"Bedri... Kısa kesmek lazım. Vaktim yok. Beni hiç itiraz etmeden dinle. Beni seviyorsan –ki bunu bilmem- ve Macide'yi seviyorsan-ki bunu tahmin ederim- dediklerimi yaparsın. Her zamanki gibi, bir anda düşünülüp verilmiş kararlardan bahsetmeyeceğim. On günden beri bu mesele üzerindeyim. On günden beri kendi kendimle hesap görüyorum. Müthiş
İsabelle: Neden bana öyle tuhaf bakıyorsunuz?
Lâtif: Tanıdığım birini hatırlatıyorsunuz.
İsabelle: Kıymetli birini mi?
Lâtif: Biricik sevdiğimi.
İsabelle: Zannederim hazin bir hikayeniz var?
Lâtif: Hüznüm bâkî, ona kavuşana kadar.
İsabelle: Kendisi uzaklarda mı şimdi?
Lâtif: Hayır, pek yakınımda lâkin aramıza bir başkası girdi.
İsabelle: Anlamadım, yani artık sizi değil, bir başkasını mı seviyor?
Lâtif: Hayır, babam beni bir başkası... yani babası onu bir başkasıyla evlenmeye zorluyor.
İsabelle: Ah ne fena! Bu vaziyet bana hayli tanıdık geliyor.
Lâtif: Ah şu erkekler! Kadınların nerede, nasıl, niçin davranması gerektiğini kadınlardan iyi bilirler. Kızlarının evlenecekleri adamlara dahi bizzat kendileri karar verirler. Ah şu erkekler!.. Yani ah biz erkekler... Sözüm meclisten dışarı tabii ama bazı mühim meseleler, kadınların tasarrufuna bırakılamayacak kadar önemlidir. Hem dünyada ne kadar mühim mesele varsa hep erkekler tarafından idare edilir. (Şimdi tam bir erkek gibi konuştum!)
Yazıyı okumaya eriniyorsanız hazırladığım videoyu izleyebilirsiniz amacım beğeni kazanmak değil yorum ve eleştiri almaktır. Yorumlarınızı esirgemeyiniz.
Video için: youtu.be/_QpoZ6xGctA
Yanlışlıkla düştüğü bilinmez bir şehirde kendini bulan Budai, esasen bir dil bilimcidir. Küçük bir sorun olarak gördüğü bu ziyaretten bir an evvel