Bizim uygarlığımız belki binlerce yıl sonra yaşayan insanlara da geçecek. Bizim attığımız temeller üzerine yenilerini koyacaklardır. Ah! Onlar da bizi hatırlayıp bıraktığımız kültür mirasları için teşekkür edebilseler!...
Atatürk Devrimleri üzerine çok yazıldı, çok söylendi. Ama o günleri tam anlamıyla yaşayan galiba pek kalmadı. 70'li, 80'li yıllardan sonra doğanlar, ülkemizde oldum olası hep apartmanlar, otomobiller, buzdolapları çamaşır, bulaşık makineleri vardı, diye düşünüyorlar. Sumerliler gibi. Onların inançlarına göre Tanrılar, insanları yaratmadan önce ülkelerindeki evleri, kanalları yapıp hazırlamışlar; insanlara da buyurun oturun demişler. Atalarının uzak yerlerden göç edip kendilerine yaşanacak toprakları hazırlamak için ne zorluklarla çalışıp alın teri ile kanallar yaparak bir taraftan kurumuş toprağı suladıklarını, diğer taraftan bataklıkları kuruttuklarını; böylece bol ürün alarak ülkelerini zenginleştirdiklerini ve kafalarını kullanıp yazıyı icat ederek bir iletişim, bir bilim çağı açtıklarını hiç düşünmemişler.
Reklam
Avcı,"Baba, nasıl olur, bu yaban adamı hayvanlarla arkadaş olmuş. İnsanla hiç arkadaş olabilir mi?" "Oğlum, hayvanlarla arkadaş olabilen, neden insanla olmasın. Yalnız onu eğitmek, insan gibi yedirip içirip insanlaştırmak gerek." "Babacığım bunu kim yapabilecek, biz insanlaştırabilir miyiz onu?" "Hayır oğlum, onu ancak bir kadın eğitebilir. Biliyorsun, çocukları doğdukları andan itibaren anneleri eğitir. Konuşmayı, yemeyi, içmeyi, sevmeyi, gülmeyi hep annelerimiz bize öğretti. Onun için bu adamı da ancak bir kadın eğitebilir.
Kahraman annesinin çorbası yağlı ballı olsa da (ölen oğlu için) ağlamadan duramaz.
Sayfa 57 - Sümer AtasözüKitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.