M Hanifi KETTE

Eski Kahire'nin kalbinin attığı yerlerden biri olan Muizz Caddesi, ismini Fâtimî halifelerinden el Muizz li-dinillâh'tan alıyor. Akşamları tam bir karnaval meydanına dönüşen cadde üzerinde Fâtimî, Memlûk ve Osmanlı eserleri art arda ve iç içe yer alıyor. Caddenin başından baktığınızda bu üç imparatorluğa ait klasik sembolleri bir arada görebiliyorsunuz. Adeta Kahire'nin barındırdığı kadîm mirası ve köklü tarihini özetlercesine.
Reklam
Bizdeki Endülüs algısı, -Elhamra Sarayı üzerinden- "sanatsal hayranlıkla" -Gırnata'nın kaybının sembolize ettiği-"yitirilen mülke ağıt" arasında gidip geliyor genellikle. Duygusal yoğunluklar ve gerçeklikten kopuş, bugüne dair somut sonuçlar çıkarmayı da büyük ölçüde engelliyor. "Endülüs romantizmi" diyebileceğimiz bu durum, özellikle iki noktayı gözden kaçırmaya yol açıyor: (...) Endülüs'e bu ve benzeri somut gerçeklikler üzerinden de bakmak gerekir. Sadece "Elhamra Sarayı edebiyatı" yapmak veya yalnızca "Endülüs'ü yitirdik" ağıtları yakmak, içinde yaşadığımız şu zamana bir şey söylemeyen ve bize fayda vermeyen bir eyleme dönüşebilir yoksa. Benzer Konularda sıkça tecrübe ettiğimiz gibi.
Uzunca bir süre, Ebû Abdullah'ın 1494'te Cezayir topraklarında hayatını kaybettiği düşünülmüştü. Ancak sonradan ortaya çıkan kanıtlar, Fes'teki metruk türbenin, Endülüs'ün son Müslüman hükümdarının mezarına ev sahipliği yaptığını neredeyse kesinleştirmiş durumda. Yolu Fes'e düşenler için, tarihin ve coğrafyanın geçirdiği dönüşümler üzerinde derin bir tefekkür mekânı olarak...

Reader Follow Recommendations

See All
Ah be Ebu Abdullah, n'aptın sen?
...annesi Aişe'nin, gözü yaşlı bir şekilde Gırnata'yı terk etmek durumunda kalan Ebû Abdullah'ı şöyle azarladığını yazacaktı tarih: "Erkekler gibi savunmadığın bir toprak için, şimdi kadınlar gibi ağla bakalım!"
Ebû Abdullah'ın öyküsü, bir bakıma Endülüs'ün düşüşünün de fotoğrafı gibidir:
Reklam
Reklam
355 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.