Serdar Tuncer Bugünki Yeni Şafak Köşe Yazısı
Gelişiyle memnun, gidişiyle mahzun edene sevgili deniyorsa eğer; Ramazan mü’mine sevgilidir. Dikkat buyurunuz herkese değil; mü’mine. Ramazan geliyor diye sevinmek, gidiyor diye mahzun olmak iman alâmetidir buyurmuşlar. 1438 yılının Ramazan-ı Şerif’i alıp başını gidiyor ve biz kalbimizdeki hüzne bakıp imanımız hakkında bir fikir sahibi
Aziz, mübarek kardeşlerim! Pek çok selâm... Bizim memlekette eskide arefe gününde bin İhlas-ı Şerif okurduk. Ben şimdi bir gün evvel beşyüz ve arefede dahi beşyüz okuyabilirim. Kendine güvenen, birden okuyabilir. Ben gerçi sizleri göremiyorum ve hususî herbirinizle görüşmüyorum, fakat ben ekser vakitler, dua içinde herbirinizle bazan ismiyle sohbet ederim.
Onüçüncü ŞuaKitabı okudu
Reklam
Üstadın Barlaya gidişi..
Barla'daki hayatı gerçi nefiy ve inziva içinde ve tarassud altında geçmekle acı idi; fakat Risale-i Nur hakikatlarının te'lif yeri olduğundan Üstad'ın en tatlı ve şirin hayatı da yine Barla hayatıdır  denilebilir.   Bu defa Barla'ya nefiy ile değil, hapis ile değil, kendi rızası ile ve serbest olarak gidiyordu. Güzel bir bahar günü Barla'ya geldi. Barla'daki talebelerinin mühim bir kısmı Üstad'ı karşıladılar. Üstad, sekiz senelik ikâmetgâhı olan Medrese-i Nuriyesine yaklaşırken kendini tutamadı, mübarek gözlerinden yaşlar boşandı. Haşmetli çınar ağacı da âdeta kendisini selâmlıyordu. Bir vakitler, yani Barla'da sekiz sene ikametten sonra Isparta'ya celb edilmişti. O zamanki gidişinde mübarek çınar ağacı Üstad'ı manen teşci etmiş, haşmetli kanatları olan dallarının Cenab-ı Hakk'a olan secdevari ubudiyetiyle Üstad'ı uğurlamıştı. Bu defa da yine uzun bir müfarakattan sonra tekrar Üstad'a kavuşmanın süruru içinde Hâlık-ı Rahman'a secde-i şükrana kapanıyordu. Üstad, o mübarek çınar ağacına sarılmış, yanındaki talebelerine ve ahaliye kendisini yalnız bırakmalarını söylemişti; zâten göz yaşlarını tutamıyordu. Sonra, Nur Dershanesi olan odasına girdi ve iki saat kadar kaldı, hazîn ağlayışı dışarıdan işitiliyordu.
Sayfa 616 - Sözler Neşriyat. San. Tic. A.ŞKitabı okudu
187 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
BU İNCELEME PEK ÇOK KİŞİ İÇİN BİR ŞEYLER İFADE ETSE DE EN ÇOK MERAKLISI İÇİNDİR, OKUYAN İÇİN DE MERAKA SEBEP OLABİLİR ! TARIK TUFAN, TARIK AĞABEY Kraliçenin Pireleri. Tarık abiyle tanışma kitabım, hem okur olarak hem de bizzat yazarla tanışma hikayemi paylaşmak istiyorum. Tarık Tufan’ı ilk olarak “Meksika Sınırı” isimli tv programında gördüm ve
Kraliçenin Pireleri
Kraliçenin PireleriTarık Tufan · Profil Yayıncılık · 20163,346 okunma
Aşıklar sultanı Yunus Emre Hazretlerinin duasına da amin diyelim: İlahi! Cennet Evine girenlerden eyle bizi Varub onda Cemalini görenlerden eyle bizi Mahşerde halk ola hayran, çok yürekler ola püryan Arşın gölgesinde seyran edenlerden eyle bizi Ya Hayy-ü Kayyum-ü Samed, ihsanına yokdur aded Firdevs bahçesinde ebed kalanlardan eyle bizi Şu dünyanın cefası çok, kimi aç gezer kimi tok Ol mizanda sevabı çok gelenlerden eyle bizi Bakma dünyanın varına, düşüp daim Hak yoluna Beratını sağ eline alanlardan eyle bizi Mü’minlere rahmet ola münafıklar mahrum kala Yunus eydür doğru yola gidenlerden eyle bizi
Hayırlı bayramlar
Can bula Canan' ını, Bayram o bayram ola. Kul bula Sultan' ını Bayram o bayram ola. Hüzn ü keder def ola, Dilde hicab ref ola, Cümle günah af ola, Bayram o bayram ola. Tevhîd ede şevk ile, Hakkı seve şevk ile, Tasdik inerse dile, Bayram o bayram ola Dildeki Rahman olur, Dertlere derman olur, Azade ferman olur, Bayram o bayram ola Lütfiya lütf-ü Kerim, Erişe Rahm ü Rahîm Bermurad ede fehim, Bayram o bayram ola Alvarlı Efe Hz.
Reklam
Kahraman Askerlerim, Din-i mübininiz [açık, aşikâr inançlarınız], vatan-ı azizimize [aziz vatanımıza] kasteden düşmanlara açtığımız bu gazâ ve cihat yolunda bir an evvel azm ü sebattan ve fedakârlıktan ayrılmayınız(...) Asker evlâtlarım, Bugün uhdenize terettüp eden vazife [üzerinize düşen sorumluluk] şimdiye kadar dünyada hiçbir orduya nasip olmamıştır. Bu vazifeyi ifa ederken bir vakitler dünyayı titretmiş olan Osmanlı ordularının hayrülhalefleri [hayırlı takipçileri, evlatları] olduğunuzu gösteriniz ki, düşman-ı din-ü devlet [dinin ve devletin düşmanı] bir daha mukaddes topraklarımıza ayak atmaya, Kâbetullahı ve merkadi münevvere-i nebeviyi [Peygamber'in ışıklı mezarını] ihtiva eden arazi-i mübareke-yi Hicaziye'nin [Mübarek Hicaz toprakları] istirahatını ihlâle cüret edemesin, dinini, vatanını, namus-u askerisini silah ile müdafaa etmeyi, padişah uğrunda ölümü istihkâr etmeyi [ölümü hiçe saymayı] bilir bir Osmanlı ordu ve donanması olduğunu, düşmanlarımıza müessir [etkili] surette gösteriniz. Hakk-ı adil bizde, zulm-ü avdan düşmanlarımızda olduğundan düşmanlarımızı kahretmek için cenabı adil-i mutlâkin inayet-i gurresi ve Peygamber-i zi-şanımızın inayet-i manevisi bize yar ve yaver olacağına şüphe yoktur. Bu cihattan mazisinin zararlarını telafi etmiş şanlı ve kavi [sağlam, kuvvetli] bir devlet olarak çıkacağımıza eminim. Bugünkü harpte birlikte hareket ettiğimiz dünyanın en cesur ve muhteşem iki ordusu ile silah arkadaşlığı ettiğimizi unutmayınız.
Allah'ın hidayet ettiğini kimse delâlete düşüremez. Allah'ın delâlete düşürdüğüne de kimse hidâyet veremez.
Resûl-i Kibriyâ Efendizimiz'in bile, "Ya Rabbi cehâletten, korkaklıktan, faydasız ilimden sana sığınırım" diye Allah'a iltica ettiği bir hâldir cehâlet.
Hatâ yapmak Rahmanî'dir, hatâda ısrar etmek şeytanidir.
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
174 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.