208 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Sait Faik'in 1940 yazdığı ve o dönemde önce yasaklanan daha sonra da sansürlü yayımlanan Medarı Maişet Motoru yazarın yazdığı iki romandan birincisidir. Romanda Ada halkının yaşantısına konuk olurken birinci ve ikinci bölümde farklı farklı insanların hikayesine tanık olurken üçüncü bölümde bu kişilerinin Melek ile Fahri'nin yollarının
Medarı Maişet Motoru
Medarı Maişet MotoruSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20222,107 okunma
Karmatilik
Karmatilik Kûfe şehrinde kurulmuştu. Kurucusunun ismi Hamdan Karmat olduğu için bu fikir akımı Karmatilik adını almıştı. Karmatilerin çıkış noktası Abbasi düşmanlığıydı. Ne var ki arka planda İslami değerler tek tek ayaklar altına alınmaya çalışılıyordu. İslam'ın getirdiği birçok yasağa ehemmiyet verilmiyordu. Karmatiler komünizmdekine benzer bir şekilde ortak mülkiyet hakkını savunuyor, zenginlerin malı herkesindir” propagandası yapıyorlardı.
Reklam
İnsan, geleceği düşünmeye başladığı andan itibaren, yaşamakta olduğu cenneti terk edip anksiyete dünyasına adım atar; üzerine kaygının gri tonu çöker, hırs dürtüsü oluşur, mülkiyet başlar ve "düşünceden yoksun" yabanın keyifli hayatiyeti kaybolur.
Komşularımın kadınlarının, çirkin olanlar dışında hemen hemen hepsini canım çekmiş olduğundan, Tanrı’nın, Musa’nın On Emriyle bizzat kutsadığı özel mülkiyet kavramına, gizlice de olsa, saygısızlık etmiş sayılırım: “Komşunun karısına göz koymayacaksın, ne de öküzüne ve eşeğine...” Bu yetmezmiş gibi ben, tasarlayarak, hem de soğukkanlılıkla, emekçi kitlesini çoğaltmak amacı gütmeksizin sevişme eyleminde bulunmuş bir adamım. Ahirette, tensel günahlara kötü gözle bakıldığının farkındayım, ama gene de, Tanrı bilmediği şeyleri lanetliyormuş gibi geliyor bana.
Sınıf nesnel olarak veriliyken, statü insanların sosyal farklılıklar hakkındaki değerlendirmelerine bağlıdır. Sınıflar, mülkiyet ve kazançla eşleşen ekonomik etkenlerden kaynaklanırlar; statü ise grupların izlediği değişen hayat tarzları tarafından belirlenir (Giddens, 2000: 263).
Weber mülkiyet imtiyazlısı ve mülkiyet mağduru sınıfları ile üretim imtiyazlısı ve üretim mağduru sınıfları arasına orta sınıfları yerleştirir. Ancak çıkar/kâr sağlayan mal ve eğitime sahip olan, ya da emeğiyle geçinen (zanaatkârlar, köylüler, uzmanlaşmış işçiler) kimselerden oluşan orta sınıflar ne Marx, ne de Weber tarafından pek fazla analiz edilmemişlerdir (Durand, 2002: 118).
Reklam
O şöyle demektedir: "Bir ölçüde basitleştirerek diyebiliriz ki, 'sınıf tabakalaşması, üretim ve mülkiyet ilişkilerine göre, 'statü' tabakalaşması ise özel hayat tarzı'nın temsil ettiği tüketim biçimlerine göre belirlenir" (Weber, 1993: 188).
Weber'in sosyal tabakalaşma konusunda Marx'ın bazı temel görüşlerine katıldığı görülür. Özellikle toplumsal sınıfın ekonomik farklılaşmaya dayandığı görüşünde, Weber ile Marx uyum içinde görünürler. Weber'e göre de, kişilerin veya bir sınıfın hayat şanslarının belirlenmesinde üretim araçlarının denetimi büyük etkide bulunur. Ancak, Marx'ın tersine, Weber sosyal tabakalaşmanın bunun dışında iki boyutu daha bulunduğunu vurgulamıştır: İktidar ve saygınlık. Weber'e göre sosyal tabakalaşma biçimlerini yalnızca ekonomik etken değil, fakat onunla birlikte iktidar ve saygınlık birlikte belirler. En azından farklı toplumlar ve dönemlerdeki sosyal tabakalaşma biçimlerinde ağırlıkları bakımından bu üç boyut değişik etkilerde bulunurlar. Mülkiyet farklılıkları sınıfları, iktidar farklılıkları partileri ve saygınlık farklılıkları da statü gruplaşmalarını veya tabakaları doğururlar (Kemerlioğlu, 1996: 10).
Düşünüyorum: Bir insanın bir başka insan üzerindeki hakkı ne kadardır, nereye kadardır? Bir insan, bir başka insanın tüm varlığı üzerinde, yani bedeni, ruhu, aklı, kalbi, vicdanı, hayalleri, umutları ve emelleri üzerinde hak iddia edebilir mi? Bunlar bir nesneymiş gibi, kim olursa olsun, bir başkasının mülkiyet konusu olabilir mi? Üstelik her insanın içinde birçok kişi, birçok kimlik var. Hepsini birden kim mülkiyetine geçirebilir?
Eğer toplumsal devrim yalan söylemiyorsa, yasalar ve gelenekler nezdinde,erkeğin kadın üzerindeki mülkiyet hakkını ve yaşamdaki çeşitliğin düşman olan katı normları ortadan kaldırmalıdır..
Kadınlar
Kadınlar
Reklam
Kadın, sadece yatakta kullanılır bir eğlence midir? Kadının bir vazifesi de hayatı baştan başa doldurmak değil mi?
Fazladan afyon varmış ... Mukaddes zehir... Kadını, apışarasıyla degil, ruhuyla orospu yapan dayanılmaz iptila!
Dehşet! Halbuki muharebe bazı zamanlar, insana nasıl da şaka gibi gelir. ..
Düştüğün yerden kalkmak için ellerini toprağa dayamak lazım.
Ümitsizlik, bazen kuvvetlerin en mağlup edilmezi haline gelir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.