Murat Yıldız

Murat Yıldız
Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları
Afyonkarahisar
31 okur puanı
Mayıs 2024 tarihinde katıldı
İnsan yaşamı, olayların ve kararların karmaşık bir örgüsü gibi ilerler. Geçmişine baktığında, kaçırdığı fırsatlar ve davet ettiği mutsuzluklar ile yüzleşebilir. Ancak, bu yüzleşme sırasında kendini aşırı suçlama eğiliminde olabilir. Çünkü yaşamın akışı yalnızca kişinin kendi iradesiyle şekillenmez; olayların sıralanışı ve bireyin verdiği kararlar arasında sürekli bir etkileşim vardır. Hem olayları hem de kararları önceden görmek veya tahmin etmek ise neredeyse imkansızdır. Ufkumuz, yaşamımızın her iki yönünde de oldukça sınırlıdır.
Sayfa 188Kitabı okudu
Reklam
İnsan yaşamı, hangi biçime bürünürse bürünsün, hep aynı unsurlardan oluşur ve bu yüzden, ister barakada, ister sarayda, ister manastırda, ister kışlada sürdürülsün, esas olarak her yerde aynıdır. İnsanın başına gelen olaylar, serüvenler, mutluluk ve mutsuzluk durumları ne kadar çeşitli olsalar da hepsi kurabiyelere benzerler: Çok sayıda, çeşitli ve hatta tuhaf rengarenk figürlerdir; ancak hepsi aynı hamurdan yoğurulmuştur. Birinin başına gelen, başka birinin başından geçenle anlatıldığında düşündüğümüzden çok daha fazla benzerlik gösterir. Yaşamımızdaki olaylar, her çevirdiğimizde başka bir şey gördüğümüz, ama aslında hep aynı şeyi gözümüzde tuttuğumuz bir kaleydoskoba da benzer.
Sayfa 187Kitabı okudu
İnsan, yapıp ettiklerinde kimseyi örnek almamalıdır. Çünkü durumlar, koşullar ve ilişkiler hiçbir zaman aynı değildir. Karakterlerin farklılığı eylemlere de farklı bir görünüm kazandırır; bu nedenle, iki kişi aynı şeyi yapsalar da yaptıkları şey aynı olmaz. İnsan, yeterince düşünüp taşındıktan ve her şeyi iyice gözden geçirdikten sonra, kendi karakterine uygun bir biçimde davranmalıdır. Demek ki pratik yaşamda özgünlük kaçınılmazdır; aksi takdirde, insanın yaptığı, kendisine uymaz.
Sayfa 183Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çünkü, görmediğimiz insanlar, en sevgili dostlarımız bile olsalar, yılların akışı içinde yavaş yavaş soyut kavramlara dönüşürler. Böylelikle onlara yönelik ilgimiz giderek salt mantıksal, hatta geleneksel bir ilgi haline gelir. Gözümüzün önünde bulunanlara ise, sevdiğimiz hayvanlar bile olsalar, canlı ve derinden duyulan bir ilgi gösteririz. İnsan doğası böyle duyumsaldır. Demek ki Goethe'nin şu sözü burada da kanıtlanıyor: "Şimdiki zaman, güçlü bir tanrıçadır."
Sayfa 178Kitabı okudu
Soylu ve yüksek yetenekli insanların, özellikle gençliklerinde, insanları tanımaktaki ve yaşam bilgeliğindeki eksikliklerini sık sık ele vermelerinin, bu yüzden kolaylıkla aldatılmalarının ya da yanıltılmalarının; düşük karakterli kişilerin ise çok daha hızlı ve iyi bir biçimde dünyada yollarını bulabilmelerinin nedeni, deneyim eksikliği olanın a priori yargıda bulunması ve genel olarak hiçbir deneyimin a prioriye eşdeğer olmamasıdır. Bu a priori, sıradan birisine kendi benliğini gösterecek, ancak soylu ve seçkin kişiye aynı şeyi vermeyecektir: Çünkü tam da bu soylu ve seçkin kişiler, ötekilerden oldukça farklıdırlar. Bu yüzden, düşüncelerinde ve eylemlerinde kendilerini örnek alıp hesap yaptıklarında, hesapları çarşıya uymaz.
Sayfa 169Kitabı okudu
Reklam
431 öğeden 133 ile 138 arasındakiler gösteriliyor.