Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
350 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ex Nihilo Nihil Est
"Felsefe: Kendisini akla dayanan nedenlerle, gerekçelerle meşrulaştirmaya çalışan bireysel, eleştirsel, refleksif, bütüncü ve tutarlı bir düşünme faaliyetidir." Kitap, felsefenin tanımı ve felsefenin yaratıcısınin Eski Yunan mı veya felsefenin Eski Yunan'da doğduğu tartışması ile başlıyor. Ardından Eski Yunan'in Sokrates öncesi felsefe
İlkçağ Felsefe Tarihi 1
İlkçağ Felsefe Tarihi 1Ahmet Arslan · İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları · 2013816 okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
Kitapta Tasavvuf'tan ardından din ve siyasetin ayrılmaz oluşundan bahsedilir. Daha sonra günümüzde pekte bilinmeyen Müslüman bilgelerin bilime yaptığı katkılardan çarpıcı bir şekilde bahsedilir. Bir diğer bölümde Felsefe'den bahsedilir burada daha çok Aristo, Platon ile ortaya çıktığı sanılan felsefenin aslının öyle olmadığı açıklanır. Bir diğer bölümde İslam sanatının mükemmelliğinin hakkı verilir. Zira bu mükemmellik günümüzde çok anlaşılmış değildir. Son bölümde şiir hakkında bilgiler verilir bu bilgilerde İslam şairlerinin batılı şairler üzerindeki etkilerinden bahsedilir. Bu kitabı öncelikle Müslümanlar okumalı. Çünkü İslam'ın dünyaya geçmişte nasıl bir düzen getirdiği tam olarak bilinmiyor. Bununla da kalmayıp her şeyi "Batı" denen sözde insansever! Topluluklar tarafından oluşturulduğu zannı var. Bu cehaletin farkına varılması ve yanlış zannetmelerin sona erdirilmesi için bu kitap okunmalı. İslam'ın mükemmelliği zaten ortada ama İslam'ın mükemmelliğini bir Batılı'dan okumak bizlerin birçok şeyi daha çabuk idrak etmemizi sağlar.
İslam'ın Vadettikleri
İslam'ın VadettikleriRoger Garaudy · Türk Edebiyat Vakfı Yayınları · 2016901 okunma
Reklam
248 syf.
·
Puan vermedi
Dikkat! Spoiler İçerir ve olay örgüsü içermeyen bir kitap olarak alıntı da içerir!!! ‘Popüler Kültür’ kavramının açıklanarak olumlu ve iyimser bir popüler kültür düşüncesinin paylaşıldığı kitap John Fiske’nin önemli eserlerinden. Kot pantolonun popüler kültürü temsili ile başlayıp siyasetteki popüler kültür temsilleri ile son bulan yedi bölümden
Popüler Kültürü Anlamak
Popüler Kültürü AnlamakJohn Fiske · Parşömen Yayınları · 201230 okunma
makale notları-16
Yani sanat, sanat olduğunun sürekli bilincinde olmuş, asla dinin yerini almaya veya onun karşısına bir muhalefet unsuru gibi dikilmeye yeltenmemiştir. Kaldı ki, İslam'da dini-dünyevi ayrımının bulunmaması onun ayırt edici bir özelliğidir. Bu bağlamda İslam estetiğini metafizikle ilgisini asla kesmeyen bir estetik olarak görmek
makale noKitabı okudu
654 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Hafıza Odası
Erken dönem Hristiyan düşüncesinin en önemli temsilcisidir Aziz Augustinus.Batı literatüründe otobiyografi geleneğinin ilk temsilcisidir.İtiraflar'ı hayatının ilk dönemi bu dönemdeki ruhsal-entellektüel gelişimi hakkında verdiği önemli bilgiler dışında aynı zamanda yüksek edebi değere sahip bir eserdir.Aynı zamanda içebakış yöntemini ilk
İtiraflar
İtiraflarAugustinus · Alfa Yayıncılık · 2019522 okunma
240 syf.
10/10 puan verdi
Akademik bir eser olmasına rağmen, dili sade ve yalın. Bazı ağır bir akademik dil ile kaleme alınan eserlere göre daha akıcı. Eserin muhteviyatı, Servet-i Fünun edebiyatının edebi tenkid görüşleri. Servet-i Fünun dergisinde yazılan makaleler rehberliğinde Servet-i Fünun tenkidinin sadece karşılıklı münakaşa ve benimsenmiş prensipleri müdafaadan
Servet-i Fünun'da Edebi Tenkit
Servet-i Fünun'da Edebi TenkitBilge Ercilasun · Akçağ Yayınları · 201818 okunma
Reklam
Bölüm 3: Aziz Augustine'nin Siyaset Felsefesi Özeti
Batı tarihinde Aziz Augustine'nin (MS 354-430) yazıları antik Yunan ve Roma'nın kadim kültürü ile Batı Avrupa Hıristiyan kültürü arasında bir köprü olmuştur. Augustine'in bu rolle nitelendirilmesinin ana nedeni, bir belagat öğretmeni olarak, Hıristiyan Kilisesi'nde psikopos olmadan ve de Hıristiyanlığa girmeden önce, Yunan ve Roma klasiklerini
Medeniyet ve ilerleme
Medeniyet, Avrupa milletlerinin 19 yüzyılda ulaşmış olduğu gelişme ve mükemmellik seviyesiymiş. Kimse tarafından tanımlanmamasına rağmen herkesin bildiği bu kavram, birbirine sıkı sıkıya bağlı olup ayrılmayan maddi ve ahlaki kalkınma demekmiş.
Tiyatro, bilimin ona tekrar tekrar taktığı mükemmellik hâlesini mütemadiyen medeniyetin üstünden çıkarıyor. Bilim, büyük bir azgınlıkla ve sürekli olarak bizi ürün bolluğu, kitle üretim, enerji ve insan gücü endeksleri gibi bilgilere boğarken, sanat, eş zamanlı olarak insani çoraklığa, zihinsel ve ahlâkî yokluğa, şiddete vahşiliğe ve anlamsızlığa dikkat çekiyor. Zengin bir dünyada, ihtişam ve güç ortasında, tiyatro, neredeyse istisnasız olarak, öfkeli, ahlâksız ve güçsüz insanı gözler önüne seriyor. Şairler insanlığın hassas duyargaları gibidir. Şairlerin dile getirdikleri endişe ve şüpheye bakılırsa, dünya hümanizme kucak açmaktan ziyade insaniliğini kaybetmekte ve yabancılaşmaya doğru ilerlemektedir.
320 syf.
10/10 puan verdi
Kış geldiyse bahar çok uzakta olabilir mi?
“Neden beni denizin bile kuruduğu bir yerde dünyaya getirdiniz?” Çin edebiyatında Kültür Devrimi arka planı taşıyan kitaplar yeni bir şey değil. Öncesinde de bu konuyu ele alan birkaç kitap okumuştum. Ancak çok az sayıda kitap bu dönemde Sincan sınırları içindeki yaşamın bir portresini önümüze koyuyor. Hiç kuşkusuz bu kitap Wang Gang'ın
İngilizce
İngilizceWang Gang · Kalkedon Yayıncılık · 20134 okunma
Reklam
NOTLAR: Bu sebeple bugün Batı düşüncesi denildiğinde anlaşılan şey, daha ziyade modern düşünceyi karakterize eden; - hümanizm, -teknoloji ve yöntem düşüncesi -özgürlük ve eşitlik kavramları -mekanik evren tasavvuru
Mükemmellik mutlak ve kalıcıdır; bu dünyadaki her şey ise onun sadece sınırlı yansımalarıdır.
Samuel Smiles/ Kendine Yardım
İradenin özgürlüğü konusunda, mantıkçılar ne tür teorik sonuçlar çıkarırsa çıkarsınlar, her birey pratik olarak iyi ve kötü arasında seçim yapmakta özgür olduğunu, akıntının yönünü belirlemek için suyun üzerine atılan bir saman parçası gibi olmadığını, içinde dayanıklı bir yüzücünün gücünü taşıdığını, kendisi için kulaç atabilecek ve dalgalarla baş edebilecek kadar kabiliyetli olduğunu ve kendi bağımsız gidişatını büyük ölçüde yönlendirebileceğini düşünür. İrademiz üzerinde mutlak bir sınır yoktur ve eylemlerimize bakarak, sınırlı olmadığımızı bilir ve hissederiz. Böyle düşünmesek, taşıdığımız mükemmellik arzusu kaybolurdu.
Tarihte meydana gelen dönüşümler uzun zamandır daha iyiye ve mükemmele doğru bir ilerleme olarak nitelendirilmiştir. Doğa’da gerçekleşen değişimler -ne kadar çeşitli olursa olsun- daima kendini tekrar eden bir döngüden ibarettir. Doğada “güneşin altında yeni bir şey yoktur” ve fenomenlerin şimdiye kadar oynadığı çok biçimli oyunu can sıkıntısı hissi uyandırır. Sadece Ruh alanında gerçekleşen değişimlerde yeni bir şey ortaya çıkar. Akıl dünyasındaki bu hususiyet, insanın durumunda, tüm değişimin tekrardan intikal ettiği her zaman tek ve aynı sabit karakteri -yani daha iyiye yönelik değişim için gerçek kapasiteyi- bulduğumuz doğal nesnelerinkinden tamamen farklı bir kadere, mükemmellik dürtüsüne işaret etmiştir. (…)
"Sonsuz her şeyi bilen ve her şeye kadir tanrının işlerinden başım döndü. Doğada onun ayak izlerini takip ettim ve her yerde sonsuz bir hikmet güç ve akıl sır ermez bir mükemmellik gördüm." Systema Natura- Linaeus
Sayfa 215Kitabı okudu
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.