okurken içinde ilgi duyduğum başka alanlara ait bilgiler görmekten de ayrı bir keyif alıyorum. (Şiir, musiki vs.) Beni en çok etkileyen bölümler ise Eşref Efendi Amca'nın gizli benliği, Ahmed Celâleddin (Baykar) Dede'nin vefatı, Mukabele okuduğu zamanlarda Ayasofya'da izdihamlara sebep olan ve nefsinin öne geçmesin korkarak billur sesinin alınması için dua edip, ertesi günde insanların hayran olduğu sesten eser kalmadığını gören ve bundan hayli memnun olan İskele Câmii Baş İmamı Nâfiz Uncu Hoca, Üsküdar'ın meşhur meczuplarından olan Mortucu Sâlih, Mustafa Düzgünman, Ve tabii eserin müellifi Ahmed Yüksel Özemre'nin kendisi. Bu eserde Özemre tarafından bir Kubbealtı vakfına bağışlanmış olup gelirleriyle öğrencilere burs verilmektedir. Ayrıca Özemre tasavvufi tarafının yanısıra Türkiye'nin ilk Atom Mühendisi'dir.
Üsküdar'da Bir Attar Dükkanı
Üsküdar'da Bir Attar DükkanıAhmed Yüksel Özemre · Kubbealtı Neşriyatı · 2020906 okunma
Mortucu Sâlih :)
Aslında Sâlih çok meşgûl bir adamdı (!?). İkide bir, Aktar Hocalar'a gelip "Cenâze var mı?" diye sorardı. Eğer o gün cenâze levâzımı satılmışsa, Karacaahmed Mezarlığı'nda cenâzeye mutlaka yetişir ve ne yapar yapar, cenâze sahibinden bir sadaka koparırdı. Lâkin o gün dükkândan cenâze levâzımı satılmış değilse, bu sefer de bütün sululuğu ile Mustafa Ağabey'e tebelleş olur ve ona Hürriyet gazetesindeki ölüm ilânlarını okutarak Karacaahmed Mezarlığı'ndan kaldırılacak cenâze olup olmadığını öğrenirdi.
Sayfa 75
Reklam
Mortucu salih
Salihin ölümünü nice sonra duyan akrabaları köylerinden kalkıp üsküdarda gelerek mahkemeden veraset ilamı çıkartmışlar.bu ilamla salihin bankadaki hesabından bütün parasını çekmişler. Salihcigin bütün parası yetmiş liraymış! Salihin bir ömür boyu kazandığı(!) paraları ne yapmış olduğunu ise kimse ogrenememistir.
Sayfa 76 - KubbealtıKitabı okudu
Mortucu salih
Salih'cik bir trafik kazasına kurban gitti.haydarpasa numune hastanesinde birkaç gün yattıktan sonra vefat etti.hastanede kendisini ziyaret eden Güngör Şatiroglu, salihin bu ziyaretten ne denli memnun olmuş ve ellerine sarılmış olduğunu hala büyük bir üzüntüyle anlatır.
Sayfa 76 - KubbealtıKitabı okudu
Mortucu salih
Süflîlik salihin gıdası idi. Birgün Ahmet düzgünman ağabey ona kışta kıyamette giysin de hasta olmasın düşüncesiyle, eli ayağı düzgün bir pardösü vermiş.ama bu muhabbetli ilgi karşısında salihin birdenbire babaları tutmuş ve bütün deliligiyle: "Ulan sen benim rızkıma mani olmak mi istiyorsun? Benim palton var. O da bana yetiyor. Senin verdiğini giysem kimse artık bana sadaka vermez" diyerek koca pardösüyü yırtıp lime lime etmişti.
Sayfa 76 - KubbealtıKitabı okudu
Mortucu salih
Uğurun nakline göre salih bir keresinde Necmeddin okyay hocanın toygar tepesindeki evine küfeyle çarşıdan alınmış erzaki götürdüğü zaman, hakkı olan ücretin dışında külliyetli bir parayı daha salih'e uzatan hocaefendi: "salihcigim, sen sadaka alabilmek için benim de ölmemi habire bekler durursun.al şimdiden şunu vereyim de ölümümü bekleme e mi ! " demiş.salihin homurdanarak mahcubiyet izhar etmesi ise gormelere seza imiş!
Sayfa 75 - KubbealtıKitabı okudu
Reklam
Mortucu salih
Mustafa ağabey, dükkanın müdavimlerinden Uğur Derman i salihe "mezarlıklar mufettisi" olarak tanıttığı için, kendisini defin sırasında kabristana almayacağı endişesiyle onunla karşılaştığı vakitler salih önceleri edebli ve süklüm püklüm davranırmış.lakin zaman içinde korkusunu yenip de bu "müfettiş (!)" Beyin yanında da sövmeden duramaz olmuş.
Sayfa 75 - KubbealtıKitabı okudu
Mortucu salih
Fakat sonunda bunun mustafa ağabeyin bir latifesi olduğu anlaşılınca da, salihin küfür hazinesinin azametli kapıları gene ardına kadar açılır ve bundan nasibini alan mustafa ağabey de ellerini dizlerine vura vura en yüksek perdeden kahkahalarını sıralardı.
Sayfa 75 - KubbealtıKitabı okudu
Mortucu salih
Mustafa bey bazen ona takılır, o gün 7-8 cenaze levazımı satmış olduklarını söylerdi.bu haberi salihe onun en hiddetli en küfürbaz anında dahi vermiş bulunsa ,bu kadar fazla cenazeden gelecek olan sadakanin ağzı sulandiran hayali karşısında zavallı salihcigin yüzünde güller açardı; ağzı kulaklarına varır, çarpık ve eksik dişleri bütün haşmetiyle ortaya çıkar ve fukarâ, olabilecek bütün sevimliligiyle " ulan mustafa ! Kurbanın olayım, Allah aşkına doğru söyle" diye yalvarıp bu haberin doğruluğunu ona teyit ettirmeye çalışırdı.
Sayfa 75 - KubbealtıKitabı okudu
Mortucu salih
Buna karşılık ona munzam bir ücret verilirdi.salih kazandığı bütün paraları aktar hocalara emaneten bırakırdı.bunlar artık ona dükkanda tahsis edilen hususi kutuya sığmayacak raddeye gelince de gider bankaya yatırırdı.
Sayfa 74 - KubbealtıKitabı okudu
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.