Müjgan tekrar güldü, fakat bu defa ki gülüşte biraz ızdırap vardı..
Sayfa 82 - İnkılap Yayınları, Reşat Nuri Güntekin, Bütün Eserleri, ÇalıkuşuKitabı okuyor
Reklam
"Düşün bir kere Müjgan... Cumhuriyet... Cumhuriyet! Türki­ye Cumhuriyeti..."
Cüzdanı boşver müjgan Eski halime geri döndüm.
"Sizi, Müjgan Hanım" dedi, "memleketim kadar, Türkiye kadar sevdim. İnanınız..."
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
O kadar güzeldi ki... Hayranlıkla ve her satırında içimde bir buruklukla okuduğumu söyleyebilirim. Yazar o kadar güzel işlemiş ki konuyu, Müzeyyen Güner'i okurken duygulanmamak elinizde değil. Alzheimer başlangıcı teşhisi konulan Müzeyyen bakımevinde kalır. Onun en yakın dostu Müjgan onu her ayın son perşembesi ziyarete gelir ve
Hatırlar Mısın Müzeyyen?
Hatırlar Mısın Müzeyyen?Sena Pekşen Şanlı · Otantik Kitap · 202210 okunma
Reklam
"Doğum gününden iki gün önce gelmişti Nezahat Hanımlar Bursa'dan. Bir iplikler bir ketenler... Fikret Bey takılıyordu Müjgan'a, "Hanım şu lacivertten bana bir kravat dikiver, bir de mendil. Severim laciverti, gözlerin gibi." Müjgan Fikret Bey'e renk renk kravatlar dikerdi. Ama Fikret Bey hep lacivert kravatını takardı. Müjgan'a bağlatırdı. Sonra ellerini öper, saçlarını koklardı."
Sayfa 220 - Müzeyyen GünerKitabı okudu
"1985 model bordo Mercedes, Mazhar Bey'in benden sonraki sevgilisi... Fotoğrafı kim çekti hatırlamıyorum ama arabanın sol tarafında Mazhar, Murat, ben, sağ tarafında Fikret Bey, Müjgan ve Ayla duruyordu. Hepimizin yüzünde bir ciddiyet, bi' tek Mazhar Bey gülüyordu. "Hatırladın mı Müzeyyen kumanı?" deyip kıkırdıyor Müjgan."
Sayfa 169 - Müzeyyen GünerKitabı okudu
"- İçmezsen ölümü gör Müjgan. + Aa, sen iyice delirdin Müzeyyen, şimdi çağırırım bak hemşireyi. - Bak sana da yakıyorum, ölür giderim görürsün. + İyi ver, kör olasıca. Müjgan bir yandan içine çekti bir yandan öksürdü, ben bir yandan üfledim bir yandan güldüm. Bu Müjgan'ın ilk filtreli suçu oldu. Ve bu birlikte içtiğimiz ilk sigara, belki de son sigaramızdı."
Sayfa 132 - Müzeyyen GünerKitabı okudu
"Şener Şen denilince akar sular dururdu bende. Hatta bir filmi vardı "Kabadayı" diye, Ali Osman'dı karakterinin adı, o da unutuyordu benim gibi. Bir fotoğraf makinesi edinmişti Ali Osman, sevdiklerinin fotoğrafını çekip isimlerini yazıyordu altına, unutmamak için. Nereden geldiyse o geldi aklıma, hemen Müjgan'ı arayıp anlattım. Tam onluk bir işti. Yalnız bir şartım vardı, dedim ki, "Müjgan, kendi fotoğrafını koyma o albüme, ben seni zaten unutmam."
Sayfa 127 - Müzeyyen GünerKitabı okudu
Reklam
"Her yere yakışır Müjgan. Düğünde güzel oynar, cenazede güzel ağlar. Çok da güzel doğurur Müjgan. Evladım gibi severim evlatlarını. Murat'ımdan ayırmam Ayla'yı, Necdet'i. Neyse ezan okunmadan bir bardak daha su içip öyle yatayım en iyisi. Ramazanın ilk gününden perişan etmeyeyim kendimi."
Sayfa 100 - Müzeyyen GünerKitabı okudu
"Çok severim Müjgan'ı, kalbime kara bulutlar doluşsa Müjgan açtırır güneşleri. Öyle bir laf eder ki en karamsar anımda, bir bakmışsınız tüm dallarımda çiçekler açmış. Mahalleli de bilir bizim dostluğumuzu. Müzeyyen davet edildi mi Müjgan'a söylemeye gerek kalmaz, terzi aynı kumaştan bir değil iki elbise diker, sabahları fırından alınan sıcak ekmek bile ikiye bölünerek biter. Ege, Akdeniz ya da Marmara Denizi de bilir bizi... Müjgan ve Müzeyyen ayrılmaz."
Sayfa 100 - Müzeyyen GünerKitabı okudu
"İyi ki buraya getirmeyi akıl etmişim canım radyomu, ne güzel, yarenlik ediyor bana. Müjgan'ın yaptığını yapıyor o da, eskilerden anıları toplayıp koyuyor kulağıma. Müjgan olsa, "Hatırlar mısın Müzeyyen?" derdi. Radyo öyle demiyor, bazen, "Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini." diyor, ben ona, "Nasıl unuturum zeytin karası gözlerini ayol o kadar da bunamadım ya!" diyorum. Bazen, "Hatırla sevgili o mesut geceyi." diyor. "Bak ona söz veremem işte, bizim çok mesut gecemiz oldu Mazhar Bey'le, hangisini hatırlayayım?" diyorum..."
Sayfa 98 - Müzeyyen GünerKitabı okudu
"Ne çok özlemişim oğlumu. Minik elleriyle parmağımı tutan o bebek de, şimdi karşımda oturan huysuz adam da aynı kişi. Bir anlık gülüşünde tekrar çocukluğuna dönüyor. Murat gülünce ben de gençleşiyorum. Murat gülünce mavi elbisemi giyip Eskişehir'de Mazhar'la kol kola yürüyorum. Murat gülünce her şeyi hatırlıyorum, Murat gülünce Müjgan'ın limonlu kekinden kocaman bir dilim daha yiyorum. Murat gülünce Ayvalık'ta bir sofra kuruluyor, Murat gülünce babası gibi gülüyor..."
Sayfa 95 - Müzeyyen GünerKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.