Hep şunu düşünmüşümdür; Allah, Enver Paşa ile Muhsin Yazıcıoğlu'nu galip olup da kirlenmesin diye mağlup etti. Bu ne güzel mağlubiyet dedim hep. At üstünde Moskofa kurşun sıkarken mitralyözlerle vurularak şehit düşmek ve gençliğinin beş buçuk senesini hücrede tek başına geçirdikten yıllar sonra parti kurup mücadelesini siyaset sahnesinde devam ettirirken helikopterle düşürülerek öldürülmek... Türkmen Kocası Yunus sordu: Kim gelir? Onlar gittiler ve zehirle pişmiş aşı bile isteye, seve seve yediler. Mağlup oldular. Ne güzel mağlubiyet hey!
Sayfa 61
Reklam
Menzil, siyasetçilerin de çok geldiği bir yer mi? Siyasetçilerin hepsi de gelir. Siyasilerin tek bir maksadı var, oy toplamak değil mi? Hepsinin de oya ihtiyacı olduğuna göre ona binaen hepsi de gelir. Siyasetçi olarak rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu Menzil’le irtibatlıydı. O tövbeliydi. Her zaman geliyordu. Hiçbir zaman Menzil’e bağlı olduğunu, Nakşibendi olduğunu gizlemiyordu.
yanlışın , doğrunun reklamlarını yaptığı nerde görülmüştür ki , onlar güç birliğinin reklamını yapsınlar.
Sayfa 132Kitabı okudu
filistinliler öz vatanlarında esaret altında yaşamaktadırlar.
Sayfa 119Kitabı okudu
kırık aynalar gibi karşısında alay edilen , savunduğunu yaşamayan insanlar gibi olmamak durumundayız. dava adamları kesinlikle davasını gerçek şekliyle yansıtan insanlar olmalıdır. tıpkı düz aynalar gibi. bencil menfaatçi, nemelazımcı , ferdiyetçi insan manzaralarının yanında Türk gençliği idealizmin ahmaklık sayıldığı bir dönemde de tam bir idealist olmalı.
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
ülkenin bütün nimetleri bir avuç “Elit”’in eline teslim edilip , holdinglerin kasalarına akıtılırken , ekmek ve iş isteyen insanlar miting alanlarında dayak yiyebiliyor. bu vahşeti kılımız kıpırdamadan seyrediyoruz!
iyimserlik güzeldir ama kötüyü inkar etmemek ve gerçeğe gözlerimizi kapatmamak şartıyla!…
bir millet kendini değiştirmedikçe , biz de onun halini değiştirmeyiz ilahi emrini düşününce bugünkü halimize neden geldiğimizi ve çıkış yolunun neler olduğunu daha iyi anlıyoruz: Allah’ın iradesine teslim olan bir bir toplum olarak nizamımızı O’nun kanun ve kurallarına göre düzenlerken güçlüydük , huzurluyduk ve içten ahenkli bir millettik. ahlak ve inançlarımızda tahribatlar başlayınca , toptan değişmeye de başladık! çöküş , günümüze kadar geldi.
“ Ülkücülerin bu sistemden, bu kahpe düzenden bir Muhsin Yazıcıoğlu bir de Sinan Ateş alacağı var.”
Reklam
Gördüğümüz odur ki, ülkemiz 12 Eylül öncelerini yaşamaya yeniden gebedir. Bu noktada ülkücü hareketin mensupları ciddi bir birikime sahip oldukları için kendileri üzerinde oynanacak oyunları maharetle bozacak kaabiliyettedirler. Bu durum bizlerin ihanet oyun­ları karşısında dikkatli ve uyanık, inançlarımızı ilgilendiren meselelerde kararlı ve duyarlı olduğumuz manasında değerlendirilmelidir.
"Bugün için ülkücü gençliği bekleyen asıl iş, asıl görev; büyük emeklerle, ızdıraplarla çile­lerle yetiştirilmiş olan, kayıp durumuna gelmiş insanlarıyla bütünlük içerisinde mazisindeki eksiklikleri ve hatalan çok açık ve net olarak, kendi içerisinde, kendi bünyesinde tahlilini yapıp, tartışıp yarınlarda asıl gayeyi gerçekleştirecek çekirdek unsurları teşekkül ettirmekle meşgul olmaktır."
Biz teşkilatımızı tarif ederken: "teşkilat, gayeye varmak için insan, zaman, malzeme ve yer unsurlarının organik şek­lidir" diyorduk. Ve başa gayeyi koymuştuk. Gayemiz "İla-yı Kelimetullahı": Allah'ın ismini yüceltme ve yayma, davamız, "Nizam-ı Alem"; Allah'ın nizamını insanlığa hakim kılma davasıdır diyorduk.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.