Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
198 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Dahi Diktatör bir Atatürk biyografisi, ancak nerede doğduğu, annesinin banasının kim olduğu gibi basmakalıp bilgiler yerine, Atatürk’ün düşünme metotları, hayat görüşü ve tecrübeleri anlatılıyor. Kitabın ismi olarak da seçilen dahi ve diktatör kelimelerinin altı bütün kitapta çiziliyor. Atatürk’ün dehası ve diktatörlüğü birçok yerde yer alıyor.
Dahi Diktatör
Dahi DiktatörCelal Şengör · Ka Kitap · 20173,624 okunma
88 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
kitap ilk etapta şöyle bir algı uyandırıyor: herkesin bir manipüle eşiği vardır, ver ayarı! bu algıyı besleyen kavram başlı başına kitabın isminde: 'eristik diyalektik', terimsel olarak tartışma sanatı olarak tanımlanıyor. fakat buradaki nihai hedef; objektif olarak gerçekliği tartışmak değil, muhalife karşı her halükârda haklı çıkarak, tartışmayı galibiyetle sonuçlandırmak, bunun için de gerekli bütün hilelere gözünü kırpmadan başvurmak... rahatsız edici bir realite. schopenhauer, diyalektiği tinsel bir düelloya benzetiyor. nasıl ki düello esnasında kimin haklı olduğu artık mühim değildir, aslolan hamle yapmak ve gelen hamleleri savuşturup ayakta kalabilmektir. peki onurlu bir mücadele midir bu? şüphesiz değildir. schopenhauer'a göre bu, insan türünün kötülüğünden ileri gelmektedir. ve ekliyor: "bizler baştan sona dürüst olsaydık, o zaman her tartışmada sadece gerçeği günışığına çıkarmaya çalışırdık, bunun kimin görüşüne denk düştüğüne aldırmazdık." 'onursuz' bir düellonun ortasındasındayız ve çoğunluk kılıç kullanmayı bilmiyor.
Eristik Diyalektik
Eristik DiyalektikArthur Schopenhauer · Sel Yayıncılık · 20112,376 okunma
Reklam
250 syf.
·
Puan vermedi
| Şuur Dergisi sayı: 2 İsmi ile bir şeyler çağrıştıran olguları seviyorum. Şuur dergisi de benim için öyle oldu. Şuur neslin en mühim ihtiyacı olduğundan, bu ihtiyacı da hakikatli bir eğitim ile tamamlayacağımızdan, bir amaç belirtme bağlamında dergiye bu isim çok yakışıyor. Dergi okumalarına bir çok sebepten önem göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Özellikle de bu düzlemde seçtiğim dergilerin mütevazi ve markalaşmamış olmasına dikkat ediyorum. Genç kalemlerin bulunduğu yeni çıkan dergiler de bir hayli dikkatimi çekiyor. Şuur dergisi bu özellikleri taşıdığından okuyup tanıtmak istedim. Şahsımca dergi kadrosu hedefe giden yolda saf tutmuş bir birlikten oluşuyor. Yazılar da bunu gösteriyor. Dergi yönetim ve yazar ekibine muvaffakiyetler dilerim. Kapağı ve genel baskısına gelecek olursam beni eskilere götürüyor. Heyecanlı genç kalemlerin, yedi güzel adamın içinde bulunduğu Hamle dergisi'nin baskısını anımsatıyor. Şuurlu bir eğitimi ilke edinmiş dergi; Deneme Tarih Sanat Edebiyat İz bırakanlar (biyografi) konu başlıklarını içinde barındırıyor. Genel olarak daha çok gelişmesi gerektiğini düşündüğüm fakat bir o kadar da beğendiğim farklı içerikli bir dergi oldu. Dergide şahsıma hoş gelen iki yazıyı da belirtip öyle bitireyim :) • Ayşenur Kaplan hanımefendinin kaleme aldığı sanat bölümünü çok beğendim. •İkinci olarak "Nazım Hikmet'e dair" de çok akıcı hoş bir bölümdü. Not: Dergide İz bırakanlar (biyografi) kısmını da naçizane şahsım kaleme alıyor. Bu sayıda "Kurtubalı Lübna" bize iz oldu. Okumanızı ister dua beklerim. Selam ile
Şuur Dergisi 2. Sayı
Şuur Dergisi 2. SayıŞuur Dergisi · Şuur Dergisi · 01 okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
·
25 günde okudu
Bir Son Duygusu üzerine tartışabileceğiniz herhangi biri yoksa okuma sonrasında sizi boşluğa düşürebilecek bir kitap. Bunu söyleme nedenim sorularımın olası cevaplarını hiçbir yerde tam olarak bulamamış olmam. Bazı kitaplar konuştukça çoğalır. Basit bir cümleden türeyen yeni fikirlerle rüzgarla genişleyen bir perdeye dönüşür. Mevzu perdenin
Bir Son Duygusu
Bir Son DuygusuJulian Barnes · Ayrıntı Yayınları · 20212,201 okunma
544 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Yaşadığım Gibi -Akıntılarımdan Derleme-
Önsöz "İnsanlar duygu ve düşüncelerine göre hareket eder. Sevgi, nefret, korku, ümid, zan, inanç, şüphe, bilgi gib uni manevî kuvvetler, insanları içten içe, şu veya bu şekilde davranmaya zorlar. Nefret ettiğimiz bir şeyi yapmak bize çok güç gelir. Korku kaleleri yükseltir, hendekleri derinleştirirken sevgi bütün kapıları açar ve bütün
Yaşadığım Gibi
Yaşadığım GibiAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 2019387 okunma
724 syf.
7/10 puan verdi
Hakkı Özdemir’in Şiar’ın 28. sayısındaki “Her Şeyin Parodisi Yahut Batsın Bu Dünya” isimli yazısı vesilesiyle fark ettim Orhan Gencebay’ın “Batsın Bu Dünya” isimli şarkısı ile Tutunamayanlar’da geçen “Bat dünya bat” ifadesi arasındaki paralelliği. Özdemir şöyle diyor bahsi geçen yazıda: “Batsın Bu Dünya müzikal anlamda Tutunamayanlar’ın olduğu
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,5bin okunma
Reklam
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Siyah-Beyaz Yalnızlık
Gambit: İtalyanca "gambetto" kelimesinden türemiş, anlamı ise "Çelme takmaktır" yani rakibi yere düşürmek anlamına gelir. Satrançtaki terim anlamıysa beyazın piyon kaybıyla yaptığı açılış. 8 yaşında annesini kaybedip kuralcı bir yetimhaneye gönderilen Elizabeth Harmon'ın hikâyesi. Bu yalnız çocuk tüm karanlık ve boğuculuk
Vezir Gambiti
Vezir GambitiWalter Tevis · İthaki Yayınları · 20201,794 okunma
110 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
ESER İNCELEMESİ: YABANCI / ALBERT CAMUS Post author:Müzdelife YILMAZ Post published:30 Temmuz 2020 Eserin İçeriği; “Herkes bilir ki, hayat yaşamak zahmetine değmeyen bir şeydir, aslında 30 ya da 70 yaşında ölmenin önemli olmadığını bilmez değildim, çünkü her iki halde de gayet tabii olarak başka erkekler ve kadınlar yine yaşayacaklar ve bu
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2020111,2bin okunma
184 syf.
8/10 puan verdi
·
16 günde okudu
İğnenin Dansı
Sıkça karşıma çıkan ve ismiyle beni çeken bu kitabı okumaya başlamadan evvel herhangi bir araştırma yapmamıştım. Saf bir merak güdüsüyle yöneldim. Okumaya başlar başlamaz enteresan bir kurguya düştüğünüzü fark ediyorsunuz. Okudukça artan sıkışmışlık hissi insanı zorlayan cinsten. Ki bu da yazarın başarılarından biri. Sizleri karakterin peşi sıra kum küremeye adanmış bir köye mahkum ediyor. Kabullenme, reddediş, kaçış denemeleri, tekrar yeşeren gizli umutlar ve son hamle. Kitabı bitirdikten sonra dış göz olarak yorum yapabilir hale geliyorsunuz. Okurken mücadelenin kendisi size ait bir savaşa dönüşüyor. Nitekim son sayfayı çevirdikten sonra kuma karşı verilen savaş biraz daha farklı bir boyut kazanıyor. Belki şu anki hayatlarımızda bizleri zorla bir yere hapseden insanların olmadığını düşünüyoruz ya da tercihlerimizin bize ait olmasının ne kadar mühim olduğundan dem vuruyoruz. Değişim ihtimallerini her gün öteliyoruz, yeni bahaneler üretiyoruz. Birilerinin bizi kontrol altında tuttuğunu fark etmiyor bile olabiliriz. Lakin genel hayat akışımıza baktığımızda savaştığımız unsurların farklılaştığını görebiliriz. Bu kadar aslında. Kum küremek ne kadar absürt gelirse gelsin bugün birilerinin evrak işleri için on saat çalışmak da aynı oranda yersiz olabilir. Zamanın bir yerinde hepimizi sıkıştıracak bir ev buldular ve ömürlük kum küreyip radyo almak için ek iş yapıyoruz. Son.
Kumların Kadını
Kumların KadınıKobo Abe · Monokl Yayınları · 20172,075 okunma
77 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Ne anladığımı yazacağım. "Sen yorum yapma bir daha." diyecekler okumasın. Kendini beğenmişler ile uğraşamam. Neyse moruk, yazardan başlayıp kitaba, ardından da karakterlere gidecek olan bir rota tasarladım. Bir yere takılırsanız özelden sorabilirsiniz. Adamın hayatına baktım biraz. Yazar olabilmesi için koşullar uygunmuş doğrusu,
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020236,4bin okunma