Var olmak, yoklukla mukayese edildiğinde kendi başına mükemmel bir durumdur. Yokluktan çıkıp var olduktan sonra 2. Kez yeni bir seviyede var olmaya namzet olan varlık yalnızca insandır. İkinci varlığa eriş, fıtrat ve istidatlarının inkişafıyla birliktedir. Anne karnından ilk çıkışa doğum diyecek olursak, fıtrat ve istidatların ortaya çıkmasına 2. Doğum diye adlandırabiliriz. Dünyaya gönderilmiş olan insan kendini inşa etmekle mükelleftir. Kendini inşa ise ona doğuştan verilen özelliklerin açığa çıkarılmasıyla mümkün olacaktır. Fıtrat ve istidatları ortaya çıkaran başlıca faktörler; iman, ibadetler, ameller, mücahede ve musibetlerdir.. Haletiruhiye Mecit Ömür Öztürk
Fiziksel hastalıklar için ilaçların acılığına, diyet sabrının zorluğunu nasıl katlanılıyorsa, kalp hastalıklarının tedavisi için de mücahede ve sabır göstermenin zorluklarına katlanmak daha gereklidir.
Reklam
Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyururlar ki: "Ölüm müminin hediyesidir." Hz. Peygamber'in (s.a.v) böyle söylemesinin sebebi şudur: Bu dünya müminin zindanıdır; çünkü orada daima bir sıkıntı içerisinde olur. O, nefsine karşı mücahede, dünyanın zevklerine karşı bir riyâzet ve şeytanın hilelerine karşı daima bir savunmanın içerisindedir. Ölüm, onun bu işkenceden kurtuluşudur.
Sayfa 22
Öfke ve şehvet de böyledir. Şayet biz onların hiçbir izi kalmayacak şekilde tamamen ikisinide yok etmeyi istesek buna güç yetiremeyiz. Ancak biz öfke ve şehveti terbiye ve ıslah etmeyi mücahede ve riyâzet yoluyla istesek, buna gücümüz yeter. Zaten bize emredilen de budur.
neden imtihan
Eğer mücahede ve müsabaka olmasaydı, maden-i insaniyetteki elmas ve kömür hükmünde olan istidadlar, beraber kalacaktı. A'lâ-yı illiyyîndeki Ebu Bekr-i Sıddık'ın ruhu, esfel-i safilîndeki Ebu Cehl'in ruhuyla bir seviyede kalacaktı.
Fuhşu sevenlerin saklı yerler ara dıkları gibi, mümkün mertebe ibâdetleri için gizli yer aramalı ve halka duyurmak arzusunu nefsinden kesecek şekilde saklanmalı da, ibâdetini Allah'tan başka kimse görmediğine emîn olmalıdır. (Riyâdan kurtulmak içün.) Rivâyete göre Ebû Hafs el-Haddâdî'nin adamlarından biri, dünyayı ve dünyalık peşinde olanları zemmetti. Ebû Hafs: "Gizlemen gereken şeyi ifşâ etmiş oldun. Bundan sonra, artık toplantılarımıza gelme." dedi. Bu kadarını bile ifşâya müsâade etmedi. Zira dünyayı zemmin altında zâhidlik iddiası yatar. Riyâdan kurtuluşun en büyük çâresi gizliliğe riâyettir. Gerçi bu gizliliğe riâyet önceleri ağır ve zor gelir, fakat sonraları kolaylaşır. Çünkü Allahu Teâlâ'nın yardımı ve tevfiki ona yetişir. Allahu Teâlâ, bir kavme verdiği nîmeti, onlar kendilerini bozmadıkça, ellerinden almaz. Mücâhede kuldan, hidâyet Allah'tandır. Kuldan kapıyı çalmak, açmak ise Allah'tandır. Allahu Teâlâ, ihsân edenlerin ecrini zayi etmez. Bir hasene de olsa, onu kat kat çoğaltır ve kendi fazlından ziyadesiyle mükâfat verir.
Sayfa 349Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.