Said Nursi'nin her suale cevabı varmış(mış).
HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorardı. Atasözü "Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1) "Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
Sayfa 56 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Nur risaleleri'nin kaynağı
Nurşin'de bir müddet kaldıktan sonra Hizan'a döndü. Sonra medrese hayatını terkederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür: Kıyamet kopmuş, kâinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprü sünün başına gidip durmak
Sayfa 31 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Reklam
Kudsi Hadis
Çünkü yüce Allah'tan peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)'in aktardığı Kudsi hadislerde Rabbimiz şöyle buyurmuştur: كل حسنة بعشرة أمثالها. يمكن أن يصل هذا التقييم إلى سبعمائة مرة. لكن الصوم ليس كذلك، لأنه محفوظ فقط لاسمي وأنا سأعطي أجره. "Her hasene/iyilik on misliyle değerlendirilir. Bu değerlendirme yediyüz katına kadar da çıkabilir. Ancak oruç ibadeti öyle değil. Çünkü o yalnızca adıma tutuluyor ve onun mükâfatını/ödülünü ben vereceğim."
Sayfa 10
SÜNNET-İ SENİYYEYE TÂBİ OLMAK
İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri bir mektuplarında şöyle buyurmuşlardır: Allâhü Teâlâ bizlere, Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem’in sünnet-i seniyyesine tâbi olarak süslenmeyi nasip eylesin. O sünnetin sahibine salât ü selam olsun... Muhakkak Allâh’ın resûlü olan Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellem, âlemlerin
SÜNNET-İ SENİYYEYE TÂBİ OLMAK
İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri bir mektuplarında şöyle buyurmuşlardır: Allâhü Teâlâ bizlere, Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem’in sünnet-i seniyyesine tâbi olarak süslenmeyi nasip eylesin. O sünnetin sahibine salât ü selam olsun... Muhakkak Allâh’ın resûlü olan Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellem, âlemlerin
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Çörek otu yağı
Ahmet Mahmut Ünlü
Ahmet Mahmut Ünlü
(Ahmet Mahmut Ünlü) "Çörek Otu Mucizesi ve Şifa Dualar" adlı kisa ve öz tutulmuş kitabında, Çörek Otu'nun iyileştirici özellikleri detaylı bir şekilde açıklanır ve bu bitkinin çoğu hastalıklara yardımcı olabileceğini belirtilir. Kitap, Peygamberimiz Hz. Muhammed mustafa (S.a.v.)'nın hadislerine dayanarak, Çörek Otu'nun sağlık üzerindeki olumlu etkilerini vurgular. Ve hadislerde Peygamberimiz söyledigi gibi: Ebu hureye dan rivayet edilen bir hadisi şerifde : "Çörek otunda kendisine şifa bulunmayan hiçbir hastalık yoktor, ancak ölüm müstesna." (Müslim, Selâm: 29, no:2215/89, 4/1736) Yazar, Çörek Otu'nun kullanımının sadece bitkisel bir çözüm olmadığını, aynı zamanda Allah'ın lütfu ve iradesiyle gerçekleşen bir şifa kaynağı olarak algılanması gerektiğini belirtir ki her derdin devası bulunduğu Câbir r.a. dan rivayet edilen bir hadis-i Şerifte Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Her derdin bir devası vardir, derdin devası bulunursa Allâh-u azze ve Celle'nin izniyle iyileşir". Bunuda yine kitabin sonunda oluşan Şifa dualar ile okuyucuya gösteriyor. Ki böylelikle Allahu tealaya dua, zikir ve sükür edilir ve Şifaya kavuşmaya sabir edilir. Kitap, Çörek Otu'nun çeşitli hastalıkların tedavisinde nasıl kullanılabileceği konusunda bilgi sunarak, okuyuculara bitkinin faydaları hakkında bilgi verir. Son olarsk bunu demek isterim: Kitabın sağlık, şifa ve hepsini Hadislerle bağlaması dair kapsamlı beni etkiledi ve okuyuculara hem bitki dünyasının potansiyel faydalarını hem de peygsmberimizin hadislerin keşfetme fırsatı sundu. Hakkınızı helal edin
Çörek Otu Mucizesi ve Şifa Duaları
Çörek Otu Mucizesi ve Şifa DualarıAhmet Mahmut Ünlü · Arifan Yayınları · 201335 okunma
Reklam
وَرَحْمَتِي وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍ "...Rahmetim her şeyi kaplamış ve kuşatmıştır..." (el-A'raf, 156) Fahr-i Kâinât ﷺ , bu âyeti tefsîr sadedinde şöyle buyurmuştur: Allah Teâlâ varlıkları yarattığı zaman, kendi katında Arş'ın üstünde bulunan kitabına: «Rahmetim gerçekten gazabıma gâliptir!» diye yazmıştır." (Buhârî, Tevhîd, 15, 22, 28, 55; Müslim, Tevbe, 14-16)
Sayfa 224Kitabı okudu
Hazret-i Ali'nin rivâyet ettiğine göre Rasûl-i Ekrem Efen dimiz şöyle buyurmuştur: "-Ben, cahiliye insanlarının yaptıkları bir şeyi yapma ya iki defa teşebbüs etmiştim. Ancak Allah -celle celâlühü Beni onlardan muhafaza buyurdu. Bir gece, Mekke'nin yukarı taraflarında, Kureyşli bir. kaç gençle koyunlarımızı otlatıyorduk. Arkadaşıma: -Eğer koyunlarıma bakarsan, ben de diğer gençler gibi Mekke'ye gidip gece sohbetlerine katılayım, dedim. Arkadaşım: -Olur, nasıl istersen öyle yap, dedi. Bunun üzerine yola çıktım. Mekke'ye yaklaştığım zaman, def, kaval ve ıslık sesleri işittim. -Oradaki insanlara bu nedir? diye sordum. -Falan erkek ile filan kadın evleniyor, dediler. Hemen oturarak o tarafa doğru bakmaya başladım. O esnâda Allah -celle celâlühû- kulaklarıma bir ağırlık verdi ve oracıkta uyuyakaldım. Allâh'a yemin ederim ki, Güneş üzerime doğuncaya kadar uyanamadım. Uyanır uyanmaz hemen arkadaşımın yanına gittim. Arkadaşım bana: -Ne yaptın? diye sordu. -Hiçbir şey yapamadım! dedim ve başımdan geçenleri ona anlattım. Başka bir gece buna benzer bir durum daha meydana geldi. Ben yine Mekke'ye gece sohbeti için gittiğimde, Allah Teâlâ tarafından kulaklarıma bir ağırlık çökmüştü. Orada Günes doğu kadar uyuyakaldım. Sonra arkadaşımın yanına geri döndüm Rabbim Beni peygamberlikle şereflendirinceye kadar bunların hâricinde hiçbir kötü şeye meyletmedim!" (İbn-i Ishak, s. 58-59; Ibn-i Kesir, el-Bidâye,ll 292)
Ebû Tâlib'in zevcesi Fâtıma Hâtun
Fâtıma Hatun vefât ettiğinde Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- mübarek gözlerinden inci tâneleri gibi gözyaşları dökmüş, "Bugün annem vefât etti!" buyurup gömleğini ona kefen yapmış, cenaze namazını kıldırıp kabrinde bir müddet uzanmıştır. Bu davranışının sebebini soranlara ise şöyle buyurmuştur: "-Ebû Tâlib'den sonra bu kadıncağız kadar bana iyilik eden hiç kimse yoktur! Ahirette cennet elbiselerinden giymesi için ona gömleğimi kefen yaptım. Kabre ısınması için de oraya bir müddet uzandım!"
Sayfa 103
Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v)
Âlemler Cenab-ı Resullah’ın yüzü suyu hürmetine yaratılmıştır ve Rabbimiz şöyle buyurmuştur: “Ey habibim, sen olmasan ben bu kâinatı yaratmazdım.”
Sadettin ÖktenKitabı okudu
Resim