Yataklarımızda ölmek de iyidir
temiz bir yastıkta
ve arkadaşlarımızın arasında.
Bir kez olsun
ellerimiz göğsümüze kapanmış,
boş ve solgun,
çiziksiz, zincirsiz, bantsız
ve belgesiz ölmek iyidir.
Temiz bir ölümle ölmek iyidir,
gömleğimizde deliksiz
ve kaburgalarımızda delilsiz.
Yanağımızın altında kaldırım taşı değil,
beyaz bir yastıkla,
ellerimiz sevdiklerimizin elleri arasında,
çaresiz doktorlar ve hemşireler etrafımızda,
arkamızda zarif bir vedadan başka hiçbir şey bırakmadan,
tarihe aldırmadan,
dünyayı öylece bırakarak,
bir gün bir başkası onu değiştirir diye umarak
ölmek iyidir…
Yataklarımızda ölmek de iyidir
temiz bir yastıkta
ve arkadaşlarımızın arasında.
Bir kez olsun
ellerimiz göğsümüze kapanmış,
boş ve solgun,
çiziksiz, zincirsiz, bantsız
ve belgesiz ölmek iyidir.
Temiz bir ölümle ölmek iyidir,
gömleğimizde deliksiz
ve kaburgalarımızda delilsiz.
Yanağımızın altında kaldırım taşı değil, beyaz bir yastıkla,
ellerimiz sevdiklerimizin elleri arasında,
çaresiz doktorlar ve hemşireler etrafımızda,
arkamızda zarif bir vedadan başka hiçbir şey bırakmadan,
tarihe aldırmadan,
dünyayı öylece bırakarak,
bir gün bir başkası onu değiştirir diye umarak
ölmek iyidir.
İşgal bizi eski olanla kala kalmak zorunda bıraktı. Budur işte işgalin işlediği cürüm. Dünün kil fırınlarından bizi yoksun etmedi, fakat yarın icat edebileceğimiz şeylerin gizeminden yoksun bıraktı.
" Mourid Barghouti'nin sözlerim hatırlıyorum: Asırlardan beri Filistinli için gezginin armağanı, gelinin refahı, güzün mükâfatı, kilerin gururu ve ailenin zenginliğidir zeytinyağı.
Sonradan Zakaria Mohammed'in 'Kırıntı' adlı bir şiirini buluyorum. Ağzından kan damlayan gemsiz yağız bir attan söz ediyor. Zakaria'nın atının yanında kandan irkilmiş bir çocuk duruyor.
Yağız at ne çiğniyor?
diye soruyor,
Çiğnediği ne?
Yağız atm çiğnediği
çelik bir gem parçası çiğnenecek
bir anı kırıntısı
ölene kadar çiğnenecek. "
Duracağım yanında dimdik
Kaldıracağım sol elini daha yükseklere
Akan gözyaşlarımı bırakacağım
Gülüşüme dokunana kadar
Sadece…
Sana kavuşursam
Ey özgürlük!
1967 işgaliyle birlikte vatanından ayrı düşen Filistinli şair Mourid Barghouti işgali veciz ifadesiyle şöyle tanımlıyor:
“Uzun işgal yılları İsrail’de doğmuş ve başka vatan bilmeyen israilliler üretti ve aynı zamanda Filistin’e yabancı Filistinliler… işgal, meçhul bir sevgiliye âşık nesiller yarattı bizden: uzak, çetrefil, muhafızlarla, surlarla, nükleer füzelerle ve katıksız bir terörle çevrilmiş (bir sevgiliye)… Bu uzak işgal, Filistin’in çocukları olmaktan çıkarıp Filistin fikrinin çocukları kıldı bizi.”