Jack London'ın ilk 10-15 sayfada neler anlattığını tam olarak anlayamadığım, ama 10-15 sayfadan sonra sürükleyici bir şekilde kitabın içerisine girip bir solukta bitirdiğim, toplamda 50 sayfalık olmasına karşın içerisinde birçok kıssadan hisse bulunan derinlikli öyküsü.
Öykünün konusu basit gibi görünse de Jack London'ın konuyu işleyiş biçimi ve
Düşüncelerinize katılmıyorum. Bir çocuğun istismara uğradığını düşünün bunu ona yapan kişide 20 yaşında olsun. Bu çocuk o an konuşamamış 20 yıl sonra bana bu kişi istismar yaptı bütün çocukluğum bu acıya geçti ama anlatamadım şimdi söylüyorum dediğinde biz o 20 yıl önceki olay şimdi 40 yaşında diye onu cezalandırmayalım mı diyeceğiz. İnsanın fıtratı neyse odur böyle birşey yapanın 20 senede geçse değişeceğini düşünmüyorum. Bir çocuğun ömrü mahfolmuş o 20 yıl önce olmuş diyemeyiz
İncelemenin hiçbir yerinde “cezalandırmayalım,” demedim. Hangi cümlemde öyle bir şey geçiyor. Lütfen buraya yazın da herkes görsün :)
İnsanın değişeceğini düşünmüyorsanız, kitap okumamanızı tavsiye ederim. Öğrenmek, değişmek, gelişmek gibi kavramlar çok mühim kavramlardır ve insanı diğer canlılardan ayıran özelliklerdir. Eğer “fıtrat” diyip geçebiliyorsak eğitime, okumaya vs hiç gerek kalmıyor demektir. Ayrıca bir insana kanunen ceza verilmesinin en önemli amacı o kişiyi ıslah etmektir. Islah kelimesinin içerisinde yer alan kavramlardan biri de değişimdir. Bir insanın ıslah olmayacağını düşünüyorsanız o insana ceza vermenizin de bir manası yoktur. Direkt canını almak gerekir. Bu durumda tartışmamız gereken konu da “ölüm cezası” demektir…
Çok derin konularla ilgili çok keskin yorumlar yapmamak lazım. Uzun uzun konuşmak, tartışmak lazım.
Çekici bir başlık, ilginç hikayeler, bunları birbirine bağlama hevesi, saçma da olsa bağlanabilenler, bir uçları hep havada kalanlar, çoksatan psikiyatri, hepsatan gizem, içine bir parça edebiyat dünyası ve kitaplar, bir parça irrite edici unsurlar, ben ne okudum denmesi için uğraşılmış ama tıpkı aralara reklam alan kitap fikri gibi suni kalmış bence. Yine de kısa ve akıcı. Yani vakit kaybı olduğunu hissedemeden bitiyor. Okunabilir.
Nerede o eski günlerimiz.. Sabah kalkıp şöyle bir siteye bakayım hele diyerek çay kahve eşliğinde göz attığımız önümüze kendiliğinden düşen bir Necip Ayşe Erhan Ebru Osman Metin Semih gibilerin keyifle yazılmış ve keyifle okunan kitap analizleri. Tamam sustum , kabullendim , özlemeyeceğim..
Bahar İyi/kötü kısmına yorum yapamıyorum. Çünkü neyin iyi neyin kötü olduğunu benim de bilmediğim bir dönemdeyim. Ama iyiyim diyebilirim. Merak ettiğin için çok teşekkür ederim. Çok naziksin…
Adem'den Önce isimli bu harika eser, Charles Darwin'in dünyayı yerinden oynatmasına sebep olan meşhur evrim teorisinin, uygulamalı bir şekilde nasıl gerçekleştiğini bizlere anlatan bir edebi kurgu eserdir.
Adem'den Önce'yi değerli kılan unsur ise, Charles Darwin'in evrim teorisinin ortaya çıkmasından yaklaşık 50 yıl sonra 1906 yılında yazılarak
Kitabı henüz yeni bitirdim Semih. Bir inceleme yazısı yazmayı düşünüyordum ama senin yazını gördükten sonra vaz mi geçsem dedim. Oldukça iyi bir anlatım. Tebrik ederim. Kitabı araştıranların senin yorumunu okuması yeterli olur diye düşünüyorum.🌿
Canım şarkı söylemek istiyorsa, doğru yanlış aldırmaz söylerim. İçimden geliyor, sevinçliyim, türkü söylüyorum. Ne var bunda kızacak, anlamıyorum doğrusu. Yoksa bir engel mi var? Sözgelimi biri filan mı öldü? Yas mı tutmak zorundayız?