Ramazan, ruhen bize bir hilat giydirir; ama o hilat zamanla eskir. İşte mübarek gün ve geceler o hilati değiştirme, yenileme, onarma zamanlarıdır. Ramazan gelince o eskiyen hilati terziye götürürüz ki terzi onu yenilesin, söküklerini diksin. Nasıl ki üzerimizdeki elbise eskiyorsa maneviyatımız da eskir. Mübarek vakitler de üzerimizdeki takva elbisesini kirlerden arındırır, yeni bir elbise bahşeder insana
Sayfa 170Kitabı okudu
-Gece ile Gündüzün Münazarası- Gece ve gündüzün birbirlerine üstün gelmek için Münazara sırasında gösterdikleri delilleri dinle. Bu, gönülden gam ve kederin şiddetini uzaklaştıran bir sergüzeşttir. Onlar üstünlüklerini ispatlamak için mücadeleye giriştiler. Bu övme ve kınama konusunda şöyle sözler geçti: Gece: Tanrı gündüzü geceden yarattığı
Reklam
Amin..
Allahu Teâlâ mübarek geceler, mübarek aylar hürmetine; sevgili kulları hürmetine; mübarek vakitler, mübarek yerler, mekânlar hürmetine; enbiyâullah evliyâullah hürmetine; Peygamber-i Zîşânımız hürmetine, Habib-i Edîbi hürmetine; Esmâ-i Hüsnâsı hürmetine, bizleri nevm-i gafletten îkâz eylesin. Yolunda dâim, zikrinde kâim kullar eylesin.
Ramazan, ruhen bize bir hilat giydirir; ama o hilat zamanla eskir. İşte mübarek gün ve geceler o hilati değiştirme, yenileme, onarma zamanlarıdır. Ramazan gelince o eskiyen hilati terziye götürürüz ki terzi onu yenilesin, söküklerini diksin.Nasıl ki üzerimizdeki elbise eskiyorsa maneviyatımız da eskir.Mübarek vakitler de üzerimizdeki takva elbisesini kirlerden arındırır, yeni bir elbise bahşeder insana.
amin:)
Allahu Teala mübarek geceler, mübarek aylar hür- metine; sevgili kulları hürmetine; mübarek vakitler, mübarek yerler, mekânlar hürmetine; enbiyaullah evliyaullah hürmetine; Peygamber-i Zîşânımız hürmetine, Habib-i Edîb'i hürmetine; Esmâ-i Hüs- nâsı hürmetine, bizleri nevm-i gafletten muhafa- za eylesin. Yolunda dâim, zikrinde kaim kullar eylesin.
"Nasıl ki mübarek mekanlar varsa; Mekke, Medine, Kudüs gibi ve nasıl ki bu aziz mekanlar insana herhangi bir başka mekandan, yerden daha çok mekan ve yer hissini veriyorsa aynı şekilde aziz vakitler, eşref saatler de vardır ki; normal zamanlardan çok daha değerli hatta paha biçilmezdir. İşte bundan dolayı Mekke, Medine, Kudüs gibi mekanlar " bir mekandan fazlası", Ramazan gibi zamanlarda bir zamandan fazlası'dır."
Reklam
Allahu Teala mübarek geceler, mübarek aylar hürmetine; sevgili kulları hürmetine; mübarek vakitler, mübarek yerler, mekanlar hürmetine; enbiyâullah hürmetine; Peygamber-i Zişanımız hürmetine, Habib-i Edibi hürmetine; Esma-i Hüsanâsı hürmetine, bizleri nevm-i gafletten îkâz eylesin. Yolunda dâim, zikrinde kâim kullar eylesin.
Allahu Teâlâ mübarek geceler, mübarek aylar hürmetine; sevgili kulları hürmetine; mübarek vakitler, mübarek yerler, mekânlar hürmetine; enbiyâullah hürmetine; Peygamber-i Zîşânımız hürmetine, Habîb-i Edîbi hürmetine; Esmâ-i Hüsnâsı hürmetine, bizleri nevm-i gafletten îkâz eylesin. Yolunda dâim, zikrinde kâim kullar eylesin .
Allahu Teâlâ mübarek geceler, mübarek aylar hürmetine; sevgili kulları hürmetine; mübarek vakitler, mübarek yerler, mekânlar hürmetine; enbiyâullah hürmetine; Peygamber-i Zîşânımız hürmetine, Habib-i Edîbi hürmetine; Esmâ-i Hüsnâsı hürmetine, bizleri nevm-i gafletten îkâz eylesin. Yolunda dâim, zikrinde Kaim kullar eylesin.
Çarıklı Erkan-ı Harp
Bunun zamanla ete kemiğe büründürüp kurum ve kuruluşlar haline getirdiler. Metafizik istihbarat ın bir kısmında karalar var; kara büyü, ezoterizm... Habis cinlerle, ifritlerle ve şeytanın avanesiyle bir takım yapılanmaları, güçleri ve bilgi donanımları var. Karşısında ise ak bir yapı var. Bu ak yapı da, Peygamber Efendimize (sa) bağlı bir kanaldır, Divan-ı Salihin'den oluşan bir yapıdır. Divan - ı Salihin' içerisindeki Hızıri metodlarla, birçok mübarek ayette işaret edildiği gibi; Hazret-i Allah, "Hani bir vakitler o kafirler, seni tutup bağlamak, öldürmek, sürüp çıkarmak için tuzak kuruyarlardı da, onlar tuzak kurarken Allah da karşılığında tuzak kuruyordu! Öyle ya, Allah, tuzakların en hayırlısıdır" buyurur Eski Genelkurmay kayıtlarında bu yapıya, 'çarıklı erkan-ı harp derler. Çok önemli bir konudur. Hiçbir hiyerarşik disipline bağlı ollmayan, her şart altında Ümmet-i Muhammed'in, vatanın selametini düşünen, çaycısından çorbacısına, akıncısına kadar yapı içerisine girmiş, sırrı çözülememiş fakat ehlinin dışında, bilinmekten çok hissedilen bir yapıdır bu!
Sayfa 234
Reklam
Sonunda yeniçeriliği İkinci Mahmud, kabristanlardaki mezar taşlarına kadar kırarak kaldırmış, bir yeni ordu kurmuştu. Padişah tarafından Türkiye'ye çağrılan Prusya subayları arasındaki Moltke 7 Nisan 1836'da Beyoğlu'ndan yazdığı mektubunda Osmanlı İmparatorluğunun durumunu şöyle anlatmaktadır: "Uzun zaman Avrupa ordularının
(1)Mısırlı Mehmet Ali'nin oğlu İbrahim Paşa Kütahya'ya kadar gelmişti.Kitabı okudu
Bazı vakitlerin, kendilerinde cereyan eden hâdiseler sebebiyle diğer vakitlerden daha mübarek oldukları Kur’an ve sünnetin bizlere bildirdiği bir gerçektir. Ancak bu vakitlerin insanlar için de bereketli olabilmesinin en temel şartı; Allah’a kulluk bilinciyle geçirilmeleridir. Yine yılın hangi ayı, günü ve saati olursa olsun kulluk bilinciyle geçirilirse o zaman dilimi azizdir, mübarektir, özeldir. Nice mübarek vakitler vardır ki, değerini bilmeyip gafil olanlar için ancak bir kayıptır.
Her hafta yaşadığımız mübarek vakitler olduğu gibi her gün karşılaştığımız bazı özel anlar da bulunmaktadır. Bunların başında, gecenin son üçte birine yani imsaktan önceki zamana rastlayan seher vakti gelmektedir. Amr b. Abese isimli sahâbî, bir gün Hz. Peygamber’in huzuruna gelerek Allah’a yakın olabilmek için gözetilmesi gereken ve diğer zamanlardan daha mübarek olan vakitlerin bulunup bulunmadığını sormuş, Allah Resûlü de, “Evet!” demiş ve sözlerine şöyle devam etmişti: “Allah’ın kula en yakın olduğu vakit, gecenin sonlarına doğru olan vakittir. Eğer bu saatlerde Yüce Allah’ı anan kişilerden olmayı başarabilirsen, bunu yap...” Ebû Hüreyre’den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) bir başka hadisinde gecenin bu anlarını ibadet ve taatla geçirenler hakkında ilâhî rahmetin tecellî edeceği müjdesini vermiştir: “Yüce Rabbimiz, her gece, gecenin son üçte biri kaldığında dünya semasına iner (rahmet nazarıyla bakar) ve șöyle buyurur: Bana dua eden yok mu ki duasını kabul edeyim! Benden bir şey isteyen yok mu ki ona dilediğini vereyim! Benden mağfiret isteyen yok mu ki onu bağışlayayım!" Kurân-ı Kerîmde cennetle mükâfatlandırılacak kimseler sıralanırken, "seherlerde Allah'tan bağışlanma dileyenler"in de sayılması günün berekete uyanan bu ilk saatlerinin gaflet içinde geçirilmemesi gerektiğini göstermektedir.
Resim