Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
·
Puan vermedi
Afrikalı Leo
AFRİKALI LEO/AMİN MAALOF Ben Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu, ben Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papazın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana Grenadalı, Faslı, Zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim.
Afrikalı Leo
Afrikalı LeoAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202214,2bin okunma
Alak Suresi
3Yani: Muhammed'e söylüyorum sen anla ey gerçeği arayan insanoğlu! Yaratan rabbinin adıyla oku, hayatı insanı,yaşamı,ölümü, geçmişi geleceği iyiyi kötüyü doğruyu yanlışı güzeli çirkini, evreni, doğayı oku bütün bunların mana ve değerini insanlara gösterir Allah'tan aldığın vahyi şehre taşı ve yeni bir hareket başlat. Çağının karanlıklarını buradan aldığın güçle aydınlat. Her türlü zulme ve haksızlığa bununla meydan oku! insan hayatının bütün yönlerine yeni bir bakış açısı ve perspektif getir. vicdana ve merhamete hitap ederek insanlığın sağ göğsünü harekete geçirerek yarım kalmış sözleri tamamla.İbrahim'in Musa'nın İsa'nın okumalarını sürdür. Bu okumayı Allah bilincinle onu içselleştirmiş olarak yap. Olaylara ve eşyaya onun şuuru ile bak o okumayı yaratan rabbinin adıyla onunla beraber olarak onunla tarihi meydanında yürüyerek yap. Böylece bakış açılarını yaklaşım bicimlerini değiştir. insana hayata ve varlığa nasıl bakılır, iyi insan nasıl olunur,Erdemli toplumun nasıl kurulur, Dünya barışı nasıl sağlanır,adalete dayalı Dünya nasıl inşa edilir göster. Bunları yapmak için seni bütün bir hayatı yeniden okumakla görevlendiriyorum. Bu süreçte biz seninle birlikte olacağız bu nedenle ben bu okumayı tek başıma yapamam ben böylesi bir okumanın altında kalkamam bu işi nasıl yapacağım , nereden başlayacağımı bilmiyorum deme. Allah'a dayan sa'ye sarıl,hikmete RAM ol ve yürü!
Sayfa 382Kitabı okudu
Reklam
31 Mart 1947'de Amerikan generali Şvarzkopf'un da onayıyla Kürdistan'ın demokratik hükümetinin üç önderi Mahmut Qazi, Sait Qazi ve Sedr Qazi Iran'ın gerici hükümeti tarafından idam edildi. Iran Kürdistanı'nda demokratik yasa ve geleneklerin çiğnenmesinden ve Mehabad Cumhuriyeti'nin liderlerinin öldürülmesinden sonra Cegerxwîn'in yüreği yanar. Şair, "Qadi Muhammed'in Anısına" şiirini yazarak İran Kürdistanı Kürtlerinin mücadelesini dile getirir.
Sayfa 80
Hz. Peygamber'in (sav) öğretim metotlarının en mühim ve en önde gelenlerinden birisi, yaşamı, iyi hâli ve yüce ahlakıdır.
Şu bakımdan ki, bir kere İslam, sadece Müslümanlar arası kardeşliğe ve Müslümanlar arası sevgiye yer verir. Müslüman olmayanları "kâfir" olarak hor görür, onlara, hem bu dünyada hem de gelecek dünyada azap hazırlar. Biraz yukarıda belirttiğimiz gibi, bu dünya yaşamı boyunca onlara, genelde ölüm azabını layık bulur. Bununla beraber bu uygulama, onların "müşrik" ya da "Kitap verilmiş" olmalarına göre biraz farklıdır. Müşrikler, Tanrı'ya eş koşanlardır (puta tapanlardır), ki her nerede bulunurlarsa mutlaka öldürülmeleri gerekir. (Bkz. Tevbe Suresi, ayet 5) "Kendilerine Kitap verilmiş" olanlar ise (ki bunların Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiiler olduğu bildiriliyor Kur'an'da), ya İslamı kabul etmek ya da eğer kabul etmeyecek olurlarsa, "cizye" (kafa parası) vermek zorunluluğundadırlar. Bunu da yapmayacak olurlarsa, üzerlerine saldırılması ve öldürülmesi gereken kimselerdir. (Bkz. Tevbe Suresi, ayet 29) Muhammed'in Tanrısı, "müşrikler" ve "kitaplılar" dışında, bir de "münafıklar" diye bir ayrım yapar ki, bunlar İslamı içtenlikle değil, sadece dış görünüşleriyle benimsemiş olanlardır. Muhammed'in söylemesine göre "insanlar arası kardeşlik" sadece Müslümanlar arasında var olabilir, örneğin Kur'an da: "... Müminler ancak kardeştirler..." (Hucurât Suresi, ayet 10) diye yazılıdır. Ve güya Tanrı Muhammed'e: "...Müminler için (şefkat) kanadını indir" (Hicr Suresi, ayet 88)
Sayfa 228Kitabı okudu
Dinde Zorlama Yok Der Birde
Şeriatçılar, İslam'ın İkna ve Sevgi Yoluyla Yerleşmiş Bir Din Olduğunu Söylerler; Yalandır! İslam Şeriatı, Korku, Dehşet ve Ölüm Saçarak Kılıç Yoluyla Yerleşmiş Bir Dindir İslamcılar, İslam'ın kaba kuvvetle, kılıç yoluyla değil, ikna yoluyla, fikir ve sevgi yoluyla yerleşmiş bir din olduğunu söylerler. Yalandır; çünkü İslam, Muhammed'le birlikte ve o tarihten bu yana, esas itibariyle korku, dehşet ve ölüm saçıcı usullerle insanlara kabul ettirilmiş bir dindir. Muhammed, bizzat kendisi, Medine'de bulunduğu son 10 ya da 13 yıllık yaşamı boyunca, İslami yayacağım diye 29 savaş yapmış, 45 çete yollamış ve bu savaşlara elinde kılıç bizzat katılmıştır.
Reklam
176 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Modern
1944 yılında Fas’ın Cedide şehrinde doğdu. Çocukluğu II. Dünya Savaşı sonrasında, İslam coğrafyasında ve tüm dünyada meydana gelen sömürge karşıtı hareketlerin doğduğu yıllarda geçti. Taha Abdurrahman’ın babası, İslami ilimler eğitimi veren bir hocaydı. Bu dönemde Fransız sömürgesi olan Fas’ta Fransız idaresi geleneksel eğitim üzerindeki baskıyı
Bilgi Ahlaktan Ayrıldığında
Bilgi Ahlaktan AyrıldığındaTaha Abdurrahman · Pınar Yayınları · 202079 okunma
güya bir gün bir kocakarı Muhammed’in yanına gelip şöyle der: “Ya Resulallah! Allah’a dua et de beni cennete koysun.” Muhammed kendisine şöyle yanıt verir: “Cennete hiç kocakarı girmez.” Bu yanıtı alınca kadıncağız ağlamaya başlar ve dönüp gider. Az sonra Muhammed şöyle der: “Haber verin ona (ki) kocakarı olarak (cennete) giremez, çünkü Allah Teala şöyle buyurdu: ‘inşa edip de onları hep bakir kızlar kılmışızdır’...’” Daha başka bir deyimle şunu anlatmak ister ki, Tanrı, dünya yaşamı sırasında buruşmuş, kocakarı olarak ölen kadınları cennete alırken “ceylan gözlü güzel huri” şekline sokup (“inşa edip”), “defteri sağdan verilmiş” (“Eshabi yemin”e) olan erkek kullarına hediye etmiştir. Şimdi şöyle bir düşünelim: hiç yüce olduğu söylenen Tanrı böyle bir şey yapar mı? Yani dünya yaşamı sırasında “imanlı” kadınları “buruşmuş kocakarı” haline getirip azap ve üzüntü içerisinde tuttuktan sonra canların alır ve sırf cennetteki erkek kullarını hoşnut etmek istercesine, ceylan gözlü bakire kızlar olarak yeniden yaratır mı? Cennet erkeklerini mükafatlandıracağım diye, bu kadınları onlara hediye eder, onların keyfinde ve emrinde tutar mı? Bu adaletsizlik ve eşitsizlik sayılmaz mı? Cenneti “iman sahibi erkekler” için olduğu gibi “iman sahibi kadınlar” için de mutluluk yeri yapsa, daha adil bir iş yapmış olmaz mı?
159 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
İnsanlar davranışlarınla yargılar Tanrı ise kalbinle. (Muhammed Ali)
Medeniyetlerin gelişmişliğini değerlendirmek subjektif bir konudur ve birçok faktöre bağlıdır. Ancak tarih boyunca birkaç medeniyet büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Örneğin, antik Yunan, Roma, Çin, İslam ve Orta Çağ İslam dünyası gibi medeniyetler geniş bilim, sanat ve kültürel katkılarda bulunmuştur. Bu nedenle, en gelişmiş medeniyetin
Müslümanca Bir Hayat
Müslümanca Bir Hayatİmam Gazali · Semerkand Yayıncılık · 20141,447 okunma
Saray Koleksiyonu'nda İslamiyet'te saygı gören din büyüklerinin gömlekleri de yer alır. Bunlardan biri Veysel Karani'ye aittir. Yemen'in Karan köyünde doğan Karani'nin, ölüm ve doğum tarihleri bilinmez. M.S. 7. yüzyılda, Cahiliye dönemini ve İslami devri yaşamış, ancak Hz. Muhammed'i hiç görmemiş bir din büyüğüdür. Sade yaşamı içinde doğruluktan hiç ayrılmamış, ölene kadar annesine bakmıştır. Hz. Muhammed, Hz. Ömer ve Hz. Ali'ye, ölümünden sonra hırkasının Veysel Karani'ye verilmesini vasiyet etmiştir.
Sayfa 91
Reklam
FURUĞ FERRUHZAD'IN YAŞAMINDAN KESİTLER Tahran'da dünyaya geldi. Babası Albay Muhammed Ferruhzad, annesi Turan Veziri Tebar'dır. Babası; dindar,tutucu ve despottur. baba diyor ki: "benden geçti artık benden geçti artık ben yükümü taşıdım" ve odasında, sabahtan akşama ya Şehname okuyor ya Nasih-ül-Tavarih." Anne ise dine sıkı sıkıya bağlıdır. "annenin tüm yaşamı açık bir seccadedir. cehennem korkusu eşiğinde serili anne her şeyin dibinde her zaman bir günahın izi peşindedir. ve bahçeye bir bitkinin küfrü bulaşmıştı"
Sayfa 153Kitabı okudu
136 syf.
·
Puan vermedi
Erdem şehrin zorluklarinj,kırgınlıklarını,yorgunluğundan kaçmak için kendini yollara vurur.En son dinlenmek ve etrafını incelemek için bir yer de dinlenmek için durur.Durdugu dağ başında da Mücahit diye çoban ile tanışır.Sohbetleri derinleştikce Mücahit, Erdemi evlerine davet eder.Babasi genç yaşta ölen Mücahit annesi ve kardeşi ile yaşamaktadır.Serseri dediği kardeşi Ömer,herkesin ana dediği Hüsne ile geçinip gidiyorlardı.Erdem de onların yanında kalırken bazı işlerine yardımcı olmaya çalışıyordur.Şehrin iki yüzlü yaşamına şahitlik etmemiş insanın çok olduğu yer de iyiliğin ve kötülüğün çok olacağını bilmek başka bir şey...Herkesin bir beklediği vardır.Kimi mal mülk, kimi sevgi,kimi evlat,kimi huzur,kimi şifa,kimi düğününü, kimi intikamını bekler.Peki Erdem bu köye neden gelmişti.İnsan mücadele etmek,savaşmak ve aramak için beklemez mi? Erdem bunların hepsi yapmıştı. Öyleyse Erdem bu köyde neyi veya kimi bekliyordu.Ömer'in haylazliklari,eşkıya Alinin yaşamı,Hüsne ananın hayata bakışı Erdeme neyi beklediğini göstermek için yavaş yavaş yaşamına sızmaya devam ediyordu.Ömer ,Erdem den hiç hoşlanmıyor fakat yaşadığı olay ve Erdemin yaklaşım şekli aralarında bazı şeylerin değişmesine sebep olur.Ömerin pişmanlıkları,Erdemin zamanı geldiğin de dönmesi gereken yer.Ve beklemekte olanlara şahit olacağınız sıcacık bir hikaye... Kimin neyi beklediğini keşfetmek için sizleri de akıcı bir kalem ile yazılmış olan bu kitabı okumaya davet ediyorum.
Beklemek
BeklemekMuhammed Çekiç · Bengisu Yayınları · 20239 okunma
Günümüzde çokeşliliğin hala savunuluyor olması ayrı komik
Reformist okulun ilgilendiği toplumsal sorunlar arasında kadının evrimi seçkin bir yer kaplar (31). Bu okul için kadın erkek eşitliği, her ikisinin aynı insanlık durumunu paylaştığını ifade eden Kuran'ın sözlerindenkaynaklanır (32). Ancak bu eşitlik mutlak bir eşitlik değildir. Evlilik yaşamı, her toplumdaki yaşam gibi bir şefin bulunmasını gerektirir. Bu rolü yerine getirecek olan ise erkektir, çünkü kadın, kadın olma durumu nedeniyle zayıftır (33).Evliliğe ilişkin olarak Raşid Rıza kadının müstakbel eşini seçmede çıkarı olduğunu kabul eder. Ona göre İslam yasası da buna kesinlikle karşı değildir. Çokkarılılığa gelince, Muhammed Abduh itiraz etmektedir (34). Ona göre bu, kötüye kullanımların ve kadına karşı haksızlıkların kaynağı olduğu gibi aynı zamanda aileyi de yıkar. Ona göre İslamcı düşünce, tekkarılılığı evlilik birliğinin ideal biçimi olarak kabul eder. Evlilik hukuku erkeğe ancak "bireysel ya da toplumsal gereksinme" durumunda ve her birine karşı adil olması koşuluyla dört kadınla evlenme yetkisi vermektedir Mademki uygulama birden çok kadına karşı adil olunamayacağını göstermiştir, öyleyse her erkek ancak bir tek kadınla evlenmelidir.
Şeriat ve Kadın 7
2) Ayakları Altından Cennetler Geçecek Olan «Analara Hocalarına Kul-Kölen Olacak Kadar Itaatkar Müslüman Kadınlardır. Muhammed'in analar lehinde görünen sözlerinin altındaki mak- sadı açıklığa kavuşturmak için, tekrar bahasına da olsa, belirtelim ki: Anaların ayakları altından cennetler geçer şeklindeki hadis, genel olarak tüm anaları değil
306 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.