Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
8 Eylül l791'de ulusal birliği heyecanla savunma adına Fran­sa halkına sunulan anayasanın ilan edilmesiyle XVL Louis resmi biçimde "devrimin bittiğini" bildirdi. Bu, Meclis çoğunlu­ğunun ve hatta bazı demokratik muhalefet unsurlarının sami­mi olarak paylaştığı bir umuttu. Bununla birlikte bir yıla kal­madan anayasa bir kenara itildi, kral tahtını kaybetti, önde gelen meşruti monarşi yanlıları yasaklandı ya da sürgüne gönde­rildi; devrim tamamlanmış olmaktan çok yeni ve sonucu belir­leyici aşamasına giriyordu. Ne oldu da durum aniden değişti? Öncelikle kral, anayasa­yı yürekten kabul etmemişti: Anayasayı imzalamadan çok önce güvenli bir bölgeye kaçma girişiminde başarısız olmuş ve yaka­lanıp aşağılanarak başkente getirildikten sonra bile, silaha baş­ vurarak eski gücüne yeniden sahip olmak için lsveç, Prusya ve Avusturya'daki müttefikleriyle gizli planlar yapmaya devam et­mişti. Bu nedenle krala -ve daha da çok kraliçeye- güvenile­mezdi, kaçmaları ve ihanetleri de meşruti monarşistlerin yöne­timi sürdürmelerini ya da anayasanın öngördüğü tavizleri ver­ melerini olanaksız kılmıştı.
Sayfa 109 - PdfKitabı okuyor
“Âriflerden biri şöyle demiştir: "Dört çeşit ölümle ölmeden Allah'ın huzuruna girilmez. Bunlar, kırmızı ölüm, siyah ölüm, beyaz ölüm ve yeşil ölümdür. Kırmızı ölüm, nefsin kötü arzularına muhalefet etmektir. Siyah ölüm, insanların eziyetlerine tahammül etmektir. Beyaz ölüm, nefsi açlığa alıştırmaktır. Yeşil ölüm ise yamalı elbise giymektir. Yani nefsin kibrini kırmak ve benliğini yok etmektir."
Reklam
Dünya da ve Ülkemizde Neler oldu? Neler oluyor? Neler olacak?
Bütün düşüncelerim bir gözlemden ibarettir. Pandemiye dönüşen virüs Çin kaynaklı olmayıp bir laboratuvar ürünü virüstü. Bu artık bir komplo teorisi değil. Amacı Çin ekonomisini zayıflatmak ve aynı zamanda aşı ile bütün dünyaya yayarak küresel ilaç şirketleri aracılığıyla vurgun vurmaktı. Her ikisi de gerçekleşti. Aşıların maliyeti dışında
Saygın İsrailli yazar Boas Evron, "Holokost bilincinin" aslında "resmi ve propaganda amaçlı bir doktrinleştirme, bir dizi sloganı ve yanlış bir dünya görüşünü yansıttığını, gerçek hedefin geçmişin tam olarak anlaşılması değil, bugünün manipüle edilmesi olduğunu söylüyor. Kendi başına, Nazi holokostu hiçbir politik amaca hizmet etmez. İsrail politikalarına destek olabileceği gibi muhalefet etmeye de kolaylıkla kayabilir. İdeolojik bir prizmadan yansıyan "Nazi zulmünün anısı" (Evron'un sözleriyle), "İsrailli liderler ve dışarıdaki Yahudilerin ellerinde güçlü bir araca dönüşmektedir." Nazi holokostu, artık "Holokost" olmuştur. Holokost'un çerçevesini iki dogma-ayakta tutar: (1) Holokost, kayıtsız şartsız benzeri olmayan tarihsel bir olayı simgelemektedir; (2) Holokost, Yahudi olmayanların Yahudilere karşı duydukları mantıksız ve sonu gelmeyen nefretin doruk noktasını simgeler. Bu dogmalardan hiçbiri, 1967 Haziran Savaşı'ndan önce kamusal söylemlerde yer almıyordu ve Holokost edebiyatının merkezinde olmasına rağmen, Nazi holokostuyla ilgili gerçek akademik çalışmalarda hiçbir anlam ifade etmiyorlardı. Diğer yandan, bu dogmalar Yahudilik ve siyonizm için önemli yapıtaşlarıydılar.
Bir başka nokta daha: öyle bir yarım kalmışlığımız var ki, bizim dramımız, trajedimiz, akıl almaz bir biçimde gelişiyor. Ayrıca bir trajedinin içinde olduğumuzun farkında bile değiliz. Çok güzel yaşayıp gittiğimizi sanıyoruz. İktidardaki adamlar da, bu sanıyı bütün millet adına dile getiriyorlar. Birkaç aydın dışında bunu anlayan yok gibi. İnsanlarımız, bu kötü yaşantıyı dile getirmenin "muhalefet yapmak" olduğunu sanıyorlar. Yapanlar bile muhalefet yaptıklarını sanıyorlar bir bakıma. Aslında bir yanlış anlama olduğu halde, anlaşıp gidiyorlar.
İnsanlarımız, bu kötü yaşantıyı dile getirmenin "muhalefet yapmak" olduğunu sanıyorlar. Yapanlar bile muhalefet yaptıklarını sanıyorlar bir bakıma. Aslında bir yanlış anlama olduğu halde, anlaşıp gidiyorlar.
Reklam
Asım Us, "Asıl adım Mustafa Kemal; cumhurbaşkanı ol­mam müstear isimle yazı yazmama engel değiL. Ben de Asım Us adıyla hükümete muhalefet yazı­ları yayımlıyordum. Bizim İsmet'le Hatay mese­lesinde ayrı düşmüştük. Ben de ona basın yoluy­la muhalefet ettim.
Siyatsetci kimdir bilir misiniz?
Zübük nedir bilir misiniz? Üstünde haram çul, cebinde haram pul, elinde kur-an dilinde yalan, din istismarı üzerinden siyaset yapan, ahaliyi birbirine düşürüp kırdıran, muhalefet edene dinsiz, imansız, hain yaftası yapıştıran, gözleri fitne fecir okuyan, kurnaz, hileci, sinsi, ahlaksız, vicdansız, riyakar siyasetci tiplemesidir... Aziz Nesin Zübük
İktidar ve İslamo-faşist cephe sert, tehdit edici ve kara bir propaganda yürütürken, muhalefet cephesi, "baharlar gelecek" gibi naif, uzlaşmacı ve iyimserlik üzerine kurulu barışçı bir söylem üzerinden bu hamleyi karşılamaya çalıştı. Olmadı!
İbni Sina
Aristocu sistemin içine dışına tam manasıyla vâkıf olduğunu belirten filozof, onun geliştirilmesi yolunda ciddi katkılarda bulunduğu ancak muhalif tavrını da daima muhafaza ettiği açıklamasında bulunmaktadır. Ancak bu muhalefet çoğu durumda seslendirilmeden kalmış; sessiz kalmanın artık tahammül edilmez hale geldiği durumda ise açıkça ortaya konmuştur.
Reklam
Akıl, her türlü gâye için kullanılabilen keskin bir bıçak gibidir. Dileyen onunla ekmek keser, dileyen de onunla cinayet işler. Nitekim Kâbil'in aklı, vahyî bilgiye muhalefet ettiği için kendisini dalâlete (sapıklığa) götürmüş ve âhiretini mahvetmiştir.
Biz gerçeğin kendisiyiz. Bırakın oyunlarını oynasınlar. İktidarların en büyük korkusu muhalefet değil, ciddiye alınmamaktır.
Sayfa 95
Din kabile toplumlarında, Ortaçağ koşullarında siyasal olabilirdi, örneğin Abbasilerde olduğu gibi iktidar Sünni, muhalefet Şii olabilirdi, Günümüzde din özel alana ilişkindir, siyasete girmez. Daha açık söyleyelin kamusal alanda din olmaz. Bunu kabul etmeyenlere ise dinci denir.
Ordunun Siyaset Üzerindeki Etkisine Pratik Bir Örnek
Köyler muhalefetteki Demokrat Parti lideri olarak konuşan Celal Bayar’a “yaşa paşam” diye bağırarak tezahürat ediyordu. Bayar’ın hiçbir askeri geçmişi yoktu. Köylüler, ancak bir paşanın (generalin) hükümete muhalefet edebileceğine inandıklarını söylediler. Hükümeti eleştirebildiğine göre Bayar’ın bir paşa olduğu sonucuna varmışlardı.
Sayfa 138Kitabı okudu
📍Baykar'dan sonra, şimdi de Türk Hava Yolları hedefe konmuş galiba. Üst düzey yöneticilerinin aldığı maaşlar sosyal medyanın dilinde. Gelin size biraz meseleyi izah edeyim. Türk Hava Yolları, tartışmasız olarak dünyanın en iyi 10 havayolu şirketi arasında ve dünyada, uçuş destinaayonları en fazla olan kuruluş. Peki bazı rakip havayolu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.