Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
77 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Ne anladığımı yazacağım. "Sen yorum yapma bir daha." diyecekler okumasın. Kendini beğenmişler ile uğraşamam. Neyse moruk, yazardan başlayıp kitaba, ardından da karakterlere gidecek olan bir rota tasarladım. Bir yere takılırsanız özelden sorabilirsiniz. Adamın hayatına baktım biraz. Yazar olabilmesi için koşullar uygunmuş doğrusu,
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020238bin okunma
RAKI ŞİŞESİNDE BALIK OLMAK İSTEYEN ŞAİR Üzerinde en çok durulmuş, zaman zaman alaya alınmış, zaman zaman kendini kabul ettirmiş, tekrar inkâr, tekrar kabul edilmiş; zamanında hem iyi, hem kötü şöhrete ermiş bir şair vardır. İki incecik bacak, kısaca bir rençkot, kanarya sarısı bir kaşkol, müselles bir yüz, şişirilmiş bir göğüse benzeyen
Reklam
Sait Faik’in Orhan Veli ile 1947’de Yaptığı Röportaj...
"Orhan Veli elindeki şişeye mahzun bir tebessümle baktı. Şişe bitmek üzere idi. Kadehlere birer tane daha koyduk. Şişe boşaldı. Boş şişeyi pencereden dışarı attık. Sanki Orhan Veli’nin okuyucuyu gaflet uykusundan uyandırmak için yazdığı mısra rakı şişesinin içinde imiş gibi, şişe büyük bir şangırtı ile kırıldı. İçindeki mevhum sarhoş
24 Haziran seçimlerinin ardından bir dizi analiz yapıldığına kuşku yok. Ben, "Türk siyasetinin geleceği, devletin istikrarı ve vatandaşların huzuru" adına önemsediğim birkaç konuya değinmek istiyorum. Birinci husus, AK Parti'nin kurumsal kimliği ve siyasi devamlılığıyla ilgili. Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AK
Türk Edebiyatında Yeni Türler Neden Geç Ortaya Çıktı?
Tiyatro veya hikâye, yeni bir nev'in doğması için cemiyet bünyesinin ileri bir hamle ile değişmesi şarttı. Halbuki Müslüman cemiyetlerde bütün müesseseleri beraberinde sürükleyen ve sosyal tabakaların karşılıklı vaziyetlerini değiştiren bu cinsten bir değişiklik görülmez. O kadar arızalı olan, Moğol istilası ve Ehl-i Salip seferleri ile âdeta ortadan bölünen, Mısır'ın Fâtımiye devri gibi mühim bir mezhep ayrılışını, Endülüs rönesansını ve Osmanlı istila ihtişamını idrak eden İslâm tarihi bütün bu büyük hadiselere rağmen içtimaı bakımdan hemen hemen olduğu gibi kalmış, bir türlü burjuvazisi doğmamış ve Müslüman sarayı değişmemiştir. Belki de fikrî hayatın durgunluğunun, hatta düşkünlüğünün, iç buhranlarının en mühim amili olan içtimaı çöküntüler istisna edilirse Müslüman cemiyetlerinin tarihinin en büyük eksiği bu burjuvazinin teşekkül edemeyişidir.
Sizin 'profesyonel ihtilalciler' konusunda bir tesbitiniz vardı.
Hem Patrona Halil hem de Kabakçı Mustafa profesyonel birer ihtilâlciydiler. Patrona, hamam tellağıymış da falan filan... Alakası yok. Daha önce de benzer işlere girmiş ve padişah tarafından, maalesef affedilmiş bir profesyoneldir. Onlarda işin içine Fransa, Rusya ve İngiltere gibi dış güçler de girmişti. Bana göre Lale Devri, Osmanlı'nın sanayi inkılâbıydı. Eğer dış güçlerin desteklediği bir isyanla bitmeseydi, Osmanlı, devrinin en güçlü devleti olacaktı. Lale Devri, fabrikaların açıldığı muazzam bir devirdir. Çok mühimdi. Tarihçi Ahmet Refik'in karikatürize ettiği gibi değildir, yani öyle zevk-i safa devri falan değildir. Mühim yatırımların olduğu bir hamle devresidir. Nevşehirli Damat İbrahim Paşa da fevkalade bir adamdı. Ancak o devir kanlı bir darbe ile bitmiştir.
Sayfa 202Kitabı okudu
79 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.