İnsanları mutlu etme çabası içerisinde yaşamın huzursuzları olmayı kabul ettiğimizden beri ne başkalarını ne de kendimizi mutlu edebiliyoruz. Keşke beklentiler hafif bir bahar rüzgarı olsa ömrümüzü yormadan gelip geçen...
İnsan kendi huzursuzluğunun üstünü örtmek için neden başkalarını hayatının içine alır. Yaşamak kendi ağıtlarımızın yükünü kaldıramadığımızda başka birine gözyaşı paylaştırmaksa aşkın hakkı tam olarak verilmeli. İşte burada bencilliğimizi başka nedenlerle sorunsuz bir gerçeklik olarak ortaya çıkarıp sadece huzursuzluğumuzu dindirecek olanlara odaklanmış olmuyor muyuz? Sevdiği insan uğruna tüm varlığını ortaya koymayan bir insan karşısındaki insanın ne kadar var olmasını beklese de hep kendi oyununun oyunbozanıdır.
Siretlerimiz surete çevrilse içimizdeki yıkık dökük tablolar gözlerimizin önüne konsa, merhameti unutmuş gözyaşları kurumuş, duyarlılığını yitirmiş ve ruhunu dünyevi niyetlerin işgal ettiği vicdanlarımızın da selfiesini çekmeye cesaretimiz var mı diye sormadan edemiyoruz. Allah hesapların açığa çıkarıldığı gün bütün yapıp ettiklerimizden ibaret olan amel defterlerimiz önümüze konup da bir bir her şey ortaya saçılınca yüzümüzü ak edecek bir hesapla huzuruna çıkabilmeyi bizlere nasip eylesin.