223 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Sarıklılarla Feslilerin Mücadelesi
SPOİLER İÇERİR Uzun zamandır beni böyle sarsan bir kitap okumamıştım. Yeşil Gece, Reşat Nuri'nin okuduğum üçüncü kitabı oldu. Öncesinde Acımak'ı çok beğenmiş, Yaprak Dökümü'nü ise orta düzeyde bulmuştum. Ancak Yeşil Gece beni öylesine etkiledi ki onu okumuş olduğum en iyi romanlar arasında hatırlayacağım. Romanın başkahramanı Şahin
Yeşil Gece
Yeşil GeceReşat Nuri Güntekin · İnkılap Kitabevi · 20163,505 okunma
"Üstadım," dedi, "sizinle şöyle iki laf etsek mi?" "Buyrun üstadım," dedim. "Sizin mahdumdan azcık söyleşelim, ne yapıyor, ne ediyor?" "Efendim benim yanımda yaptıkları malum, sizin yanınızdayken olanlar mühim." "Efendim, o halde demeliyim ki çok şükür bir şey yaptığı yok." "Evet." "Yani daha nasıl söyleyeyim, bir yaramaz tarafını görmedim çok şükür ama yarar taraf da aynı şekilde sükütta. Çocuğun hafızlık bir yana normal ezberi bile pek meşakkatli. Ben uzun zamandır okulda ne yapacağını düşünüyorum. Kendimi, hıfzı geçtim. Dikkati, kendini bir şeye vermesi yok, tedirgin görünüşlü ama korkusu da yok, hırsı da yok, çalışması ve ezberi zaten fitrattan yok, fıtratına ilavesi hiç yok. Kötü çocuk değil, Allah yolunu açık etsin. Hiç değilse böyle sabilikte Kelamullah ile tanışıp az çok bir ünsiyet etti. Kötü çocuk değil. Allah sahibine bağışlasın." "Peki, ben bu bağışla ne yapacağım?" "Öyle demeyin üstadım, öyle demeyin. Allah bir cevher vermiştir ona da elbet. O çıkar, o da ona göre bir yol alır. Keşfedip 'şudur' diyebilmeyi isterdim, ama maalesef.”
Reklam
Kaybolmuş bir insanın, kendisini ancak bir başkasında bulabileceğine bütün kalbimle inandım. Mühim olan o insanı bulabilmek. Aynı kederi paylaştığınız o ruhla karşılaştığınızda , tanıdık bir şeyleri görmek umudunuzu diriltir. Bir mucize kadar hayret verici bir karşılaşma; ortak kederli ruhların birbirini bulması. Yıllar süren uzaklık, ruhlarımızı çileyle eğitti, dönüştürdü, yakınlığın anlamını yeniden keşfettik. Zamanı ve uzaklığı yendik biz. Kusurları bağışlayabilmenin keskin ve sivri uçları etimize sağlandığında eskisi kadar acı çekmiyoruz. Olanlar oldu ve hayatımın yasını tutmaktan artık vazgeçiyorum.
Sayfa 390Kitabı okudu
Gereksiz eğitim fakültesi yığınından vazgeçin. öğretmen olmak; bir şey olamadıysa öğretmen olur anlayışı değildir. halkın bu şekilde düşünülmesine neden olan tamamıyla yürütülen eğitim politikalarıdır. yarınları yetiştirecek olanlar öğretmenlerken bu denli mühim bir konu özel okullar ve binlerce eğitim fakültesi yığınının olduğu bir anlayış ile yürütülemez. öğretmen olma anlayışıyla yola çıkmamış ama şuradan bir formasyon alayım da ilerde öğretmenlik sınavına da girerim anlayışı değildir öğretmenlik. dışarda onbinlerce öğretmen; garson, temizlik personeli, çok şanslıysa ücretli öğretmen veya şu an benim olduğum gibi işsiz kpss mağduru varken bu kadar eğitim fakültesi niye, anlayışı tekrar tekrar sorgulanmalı. intiharın eşiğine gelmiş onlarca kpss öğrencisi... yastığa her başımı koyduğumda belki bu yıl öğrencilerimle olurum umudu, bizleri karamsarlığın girdabına sürüklüyor. iyi olan, nitelikli öğretmenin atandığı bir sistem değil bu. bu tamamıyla at yarışı formu. kim kimi geçerse o atanır. o kadar çok mezun öğretmen var ki ben onları 3 yıldır geçemedim... maksimum 60 belki de daha erken yaşta öleceğim bir kere yaşayacağım bu dünyada; geleceğe bir ses, geleceğe bir düşünce, geleceğe yaşam adına, hayat adına bir şeyler verebilmek, umutlu, gururlu gençler yetiştirmek gayreti olan bir öğretmenim... bunu yazmamdaki düşünce sesimin duyurulması da değildir. içimdekiler yüreğimi çok acıtıyor yazarın kalemle hafiflemesi misali, biraz olsun hafifleme isteği...
Çünkü Allah'ın en sevme digi huy, gurur ve ucubdur. Çünkü O'ndan başka gurur, kibir ve büyüklüge layık hiçbir şey yoktur. Ekber'dir, Kebir dir, Za Kibriya'dır. Kibri affetmez. Ama maalesef ibâdetine çok gururlu olanlar var. Bunları biz de hayatımızda tanıdık, kağıtlarda okuduk İbadetten kendini mahrum etmiş, ibadet tembelleri bu lafı alıp "Benim kalbim temiz, her yerim semiz!" diyerek kullanabiliyor. lar. Halbuki kalbim temiz, demek de yasaktır. Süre-i Yusuf'un 53. ayetinde "Ve ma aberriu nefst. Ben nefsimi aklamam, tebriye etmem, ibra etmem" diyor. Çünkü nefs kötü şeyler emreder. Hz. Yusuf gibi bir Peygamber-i Zişân, "Ben, kalbim temiz diyemem diyor ise bize ne oluyor! İşte bu çok önemli bir noksanlık oldugu için evliyaullah hazarâu bunu yapmayın, diyor. Alnın secdede de delinse mühim olan hürmettir, muhabbettir. Bunu da kendi fikirleri olarak söylemiyorlar. Süre-i Hucurât'in 1 ila 5. âyetlerine bakalım. Allahu zü'l-Celal mealen buyuruyor ki; "Benim Habibimin huzurunda sesinizi O'nun sesinin üstüne çıkarırsanız, kendi aranızdaki ahaliden bahseder gibi O'ndan bahsederseniz, alnınız secdede delinse, oruçtan mideniz sırtınıza geçse, ibadetlerinizi yok farz ederim. Habt ederim." "Habt etmek." "yok farz etmek" demek. Bakın, demek ki Allah nazarında, ibadet dedigimiz ritüelleri yapmanın yeterince ağırlığı var ama yegâne ağırlığı olan şey bu değil. Resûlullah Efendimize hürmetsizlik ve muhabbetsizlik, ibadet ritüellerini yok etmeyi gerektirecek kadar Allah indinde ağır bir suç. Ve edeb, ibadetten üstün...
Sayfa 118
Bilenler Bilir… ”Mahalli dilde ‘part’ diye bir kelime vardır. Bilenler bunun karın, göbek, mide, işkembe mânasına geldiğini bilirler. Ayrıca tarihte İskitlere komşu olmuş, göçebe olarak Mezopotamya’ya, İran topraklarına uzanmış, oralarda yerleşmiş ‘Partlar’ denilen bir kavim vardır, bu da biliniyor. İran efsanelerinde yiğit, savaşçı, aristokrat
889 öğeden 581 ile 590 arasındakiler gösteriliyor.