"Farkında olmak başka, günahı yüklenmek başka."
Sayfa 423Kitabı okudu
336 syf.
8/10 puan verdi
Jacop Finch Bonner, avukat bir baba ile rehber öğretmeni bir annenin tek çocuğu olarak dünyaya geldiği günden beri daima daima yazar olmak istemiştir. Jake ,The New York Book Review’un dikkate değer bulduğu ilk eseri ‘Mucizenin Keşfi’ ile iyi bir çıkış yapmış, ancak ikinci kitabının fiyaskosunun ardından yazar tıkanıklığına girmiştir. Bir yandan
Hikaye Hırsızı
Hikaye HırsızıJean Hanff Korelitz · Altın Kitaplar · 2024241 okunma
Reklam
Martin Eden'in ruhu, o ışıltılı derinliklerde kızın ruhunu arıyordu. İçinde en iyi olan ne varsa muhteşem bir akışla dışarı taşıyordu. Sadece onu düşünmek bile Martin Eden'i yüceltiyor, saflaştırıyor, daha iyi biri haline getiriyor ve daha da iyi olmak istemesine yol açıyordu.
Sayfa 42
"Bu... o kadar da kötü değil. Devam et." Danii onu kavra- mıştı, kıvrık pençeleriyle sanki gitmesine hiç izin vermeyecekmiş gibi tutuyordu. "Çok sıkısın. Bir yumruk gibi sıkıyor." İyice içine yerleşince, Daniela'nın alışması için kıpırdamadan durmaya çalıştı. İnanılmaz bir iradeyle, Daniela altında kıvranmaya başlayın-
Sayfa 318
336 syf.
·
Puan vermedi
·
32 saatte okudu
Hikaye Hırsızı, Kitap Serisi'nin (The Book Series) ilk kitabı. "Hikayeler bize kim olduğumuzu söyler, peki ya biri o hikayeyi çaldıysa?" Jocab Finch Bonner, daima yazar olmak istemişti. Bununla ilgili çalışmalar yapmış, hatta ilk kitabıyla da iyi bir çıkış yapmıştı. İkinci kitabıyla fiyaskoya uğrayan Jake yazarlık kariyeri sekteye uğramıştı. Jake yazarlık tıkanıklığı yaşamaktadır. Yazarlık atölyesinde ders verir. Yeni dönemde iddialı yeni öğrencisi Evan Parker'ın bahsettiği hikaye fikri muhteşemdir. Jake'ın dikkati çeker. Yıllar sonra ufak bir araştırma yapan Jake, Evan'ın kitabının basılmadığını görür. Ve o muhteşem hikayeyi tekrar yazar. İsmini "Beşik" koyduğu kitabı büyük ilgi toplar. Jake, kitabını bitirdikten sonra hayatının nasıl değiştiğine tanık oluyoruz. Şöhreti, başarıyı, aşkı bulur ama aynı zamanda korkularla, suçlulukla ve sırlarla karşı karşıya kalır. Öncelikle hikaye içinde hikaye formatı çok hoşuma gidiyor. Başarılı bir örneğini okumuş oldum. Olaylar yavaş yavaş gelişiyor. Sırlar eklendikçe gizem artıyor ve sona doğru da gerilim. Bir iki şey tahmin edilebilir. Ama son... Kesinlikle hayır! Çok akıllıca ve düşünülmüş bir son. Beğenerek okudum. Devam kitabını da heyecanla bekliyorum. Umarım çok beklemeyiz. Mutlaka okumalısınız.
Hikaye Hırsızı
Hikaye HırsızıJean Hanff Korelitz · Altın Kitaplar · 2024241 okunma
Reklam
Soylu Bir Unvan : Öğretmen
Renkli, sihirli dilinizle konunuza yönelik bir tutku dokurken bir şairsiniz. Evrenimizin özelliklerine, değişimlerine ve etkileşimlerine sihir, mantık, akla yatkınlık ve mucize katan bir fizikçisiniz. Bireylerin düşüncelerini ve eylemlerini gürültüden uyumlu bir tınıya dönüştüren usta bir bestecisiniz. Daima muhteşem bir yapının ortaya çıkmasını sağlayacak bir bakış açısıyla her öğrenciye sağlam temel atan bir mimarsınız. Bükülmelerle taklalarla düşüncelerin esnetilip güçlendirilmesini teşvik ederken bir jimnastikçisiniz. Kişiliklerin, kültürlerin, inançların ve düşüncelerin çoğulluğu içinde üretici, olumlu etkikeşimleri kolaylaştırırken bir zekâ ve duyarlılık büyükelçisisiniz. Eylemleriniz ve ahlaki duruşunuzşa sizin rehberliğinizi örnek almayı bekleyen genç insanlara umut ve anlam taşırken bir filozofsunuz. İlk gününüze - ve her gününüze - hazırlanırken öğrencileriniz sınıfa girdiğinde ve onların hevesli, coşkulu bir beklentiden huzursuz, belirsiz bir kayıtsızlığa yayılan davranışlarıyla karşılaştığınızda sahip olduğunuz güçleri hatırlayın... Şairden filozofa... Ve kendinizi öğrencilerinize o soylu unvana layık bir insan olarak tanıtın: Öğretmen
Sayfa 14 - Timaş Yayınları
Kadın olmak
Kendini savunmak için karılarına ne dediğini biliyor musun başına zorla musallat olduğum her şeyin benim suçum olduğunu dedi anlıyor musun bu dünyada KADIN olmak demek işte bu demek …
Everest YayınlarıKitabı okuyacak
Fazilet, dünyaya günahsız gelip, buradan günahsız gitmek değil, günahlarından temizlenmesini bilmektir. Ebediliği fetheden kahramanlar, günahlardan temizlenmenin en ulvi, en muhteşem vasıtalarını kullananlardır; günahtan sevaba, şerlerden hayra kahraman bir atlayışla geçebilen cesur ruhlardır.
720 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Türk Edebiyatı Klasikleri her zaman okumaktan keyif aldığım eserlerle dolu. Bunlardan biri de Hüseyin Rahmi Gürpınar. Ben Deli miyim ? önce adıyla cezbetti , okumaya başlayınca adının hakkını fazlasıyla verdiğini gördüm. Dönemini ve çevresini romanlarına aktaran yazar , geniş kitlelere ulaşmış ve halâ okunmakta.İstanbul yaşamının özel inanışlarına , ekonomik ve toplumsal eşitsizliklerine , kadın erkek ilişkilerine çoğunlukla mizahi zaman zaman duygusal olarak yer verirken özgün konuşma dilini bozmadan kullanmaya özen göstermiş. Bu eserde de Şadan ve Kalender Nuri isimli iki "deli" üzerinden İstanbul yaşantısı anlatılıyor. Tabii baskın olarak iki delimizin maceraları. Yazar iki karakter üzerinden toplumsal iliskileri genel ahlâkı sorguluyor yani. Hem de delice , delirtircesine. Zaman zaman çoğunuz bu soruyu kendinize sormuşsunuzdur. Hangi davranış, hangi söylem sizi bu soruyu sormaya yöneltti bilemem ama kitabı okuyunca " sorma , delir geç ..." diyebilirsiniz kendinize. Toplumsal eleştirilerin nokta atışıyla ortaya konduğu eser güldüren ve düşündüren yönüyle muhteşem bir okuma keyfi sunuyor. Kalın oluşu gözünüzü korkutmasın , gerçi kitap kurtlarını sayfa sayısı yaralamaz bilirim. Ben keyifle okudum, umarım sizler de beğenirsiniz. * Neler biliyorum. Söylemesi yasak bu gercekler içimi yiyor.* * Akıllı olmak ne büyük ahmaklık, ne yürek yakan sıkıntı ya Rabbim!* *Deli nedir , Akıllı nedir ? Anlayamadım.* Sevgiler , kitapla kalın.
Ben Deli miyim?
Ben Deli miyim?Hüseyin Rahmi Gürpınar · Koç Üniversitesi Yayınları · 2018569 okunma
Reklam
Yazının başında kitaptan yaptığım alıntıya dönecek olursak; Kemal Tahir'in deyimiyle, şamar yemiş bir devletin çocukları olmak Türk toplumunun özellikle yakın tarihle kurduğu bir tür travmatik ilişkiye de işaret eder. Bir yanda muhteşem bir imparatorluğun çocukları olmak ama diğer tarafta şamar yemenin ezikliğini hissetmek. Ancak tarih, bilinç, kimlik de çoğu zaman acı sonuçları olan büyük olaylarda şekillenir. Türkiye de yaşayan insanlar sadece tarihleriyle kurdukları ilişkide değil bugünü yaşarken de benzer duygular içindedir. Hapsedildiği durumla olması (çok) mümkün konumu arasındaki çelişki benzer bir sosyal psikolojiyi doğruyor.
Akif Emre
Akif Emre
Ah Feridun abi, yine ne hikayeler yazıyorsun bakim
"Karlı bir günde seninle birlikte olmak çok huzur verici. Sadece böyle yatmak ve ağaçların arasından savrulan kar taneleri -gerçekten muhteşem."
Sayfa 32
32 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Birini çok sevdiğinizde, o tıpkı sevgi gibi görünür..
“Bazı insanlar birini öylesine sever ki onun nasıl göründüğünü bile unutur…Birini çok sevdiğinizde, o tıpkı sevgi gibi görünür.” Bildiğimiz Sindirella hikayesini yeniden yazmış Solnit. Hikayenin çerçevesi değişmemiş değişmesine ama bu hikayenin en ihtişamlı yerlerinde birkaç ekleme çıkarma yapıvermiş. Küçük kız çocuklarının okuyup zihnine muhteşem elbiseler, balolar ve zengin, yakışıklı bir Prens kodladığı hikayeye çocukları ürkütmeyecek bir baltayla dalmış sanki. Harika elbiseler giymek seni güzel bir kadın yapar, güzel bir kadın olmak seni mutlu etmeye yeter (mi?). Sevilmek için güzel olmak gerekir (mi?). Tüm kızlar yoksulluktan ve zorluklardan zengin ve yakışıklı bir prensle evlenerek kurtulur (mu?) Tüm masallar kalabalık ve mutlu bir düğünle biter (mi?). Prens’le sadece arkadaş olan Sindirella’nın kendine ait bir pastacı dükkanı açmasıyla biten bu masalı kız çocuklarına okumalı. Sindirella o parlak, harika görünen ama rahatsız cam ayakkabıları dükkanın vitrinine süs olarak koyup rahat çizmelerini ayağına geçirdiğinde birlikte gülümsemeli. Hay aklınla bin yaşa Solnit
Sindirella - Özgürlük Kedisi
Sindirella - Özgürlük KedisiRebecca Solnit · Dinozor Çocuk · 202138 okunma
Türk insanını Türk insanından ayıran bütün duvarlan yıkmak isterdim. Muhteşem bir maziyi, daha muhteşem bir istikbale bağlayacak köprü olmak isterdim, kelimeden sevgiden bir köprü. Cemil Meriç
Aklım hayallerimle doluydu, tek düşündüğüm muhteşem bir dansçı olmak ve her şeyden uzaklaşmaktı. Ötesi değil. Kumru Sonat ismini dünyanın en ünlü dansçıları listesine yazdırmak istiyordum. Dans yeteneğimin olmaması bile bu hayalleri kurmama engel olamamıştı. Çalışıyordum, çabalıyordum, deniyordum. Beni ayakta tutan buydu, beni yere düşürmeyen hayallerimdi. Oysa şimdi içimden bir ses "Ne anlamı var ki?" diyordu. Gecenin bir vakti sokakta yürüyüp nereye gideceğimi düşünürken doğum günüm olduğunu fark ediyorsam hayallerimin beni avutmasının ne anlamı var ki?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.