Ama toplum, muhafazakarlık görevini yerine getirmek için çok kez bu insanları asıp kesiyor ya da her türlü hareket imkanından mahrum ediyor. Ama yine aynı toplum, bir nesil sonra bu astığı insanların anıtını dikip onlara tapıyor... İlk bölüm şimdinin adamıyken, ikinci bölüm, hep geleceğin adamıdır. Birinciler dünyayı korur ve onun nüfusunu çoğaltır, ikincilerse onu hareket ettirir ve asıl amacına doğru yürütürler.
Muhafazakârlık, "muhafaza" ve "kâr" hecelerinden oluşuyordu. Özal, "al" hecesi ile bitiyordu. "Muhafazakâr" ile Özal'ı alt alta yazıp, son heceleri ayırıyorduk, "kâr-al" çıkıyordu.
Sayfa 7
Reklam
Muhafazakarlık mı Rönesans mı
Dede efendi dinlemek, lokum sevmek, bayramda anneannesinin mezarına gitmek bir muhafazakarlık mıdır ? Espresso yerine Türk kahvesi içmek muhafazakarlık mıdır ? Çayı fincan yerine ince belli bardakta tercih etmek muhafazakarlık mıdır ? Bunlar ne kadar muhafazakarlıksa Tanpınar'da o kadar muhafazakardır. Bunlar ne kadar muhafazakarlıksa memlekette muhafazakar diye bilinenlerin çoğu da o kadar muhafazakardır. Eğer böyle bakarsak Batı dünyanın En muhafazakar toplumudur çünkü Batı bunların hepsini yapıyor. İnsanları muhafazakar gösteren kültürel bir takım öğeleri taşımaları sürdürmeleri ise Batı gerçekten muhafazakardır. İtalyan pizza yiyince köylü olmuyor ama biz lahmacun yiyince kırsal oluyoruz! Rakı muhafazakarlık, şarap modernlik! Şaka gibi!!
Sayfa 121Kitabı okudu
Atatürk ve milli mücadele ilk zamanları
İstanbul tarafından görevinden alınmış ve istenmeyen adam ilan edilmiş bir devlet memuru olmak, hiçbir geliri olmaksızın "sine-i millet"e sığınmak demekti. Ayrıca Amasya Tamimi'ne beklediği tepkiyi alamamış ve rotasını Erzurum'a çevirmek zorunda kalmıştı. Geleceği belirsizdi. Bu yüzden, Erzurum'daki havayı anlayıp oradaki
Artık üzgün, kederli, gamlı bir hale gelmiş ve gazetelerin ifadesiyle sokakların manzarasından milletin sonsuz bir huzur içinde olduğunu anladıkça son derece acı çekmeye başlamıştı: özellikle insanları tanıyıp yaşamda tecrübe gördüğünden, muhafazakârlık, gelenek, taklit ve itaat hislerinin kalplerde ne derin kökleri olduğunu ve toplumsal yaşamın ne ağır gittiğini bilmesi onun ıstırabını büsbütün artırırdı.
Sayfa 109 - DorlionKitabı okudu
Reglus tümüyle farklı bir çağda, "ilerleme miti"nin en parlak günlerinde yaşadı. Hegemonik sistemin savunucuları kibirli bir rehavet içindeydiler ve her yerlerinden iyimserlik fışkırıyordu. Muhalifleri haklı bir öfkeyle ateş püskürüyor, devrimci dönüşüm için idealist umutlar besliyorlardı. Günümüzde umudun yerini büyük ölçüde teslimiyet duygusu almış durumda. Muhafazakarlık katı bir sinizme gerilerken radikalizm kinci bir marjinalliğe dönüşüyor. Bu ikilinin arasındaki bölgede belirsizlik hüküm sürüyor. Teslimiyet çağında her türlü evrensel öz-gerçekleştirme anlatısı kuşkuyla karşılanıyor.
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.