bir türküye başlarken insanı etrafına baktıran ve acaba bir aslan dile geldi de türkü mü söylüyor dedirten Ali Ekber Çiçek, Huma Kuşu’nu uçuran Mükerrem Kemertaş, türkülerin efendisi Turan Engin, türkülere can veren Ümit Tokcan, perdesiz gitarı icat ederek tarih yazan efsane adam Erkan Oğur, tarz denildiğinde adı bir şimşek gibi beynimde çakan Erkin Koray, kol düğmesinde fırtına koparan ozan Barış Manço, notayla kelimenin arasına yüreği sıkışan üstad Cem Karaca... Bunlar nasıl adamlar, hepsi birer dahi. Hiçbir televizyon kanalında aşklarıyla gündem oluşturmadılar. Diyeceksin ki adamlar yaşlı. Peki dinlerken titrediğim Oğuz Aksaç'a, 'Pavarotti gelsin de ses görsün!’ dediğim Soner Olgun’a, sahneyi titreten Kubat’a, işte budur dedirten Kıraç’a, tabiat aşığı Haluk Levent’e ve Volkan Ko-nak’a, piyanoyu yedi yiyecek dediğim Tuluyhan Uğurlu’ya, sustuğum Aysun Gültekin’e ne diyorsun...