yaşadığı dönemin fersah fersah ilerisinde düşünen çok yönlü bir adamdır hayyam.
hakikatin, doğrunun, adaletin peşinden koşmak böyle lanetli bir şey işte. sorguladıkları, tespitleri bir yana, ben sustuklarını merak ediyorum içten içe. o kadarcık ömür yetmemiştir bildiği her şeyi söylemeye.
muhtemelen hepimizden daha geniş yürekli ve hoşgörülüydü bu adam ve sanıyorum ki esinlenmiş olabileceği kaynak pek yok. Bu yüzden varoluşçuluğun temellerini atan insanlardan olabilir.
"ben yoksam bu güller, serviler yok
kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok
sabahlar, akşamlar, sevinçler, tasalar yok
ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok."