Muhafazakarlığın çeyrek asırdır devlet yönetme tecrübesi Müslümanlar üzerinde inanılmaz bir tesiri doğurdu. Bu vakte kadar genelde aşağılık psikolojisi üzerinden kamusal alanda varlık mücadelesi veren ve bu mücadelede de İslami referanslarla muhalefette bulunan Müslüman kitle gelinen noktada pragmatizmi hayli içselleştirdi. Bunun sonuçları bana
Birinci Meclis
Okul ve medrese çatışması vardı, yenilik ve muhafazakârlık çarpışması vardı, Cumhuriyetçilik ve Saltanatçılık çarpışması vardı, Türkçülük ve Osmanlılık çarpışması, ırkçılık ve ümmetçilik çarpışması vardı. Bu bakımdan Birinci Büyük Millet Meclisi 1908 Osmanlı Mebusan Meclisi'ne benzer. İki istisnasıyla: Osmanlı Mebusan Meclisi'nde Hıristiyan ve İslâm çarpışması vardı. Büyük Millet Meclisi'nde o yoktur. Osmanlı Mebusan Meclisi'nde bir milliyetler çarpışması vardı. Birinci Büyük Millet Meclisi'nde bu da yoktur. Bunun içindir ki 1908 Osmanlı Mebusan Meclisi her zaman, devleti parçalamak emeliyle sağlam tutmak gayesinin çarpışmasına sahne olmuştur. Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi ise devleti kurtarmak ve istiklâli sağlamak noktasında oybirliği halindedir.
Reklam
İstanbul'a nasıl biri başkan olmalı?
‘’Türk vatanının ziyneti, Türk tarihinin serveti, Türk milletinin gözbebeği İstanbul…’’ 100. yılda, bir dünya kenti olarak nasıl bir İstanbul ve onun için nasıl yönetim beklersiniz? Evvela cebi dolu olmasa bile gözü tok olmalı. Şahsi namus eğilimi yetmez; parti genel merkezindekilerin İstanbulluların sırtından genel merkez masraflarına karşı (!)
Sayfa 254Kitabı okudu
740 syf.
10/10 puan verdi
·
124 günde okudu
Cevap ; Coğrafya
“ Tarihi yapanlar imparatorlar veya entelektüeller değil, işlerin daha kolay , daha karlı ve daha güvenilir yollarını arayan milyonlarca tembel, açgözlü ve korkmuş insandır.” Avcı toplayıcılıktan - çiftçiliğe , köy yaşamından- devlet oluşumuna, Batı ve Doğu’nun binlerce yıllık gelişim düzeyini ( şu ana kadar elde edilen veriler ışığında ve bence
Dünyaya Neden Batı Hükmediyor
Dünyaya Neden Batı HükmediyorIan Morris · Alfa Yayıncılık · 201272 okunma
Çevreciliğin Kökenleri
Bu kitapta "çevrecilik" kavramı, tıpkı akut bakım tıbbı gibi krizlerle sadece ortaya çıktıkları zaman ilgilenip altında yatan sistematik nedenlerle ilgilenmeyen bir yaklaşımı işaret edecek şekilde kullanılacaktır; bu haliyle çevrecilik önleyici olmak yerine tepkiseldir. Ayrıca yeni bir toplum türünde insanlar ile doğa arasında yaratıcı
Sayfa 19 - Sümer YayıncılıkKitabı okudu
Ali Bulaç "Ne hurafelere bulaşmış gelenekçilik ve muhafazakârlık, ne de Kur'an'ı mutlaklaştırılmış akıl ve pozitivist verilerle tevil etmek isteyen rasyonalizm ve modemizm,” diyerek modemizme karşı en iyi korunmanın müslümanlan tüm yeryü­zünde toplumsal davranışlarında birleştiren Sünnet olduğunu ileri sürer. Sünnet aradan kalktığında, sözgelimi kadınlarla el sıkışılabilir, başörtüsü atılabilir ve dilenilen zaman ve rekâtta namaz kılınabilirse modernizmin kolayca müslüman dünyaya sızacağını, kuramların, alışkanlıkların dikte edeceğini söylemektedir.
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
.... Neoliberalizmin son tuzağı: Mindfulness Mindfulness, Oprah Winfrey ve Goldie Hawn gibi ünlülerin de desteğini alarak anaakıma yerleşti. Meditasyon koçları, keşişler ve nörobilimciler Davos’a giderek Dünya Ekonomik Forumu’na katılan CEO’lara konunun inceliklerini anlattı. Mindfulness hareketinin kurucuları bir tür misyonere dönüştü. Bilim ve
512 syf.
·
Puan vermedi
Sözde Dindarlara Gönderme
Zola bu kitabında Nana karekterini edebi bir egretileme ile işleyerek yaşadığı toplumun, toplumsal çürümüşlüğünü ve ahlaki düşkünlüğünü temsil eden bir sifat olarak işlemiştir. Nana, mesleğini ustaca bir tecrübe ile icra eden bir fahişedir. Mesleğini en ince detaylarına kadar icra ederken hiç bir şekilde utanma ya da toplumsal sorumluluk hissetmektedir. Etrafındaki erkekleri baştan çıkarırken ya da ahlaksızlığa sürüklerken zerre kadar suçluluk hissetmektedir, tek bir duygusu vardır, o da düşkünlüğüne duyarsızlık gösterenlerden intikam almaktır. Fakat Nana, ne olduğunu hiç bir zaman gizlemeyen, kişiliğini, karekterini din/dindarlıik, muhafazakarlık vb. maskelerin ardına gizlemeyecek kadar da dürüsttür. Günümüzde ahlaki düşkünlüğü sergilediği dindar duruşuyla zerre kadar alakası olmayan tek gayesi aman dile düşmeyim diyen, fakat inandığı tanrının daima gözetlediğini unutacak kadar gaflete düşen, gizli ahlak düşkünlerine oranla daha dürüst ve karekterli bir birey olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle günümüzdeki sefil düşkünlüğü göz önüne aldığımızda mutlaka okunması gereken bir eserdir.
Nana
NanaEmile Zola · İş Bankası Kültür Yayınları · 20214,320 okunma
İslamcılık, Muhafazakârlık ve Tarihsel Döngüler
"Zaten genel olarak devrimlerin ortaya çıkışları, diğer herkesi olduğu kadar devrimci grupları ve partileri de şaşırtmıştır ve onların etkinliklerine atfedebilecekleri herhangi bir devrim de neredeyse yoktur. Durum çoğu zaman tam tersiydi: Devrim patlak vermiş ve profesyonel devrimcileri bulundukları yerlerden (kodes, kahvehane yahut kütüphane) adeta kurtarmıştı."
Resim