Muhteşem Ahlak notlarımdan;
Yaşantısını dünya beklentileri(ev,araba,altın, gümüş, mal, mülk, yakışıklı, askerlik yapmış, zengin eş adayı, diploma vs.b) üzerine kurduğu zaman mümin, Allah onun bütün dertlerini gözünün önüne koyar (yani derdi gözünde büyür) Ama mümin Allah ile yaşamaya başladı mı "ben sana yeterim kulum" der. (Tirmizi) Müminle kâfirin arasındaki fark da bu, imanının sevdalısı müminle-imanını sömüren mümin arasındaki fark da bu. İş duvak işi değil kardeşim, iş düğünde ayakkabı süsü de değil, eşyaların diğer evlilerin eşyası gibi olmadı değil, eksiğin var diye mırıldanma işi de değil. Vallahi değil kardeşim, huzuru dış güzellikte, eşyada, malda, mülkte arama. Sırf insanlara gösteriş olsun diye evini israf denecek boyutta eşyayla doldurma, sadece 'aaa bak ne güzel düğün yaptılar' desinler diye evlenme kardeşim. Evlenirken niyetin 'iste herkes evleniyor evde mi kalayım bende evlendim' olmasın. "Rabbim nikahı emrediyorsa eğer emri başım gözüm üstüne ben de Salih/Saliha bir eş adayı çıkınca karşıma evlenirim. 'La İlahe İllallah' diyecek kaç kişi yaratacaksa Rabbim benim zürriyetimden yaratsın Elhamdülillah derim" de. Niyetin öylesine evlenmek olmasın kardeşim. Hz.İbrahim gibi duan olsun, Muttakilere önder olmayı işte, Muttakilere önder olacak evlatlar iste. Hem bak sen Rabbinin yolunda isen Melekler dahi sana ve senin ehline dua eder amin derler (Mü'min Sûresi 8-9. Ayet) Öyle bir kul ol ki Melekler bile sana, anne babanın, hatta senin kendine etmediğin duaları etsinler. Vesselam...
Resim