Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Murat

Murat
@mrtgk1905
Ben öldüm. Ama ailem üzülmesin diye yaşıyor gibi yapıyorum
Reklam
İnsan birisini bu kadar severse nasıl darılır? diyordu. Hiç darılabilir mi? Muhakkak yorulmuştur
İnsanı savunuyorum, çünkü düştüğünü gördüm

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hayat, tamamlanması mümkün olan bir şey değildir.
Sayfa 24
Gelecek; kendini nasıl atabilirdi acaba geleceğe? Şimdiki zaman, geçip gitmesine ses çıkarmadığı takdirde, artık Kien’e hiçbir zarar veremezdi. Ah, bir ortadan kaldırılabilseydi şu şimdiki zaman! Dünya üzerindeki tüm mutsuzluklar, yeterince gelecekte yaşayamamaktan kaynaklanıyordu. Bugün dayak yediği takdirde, yüz yıl sonra bunun ne önemi kalacaktı? Yapılması gereken, içinde yaşanılan zamanı geçip gitmeye bırakmak ve dayaktan ileri gelen şişleri görmezlikten gelmekti. Tüm acıların suçu, şimdiki zamanın sırtındaydı. Kien, geleceğin özlemini çekiyordu; çünkü geleceğe ulaştığında, yeryüzünde daha çok geçmiş bulunacaktı. Geçmiş iyiydi, kimseye bir zararı yoktu; Kien, geçmişte yirmi yıl süreyle istediği gibi ve mutlu yaşamıştı. Kim mutlu olabiliyordu ki şimdiki zamanda? Evet, duyularımız bulunmasaydı eğer, o zaman şimdiki zamana da dayanılabilirdi. O zaman anıların yardımıyla -demek ki yine de geçmişte- yaşanılabilirdi. Başlangıçta yalnızca söz vardı; ama var’dı; başka deyişle geçmiş sözden önce vardı. Kien, geçmişin bu öncelikli konumu karşısında saygıyla eğildi.”
Sayfa 206
Reklam
Yaşamımda ilk kez, yeryüzündeki en büyük kötülüklerin kaynağının vahşet ve kötü niyet değil, kişilerin yenemedikleri zayıflıkları olduğunu anlıyordum.
Belki de utançların en büyüğü; insanın kendine en yakın bildiği kimselere karşı duyduğu utançtır
Bütün yontulmamış varlıklarda olduğu gibi onda da gülünç bir kendini beğenmişlik vardı.
"pekçok iyi adam bir kadın tarafından köprü altına düşürülmüştür."
Kelebeklerin ve arıların arzuladığı bir çiçek olmak varken, sinekleri cezbeden bir bok parçasıydım. yalnız yaşamak istiyordum, yalnız olunca daha iyi hissediyordum kendimi, daha temiz, ama onlardan kurtulacak kadar zeki değildim.
Reklam
Ülke ekonomik bakımdan ne kadar geriyse onunla ters orantılı olarak lüks harcama bakımından o kadar ileridir.
“On beş yaşındayken iradem öğrenmeye yönelikti.Otuzuma geldiğimde, yolumu saptamıştım.Kırkımda artık kuşku diye bir şey kalmamıştı içimde - kulaklarım ise ancak altmışımda açıldı” Konfüçyüs
"En önemli şey gözlerdir! Tıpkı barometre gibidirler. Kimin ruhunda büyük bir kuraklık var, kim durduk yere böğrüne tekmeyi yapıştırabilir, kim kendi gölgesinden bile korkar, hepsini ele verir."
Sayfa 7
– Kimisi bilmem der, bilir; kimisi bilir bilmezlenir. Kimisi bilmediğini bilmez, bilirim der; kimisi bildiğini bilmiyor zanneder.
Sayfa 195
Gayet popüler bir istek plan yurtdışında tatil yapma örneğini ele alalım.Bu istek aslında hiç de anlaşılır ve ya doğal değildir.Bir şempanze alga erkeği asla gücünü komşu bir şempanze grubunun arazisine tatile gitmek için kullanmaz.Eski Mısır seçkinleri piramitler yaptırmak ve cesetlerini mumyalatmak için servetler harcadılar , ama hiçbiri Babil’e alışverişe ve ya Fenike’ye kayak tatiline gitmeyi düşünmedi..Bugün insanlar yurtdışına gitmek için ciddi miktarda para harcıyor çünkü hepsi romantik tüketicilik akımının gerçek inananları.
Reklam
Bildiği bir şey daha vardı. Kader, insanoğlunun yaptığı planları hoş karşılamaz, rastlantısal olmayan başarıyı sevmezdi.”
Sayfa 37
"Ne var ki, hiç kimse kendisinin kendi hayatını nasıl yaşaması gerektiğini kesinlikle bilmez."
Kız ya da erkek doğmanın bir şans olup olmadığını hiç düşünmemiştim. Bu soruyu babama sordum. Bana uzun bir konferans çekti. Özet olarak dedikleri şu : İnsan ancak kadın ve erkek olarak bütünlenir. -Peki baba, kadın olmak ister miydin ? diye sordum. Birden sesini yükseltti – Ne münasebet ? dedi Sanki böyle bir ihtimal varmış gibi soruma sinirlendi Oysa aynı soruyu anneme sorduğum zaman,annem içini çekti -Erkek olsaydım!..dedi.”
Sayfa 81